BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Sakıka müthiş OPERASYON

Irak'ta 1998'de düzenlenen operasyonla yakalanarak, Türkiye'ye getirilen Sakık'ın yakalanışı film gibi.

Abone ol

KUZEY Irak'ta 1998 yılında düzenlenen operasyonla yakalanarak, Türkiye'ye getirilen terör örgütü PKK'nın bir dönem 2 numaralı ismi Şemdin Sakık, yazdığı kitabında kendisini yakalayan grubun başında "Yeşil" kod adlı
Mahmut Yıldırım'ı ima ettiği öne sürüldü.

Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı timler tarafından 8 yıl önce yakalanarak Türkiye'ye getirilen ve yargılandığı Diyarbakır'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan “Parmaksız Zeki" kod adlı Şemdin Sakık'ın adı, "Andıç olayı" ile yeniden gündeme geldi. Bir gazetede röportajı yayınlanan Sakık"ın avukatlarından Vedat Erten, müvekkilinin 16 Mayıs 2001 tarihinde Malatya'da düşen askeri askeri uçağa ilişkin kendisine, “Beni Irak"tan getirenleri götürdüler. Beni Irak"tan Türkiye"ye getirenler bu uçaktaydı. Ve içlerinde Yeşil de vardı'' dediğini öne sürdü.

Şemdin Sakık, düşen uçakta olduğunu iddia ettiği Yeşil"in adını 2005 yılında Tuncer Günay tarafından kaleme alınarak piyasaya sürülen "Şemdin Sakık"tan mektuplar" adlı kitabında yazmazken, kendisini yakalayan kişi
olarak isim vermeden "Yeşil"i tarif etti.

YAKALANMA ANINI ANLATTI
Şemdin Sakık, hapishanede görüştüğü arkadaşlarına kendisini Kuzey
Irak"taki Duhok kenti yakınlarında 13 Nisan 1998 tarihinde başına silah
dayayarak yakalayan kişinin "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu
söylediği öne sürüldü. "Şemdin Sakık"tan mektuplar" adlı kitapta Sakık,
Kuzey Irak'ta nasıl yakalandığını şöyle anlattı: “Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Duhok temsilcisi, kaldığımız eve gelerek Mesut Barzani"nin Erbil"de benimle görüşeceğini söyledi. Kapıda duran cipe bindik, Erbil"e doğru hareket ettik. Bir süre gittikten sonra bindiğimiz araç, ovanın ortasında durdu. Peşmergeye niye durduğumuzu sordum, bana motorun hava yaptığını söyledi. Fırsattan istifade "küçük bir su dökeyim" diyerek arabadan inip biraz uzaklaştım. Bu arada yoldan geçen bir araba, arabamızın arkasında durdu. İçinden 5 kişi çıktı. 2'si bana doğru gelirken, diğer 3"ü arabaya gitti. Bize yardımcı olmak için geldiklerini düşünerek tepkisiz kaldım. Tam bu esnada tanıdığım bir yüz tepemde durmuş tabancasını kafama dayatmış "Korkma seni öldürmeyeceğiz" diyor. Tabancama uzandım, kılıfından çeker çekmez başıma aldığım bir darbeyle yere yığıldım. Bir başkası gelip bana iğne yaptıktan sonra sürükleyip arabaya götürdüler. Kardeşimi de getirip cenaze gibi arabaya attılar.'' Şemdin Sakık kitabın devamında, halen aranan ve yaşayıp- yaşamadığı bilinmeyen "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım"ı isim vermeden tarif etti. Sakık, “Gazetelerde, televizyon ekranlarında çokça gördüğüm yüzü tanımış, KDP"nin bizi Erbil"e gönderirken güvenlik vermemesini de gözönünde bulundurarak Türkiye"ye verildiğimizi anlamıştım. Tabii ki Türkiye"ye götürülmekten korkmuştum ama meşru olmayan o tanıdık yüz beni çok daha fazla korkutmuştu. Sorgudan geçirip ikimizi de öldürüp bir köşeye atacakları kaygısı içindeydim'' dedi."

YILLARCA KAÇTIĞIM HELİKOPTERE BİNİNCE RAHATLADIM
Şemdin Sakık kitapta, yakalanmasından yarım saat yol aldıktan sonra
18 yıl boyunca sürekli kaçtıkları helikoptere bindirildiklerini belirterek, “Ne gariptir ki ilk kez helikopterden korkmamıştım. Hatta arabadan indirilip helikoptere bindirildiğim için bir parça rahatlamıştım. "Beni öldürmek için götürselerdi herkesin gözü önünde helikoptere bindirmezlerdi" gibi bir sonuç çıkardım.