BIST 10.020
DOLAR 32,38
EURO 34,73
ALTIN 2.431,94
HABER /  GÜNCEL

Sırrı Yüksel Cebeci Arman'ı eleştirdi

Sırrı Yüksel Cebeci, dün şarkıcı iken bir sabah köşe yazarı olarak arz-ı endam eden yazarları değerlendirdi. Cebeci, isim vermeden Ayşe Arman'a da gönderme yaptı.

Abone ol

Sırrı Yüksel Cebeci, basında hasbelkader köşebaşlarını tutmuş olan köşe yazarlarını değerlendirdi. Cebeci, Türk basınında yaşanan 'eksen kayması'nı çarpıcı örneklerle gözler önüne sererken isim vermeden Ayşe Arman'a da dokundurdu: Nerede o eski köşe yazarları BİR web sitesinin yaptığı, hangi yazar için gazete alırsınız anketinde dereceye giremeyen, yüksek tirajlı gazetenin kadın köşe yazarı, köşe yazarı olmanın yollarını kendince anlatırken, şöyle bir öğütte bulunuyor: - Yapacağınız şu... Bir koşu gidip popüler olup geleceksiniz ki, Türkiye'de yaşadığınız için şanslısınız. Hiç de zor değil bildiğiniz gibi. Saha kısıtlaması yok. Popülariteniz herhangi bir sahada olabilir. Mesela, kocasını uykusunda kaynar suyla haşlayan kadın bile olabilirsiniz. Ertesi gün, kafadan yazarsınız. Kendi de şarkıcı iken, bir sabah köşe yazarı olarak arz-ı endam ettiği için, Türkiye'de köşe yazarlığının ne kadar ucuz ve kolay olduğunu ondan daha iyi kim bilebilir ki... Üstelik kocasını uykusunda kaynar suyla haşlamadan! Kemal Ilıcak'ın, Falih Rıfkı Atay'ın, Nadir Nadi'nin, Ercüment Karacan'ın, Erol Simavi'nin, Mithat Perin'in medya patronluğu dönemlerinde bu kadar kolay ve ucuz yoldan köşe yazarı olabilir miydi bu şarkıcı eskisi? Ya da, babasının çiftliği sandığı gazetenin o köşesinde, oha oldum ve çüşünüz gibi sözcüklerle Türkçe'nin ırzına geçip hepimizin ve en çok da, Türk Dil Kurumu Başkanı değerli hocamız Şükrü Haluk Akalın'ın tepesinin tasını attırabilir miydi? Emanet köşe yazarı GELELİM yüksek tirajlı aynı gazetenin diğer kadın köşe yazarına... Ki o da, bir web sitesinin hangi yazar için gazete alırsınız anketinde dereceye giremeyenlerden! 'Eskiden seksi, reçel kavanozu gibi arka sıralara itmiştim' diyen, 'Nasıl da geçirdim yazıları' diye yazan, Türkiye'de sanki erkek yokmuş gibi 'Türkiye'ye erkek ithal etmek gerektiği'ni iddia eden bu kadın yazar, şu günlerde hamileymiş! 'Ne var bunda... Kadındır, kariyer de yapar, çocuk da' diyeceksiniz. Ama bu kadın yazarımızın hamileliği, bildiğiniz hamileliklerden değil! Erkek çalışma arkadaşları ona, 'Sen bize emanetsin' diyorlarmış! O da, 'Kim tarafından kime' emanet edildiğini bilmiyormuş ama hoşuna gidiyormuş bu söz! Belden yukarı çıkmamaya kararlı olan fantezi düşkünü kadın yazar, geçtiğimiz günlerde tatile çıkarken, arkadaşlarına nasıl veda etti biliyor musunuz: - Kusura bakmayın benim bir şeyi kestirmeden anlatabilme yeteneğim yok. Aslında söyleceğim bir cümle, sevgilimle mavi yolculuğa gidiyorum, bebeğimizi yüzdürmeye, birkaç gün yokum, eyvallah! Kocasıyla değil, sevgilisiyle mavi yolculuğa giden bu hamile kadın köşe yazarının kendisini çok okuyan genç kızlara nasıl örnek olduğunu düşünün bir kez. Bebeği inşallah yüzmek biliyordur! Kime acıyacaksınız? BİR başka fikir ağırlıklı gazetenin, web sitesinin hangi yazar için gazete alırsınız anketinde mansiyon bile alamayan kadın yazarı, Hıncal Uluç-Sezen Aksu arasındaki 24 yıllık dostluğun bozulmasına takmış kafayı... Diyor ki: - Ama nasıl illa da billa da her mevzuda anlamadığım hususlar olacaksa, 24 yıllık dostluğun gümbür gümbür yıkılışı (ve bunun kamuya açık yapılışı konusunda da) anlayamadığım yerler vardı. Hıncal Uluç ile Sezen Aksu arasındaki 24 yıllık dostluğun gümbür gümbür yıkılışından kime ne? Bu dostluğun yıkılışıyla, Türkiye'nin Avrupa Birliği rüyası sona erdi sanki! Kimdi o 'Kadın köşe yazarları erkeklerden daha başarılı' diyen erkek köşe yazarı? Gazete patronlarına mı acıyacaksınız, köşe yazarlarına mı, yoksa okurlara mı? Yazı: Sırrı Yüksel Cebeci Kaynak: Halka ve Olaylara Tercüman