BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Şükür'den ilginç kehanet

Galatasaray'ın tecrübeli futbolcularından Hakan Şükür, bu yıl kesinlikle şampiyon olacaklarına inanıyor. Şükür hesabını rakamların şaşırtıcı benzerliğine dayandırıyor.

Abone ol

Lig, 19.05.2005'e yakın bitecek. Ay ve günü birleştiriseniz 100. yılımız çıkar. O gün şampiyon olmalıyız... Geçen sene takım olamadık. Ama herkes şapkasını önüne koydu. Galatasaray'ı ait olduğu yere getirmeliyiz... Hagi'nin futbol bilgisine inanıyorum. Hırslı ve tezcanlı. Koyduğu katı kurallar, disiplin için gerekli İşte Hakan Şükür'ün Milliyet Gazetesi'nden Halil Özer'e verdiği özel röportaj: GALATASARAY'DA ismi hiçbir zaman vitrinden düşmeyen Hakan Şükür ile ABD'de sohbet ettik. Biz sorduk, o içtenlikle yanıtladı. Umutlarını, hatalarını, takımın toparlanma sürecini dile getirdi. İşte röportaj: Hakan neden her sözleşme döneminde mutlaka bir sorun çıkıyor ?" Galatasaray'a ilk geldiğim dönemde Galatasaraylı olduğumu ve bu takıma ait olduğumu söyledim. Belki de profesyonel şartların dışına çıkan bir düşünceydi. Ama kulübün başındaki insanlar, kulübün çıkarlarını düşündükleri için olayları profesyonel şartların dışına taşıdılar. 'Nasıl olsa Galatasaraylı, bir yere gitmez' dediler. Yabancı futbolcu geldiği zaman nasıl hakkını istiyorsa, ben de istedim, bu yüzden görüşmeler uzadı. Yöneticilerin beklentileri; 'Hakan gelecek, boş sözleşmeye imza atacak. Ne istersek vereceğiz ya da vermeyeceğiz' oldu. İşler böyle olunca rayına oturmadı. Bu sene de aynısı oldu. Burada kalmak güzel ama, başımızdaki insanların tutumu da önemli. Bizi de herkesle aynı kefeye koymalılar ve profesyonel şartların olduğu bir anlaşma yapmalılar. Hâlâ kendini eski gücünde hissediyor musun? Yaşadığım birçok şey bana fiziksel ve manevi olarak olumlu katkılar sağladı. Bu anlamda önemli bir avantajımın olduğuna inanıyorum. Kendime iyi bakıyorum ve iyi yaşıyorum. Adale yapım oturdu. Belli birikim ve tecrübeye ulaştım. Bunun bana olumlu katkıları olacağına inanıyorum. Kendimde hiçbir eksiklik hissetmiyorum. Gerek antrenmanlarda, gerekse maçlarda zorlanmıyorum. Ama oynadığım mevki takımın başarısıyla doğru orantılı. Forvetin maalesef böyle gerçekleri var. Takıma ayak uydurmak zorundayım. Hatta birine koş diyeceksem, önce benim koşmam gerekiyor. Bu sene takımdaki arkadaşlık pozitif yönde gelişti. Bu nasıl oldu ? Kendi aramızda hiç olmadığı kadar konuşuyoruz. Herkes şapkasını önüne koydu, geçmişte yaptığı hataları gözden geçirdi. Yaşananların kimseye bir şey kazandırmadığını gördük. Burada bir takım var. Bu takımın hep zirvede olması lazım. Düştüğümüz durumlar ortada. Galatasaray'ı ait olduğu yere getirmeliyiz. Geçen sene takım olamadık. Beraber hareket edebilme duygusu oturmadı. Özel hayatınızda gezerken bile, Galatasaray'ı düşünerek hareket etmeniz gerekiyor. Tabii ki herkesin kendi yaşantısı olacak. Ancak her şartta asıl evimizin hep kulüp olması gerekiyor. Bu bizim işimiz ve bu işten kazandıklarımız ile yaşantımızı sürdürüyoruz. Eğer burada verimli olup başarılı olursak, yaşam standartlarımız da güzelleşir. Peki 100. yıl stresi var mı ? Bu kadar hırslı olmamızda mutlaka 100. yılın da etkisi var. Ortada büyük hayaller var. Ve bu hayallere ortak olmak istiyoruz. Çok çalışmalıyız. Biz üstümüze düşeni yapacağız. Tabii bunu baskı unsuru yapmak pek doğru olmaz. Rakiplerimiz büyük transferler yaptılar, oturmuş kadroları var. Çok çekişmeli bir lig olacak. Ama mevcut kadromuzla şampiyonluğun en büyük adayı olduğumuza inanıyoruz. Ne zaman başarısızlık gelse eskiler suçlanıyor. Suçlu musunuz ?" Oturduğunuz yerden bir sürü senaryo üretebilirsiniz. Galatasaray'ı başka takımlarla karıştırmak ya da kaos ortamına çekmek pek doğru olmaz. Bu dedikoduya maruz kalan insanlar, yıllarını bu formaya verdiler. Karakter yapılarında hiçbir sapma olmadı. Ve performansları da ortada. Her dönemde bazen soyunma odasında kavga çıkarttılar, bazen de sosyal yaşantıları ön plana aldılar. Bu tip düşünceler Galatasaray'a zarar vermek isteyen insanların düşünceleri. Bu insanlar Türk Futbolu'na damga vurdu, devrim yaptı. Ancak geçmişte yapılanları söyleyerek, bugün ayakta kalamazsınız. Bugün için de bir şeyler üretmek gerekiyor. Takımda sürekli bir şifreden söz ediliyor. Nedir bu? Bu sene sadece ligde mücadele edeceğiz. Hiç alışkın olmadığımız bir düzene gireceğiz. Neticesinde çok iyi mücadele edip, arkadaşlığı da en üst seviyeye getirirsek şampiyon olabiliriz. Evet, bütün arkadaşlarla konuştuğumuz bir şifremiz var. Bu şifreyi de ilk kez size açıklayayım. Lig maratonu yaklaşık olarak Mayıs ayının ortalarında sona erecek. Hafta sonuna gelse bile tarih 19.05.2005'e yakın olacak. Bu tarih bizim için çok önemli. Ay ve günü birleştirirseniz ortaya 1905 çıkıyor. Yani tam 100. yıl. Bu büyük rastlantı. Eğer o gün şampiyonluğumuzu kutlarsak gerçekten büyük keyif olur. Hagi genç bir hoca. Ama içinizden birisi. Bu sizi nasıl etkiliyor ? Hagi bize hâlâ futbolcuymuş gibi geliyor. Çok tezcanlı ve herşeyin bir an önce olmasını isteyen yapıya sahip. Kaybedecek zamanı yok. Onu yakından tanıdığımız için anlayabiliyoruz. Genç arkadaşlarımıza da anlatıyoruz. Hırslı ve karakteri oturmuş. Futbol bilgisine çok inanıyorum. Sosyal olarak da iyi insan. Futbolcuya nasıl davranacağını iyi biliyor. Katı olsa da bazı kurallar koymaya çalışıyor. Ama başarıya giden yolda, bu disiplini sağlamak gerekiyor. Bu kadro işidir, güven işidir, en önemlisi moral işidir. Onun başındaki insanlar ona moral ve destek sağlayacak, o da bunu bize yansıtacak. Hagi bakamıyor "Futbolcu koşmayı sevmez. Hagi de futbolcuyken, 'Biz atlet miyiz? Neden bu kadar koşuyoruz' derdi. O günkü davranışları aklımıza gelince, kendisiyle birlikte gülüyoruz. Ama hoca o zamanda biliyordu ki, futbolcunun mutlaka koşması gerekiyor. Şimdi biz kondisyoner ile koşu antrenmanı yaparken, Hagi arkasını dönüyor. Bize bakamıyor. O duyguyu içinden yaşıyor mutlaka. Hoca olabilirim "Dört - beş sene önce, bırakınca futboldan biraz ayrı kalmayı düşündüğümü söylemiştim. Şimdi bakıyorum da, çok önemli isimlerle çalışmışım. Uzaklaşmak pek kolay olmayacak. Kariyerim var. Dünya Kupası'ndan sonra diploma da aldım. Belki oynadığım takımlarda antrenörlük yapabilirim. Ama onu geliştirmek ve işin bazı püf noktalarını kitabından da öğrenmek gerekiyor". Hava savaşı "Türkiye'de forvet tipi artık değişti. Diğer takımlar, büyük takımlara karşı çok kapanırlar. Böyle olunca da, büyüklerde hava hakimiyeti önemli bir hal alır. Bu olay diğer takımlara mesaj oldu. Önlemi en zor alınan sistem budur. Yeni sezonda güzel bir çekişme ve muhteşem hava savaşı olacak. Futbolseverlerin de bu savaştan keyif alacağına inanıyorum". Pierre çok iyi "Hooijdonk'u çok beğeniyorum. Birçok özelliği bünyesinde barındırıyor. Futbolu zekasıyla oynuyor. Çabuk ve süratli değil. Duran topları kullanması, asistleri, pasları en önemli özellikleri. Birarada oynamak güzel olurdu. Topun istediğin yere gelmesini arzu edersin. İşte o pası verebilmek yarı gol sayılır. Van Hooijdonk bunu çok iyi yapıyor. Gerçekten akıllı".