BIST 9.643
DOLAR 32,59
EURO 34,84
ALTIN 2.496,54
HABER /  GÜNCEL

Şakran Çocuk Cezaevinde skandal!

İzmir Barosu, çocuk cezaeviyle ilgili öyle bir rapor hazırladı ki okuyanların tüyleri ürperdi.

Abone ol
İzmir Barosu'nun hazırladığı Şakran Çocuk Cezaevi raporu tüyler ürpertiyor! İddialara göre cezaevinde Mavi Oda olarak adlandırılan bölümde kan izlerine rastlandı. Cinsel istismar iddialarının yer aldığı, çocukların büyüklerinden dayak yediği de iddia edilen raporda, gardiyanların ise çocuklara sistemli olarak dayak attıkları belirtiliyor.
 
İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi sorumlu yönetim kurulu üyesi avukat Nuriye Kadan, üye avukatlar Derya Durmaz, Birsen Şimşek, Nilgün Coşkuner ve Emel Yeşildağ’ dan oluşan heyet, Şakran Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda yaptığı incelemenin ardından 23 sayfalık bir rapor hazırladı.
 
İzmir Ceza ve Tevkif Evlerinden sorumlu Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Fatih Öztürk, Şakran Cumhuriyet Savcısı Güneş Okur, Cezaevi Müdürü ve bir ekip infaz koruma memuru eşliğinde 3 Mart'ta cezaevinde incelemelerde bulunulduğu belirtilen raporda, cezaevinin koridor aralarında güvenlik nedeniyle demir kapıların kilitli tutulduğu, iç ve dış alanların güvenlik kameralarıyla izlendiği kaydedildi.
 
Çocukların bulunduğu ünitelerden zaman zaman yükselen sesler ve kapı tekmeleme seslerinin duyulduğu kaydedilen raporda, bu durumun cezaevi müdürü tarafından çocukların top oynadıkları ve topu kapıya vurdukları şeklinde açıklandığı ifade edildi.

MAVİ ODA İZLENİMLERİ

Heyetin talebi üzerine “mavi oda/süngerli oda” olarak adlandırılan yan yana iki “hücre”den oluşan odaların gezildiği, odanın taban, tavan ve duvarların strafor benzeri bir maddeyle kaplandığı, odada hiçbir eşyanın bulunmadığı, sadece köşede küçük bir alaturka tuvalet olduğu görüldüğü belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi:

“Cezaevi müdürünce sorun çıkaran çocukların sakinleşmesi için burada en fazla 3 saat kadar bekletilmesi için kullanıldığı belirtilen bu odanın bazı yerlerinde kurumuş kan lekeleri, duvar ve tavanlarında kazınma şeklinde yazılmış isim, harf, rumuz ve sözler olduğu görülmüştür. Kan lekelerinin ve bu yazıların nasıl yazıldığı sorulduğunda, 'burada kalan çocukların tuvalet taşına çarpmak suretiyle kendilerine zarar verdikleri, yaralandıkları, tuvalet taşından kopardıkları parçalarla da duvar ve yerlere kazımak suretiyle yazı yazdıkları' beyan edilmiştir. Mavi odanın yanında tek kişilik düzenlenen çok dar ve küçük tecrit odalarında ise herhangi bir çocuğun tutulmadığı beyan edilmiştir.”

"ÇOCUKLAR KAN İÇİNDE KALIYOR"
 
Görüşme yapılan çocukların hepsinin “mavi oda”yı bildiği, fakat hiç götürülmediklerini belirttikleri, mavi odada kamera olduğundan çocukların utandıkları için tuvaletlerini bile yapamadıklarını duyduklarını, mavi odaya üzerinde sadece alt iç çamaşırı ile "atıldığını" ve görevlilerce yüzleri hariç olarak tekme tokat dövüldüklerini, bu nedenle her yerin kan içinde kaldığını, hatta bu yüzden İzmir Barosu'nun ziyaretinden önce bu odanın çocuklara temizlettirildiğini ifade ettikleri kaydedildi. 
Duruşmaya gidip gelirken beklenilen "bekleme odası" adı verilen yerde kamera olmadığı için çocuk ve gençlerin en çok burada küfür edip birbirlerini dövdüklerini belirttikleri raporda yer aldı.

ÇOCUKLARIN GÖRÜŞMELERDEKİ TUTUM VE DAVRANIŞLARI

Raporda, çocukların verdikleri cevaplar kısa ve tutuk olduğu, konuşmak için istekli olmadıkları, sadece sorulanlara cevap verdikleri, konuşurken kontrollü ve sakin, fakat tedirgin oldukları ve göz teması kurmadıkları, cezaevi hakkında çok fazla konuşmak istemedikleri, basında çıkan haberleri bildikleri ve söz konusu olaylara şahit olmadıklarının anlaşıldığı bildirildi.
 
“Görüşme yapılan çocuklar cinsel suç, baskı veya rahatsızlık veren bir şey olmadığını söylerken ağlamaklı olmuş, söyleyip söylememek arasında kararsızlık yaşamıştır” denildi.

"MERDİVEN ALTI; KAMERAYLA İZLENMEYEN KÖR NOKTA"

İnfaz koruma memurlarının 17.30’da mesailerinin sona erdiği, çocukların 23.00’dan önce odalarına girmelerinin yasak olduğu, uykusu gelen çocuklar bazen ortak alandaki sandalyeleri birleştirerek uyumak zorunda kaldığı, 17.30-23.00 arası zaman diliminde sadece kamerayla gözlendiği, ancak yukarı kata çıkan beton merdivenlerin altında 4-5 kişinin sığabileceği bir boşluk alanın olduğu ve bu alanın kamera ile izlenemediği ifade edildi.

CEZAEVİNİN KURALLARI

Görüşme yapılan çocukların koğuştaki büyüklerin küçükleri ve yeni gelenleri dövdüğünü, hakaret ettiğini, bu sebeplerle ezilenlerin olduğunu, yaşça büyük ve güçlü olan “ağabey”lerin otoritesine uymayanların cezalandırıldığı, hatta bazı çocukların bu sebeplerden yönetime dilekçe vererek koğuşlarının değiştirilmesini talep ettiklerini aktardığı kaydedildi.

Çocukların ifadelerinden ilaç kullanımının yaygın olduğu, bu nedenle çocuklarda uyku halinin gözlemlendiği, ilaçların istenildiğinde cezaevi doktorlarınca verildiği ifade edildi.

Raporun sonuç bölümünde ise, “Çocuk ceza infaz kurumları, çocuk adalet sistemine aykırıdır. Çocuk adalet sisteminin amacı çocuğu yargılamak ve dört duvar arasına kapatmak değil, suça iten sebepleri araştırmak, ortadan kaldırmak ve çocuğu rehabilite etmektir. Ceza yasalarının revize edilmesi, çocuk ve genci rehabilite edip topluma kazandırma ya yönelik kurum ve kuruluşların oluşturulması gerekmektedir” görüşlerine yer verildi.