BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Sağlığı tehlikeye sokan inanışlar

Birçok kadın hala gebelikten korunmak için, yemeklerine katır tırnağı, bal veya at sineği koyuyor.

Abone ol

Kayseri'de yapılan bir araştırmaya göre, doğum sırasında ve bebek bakımıyla ilgili, sağlığa hiçbir yararı olmayan hatta sağlığa zararlı olan bazı adet ve davranışların bazı yörelerde yaygın olarak kullanılmaya devam edildiğitespit edildi. Erciyes Üniversitesi (EÜ) öğretim üyeleri Vesile Şenol, Demet Ünalan, Yusuf Öztürk ve Fevziye Çetinkaya, Kayseri bölgesinde 22 beldede, mevcut halk ebeliği uygulamalarının tespiti, tanımlanması amacıyla bir araştırma yaptı. Araştırmadan çıkan sonuca göre, halk ebeliği uygulamalarında faydalı olmayıp, bazısı sağlığa zararlı, bazısı da zararlı olmasa da hiçbir yararı olmayan adet ve davranışların önemli boyutta yaşandığı tespit edildi. AKIL ALMAZ YÖNTEMLER UYGULANIYOR Araştırmada, kadınların yüzde 8.3'üne kolay doğum için, daha önceden doğumu kolay yapan bir kadının elinden, eteğinden ya da üzerindeki gömleğin ıslatılarak suyunun içirilmesi ve kadına hamileliği boyunca ağır işler yaptırılması gibi yöntemler uygulandığı anlaşıldı. Araştırmada sağlığa hiçbir faydası olmadığı halde halk ebeleri tarafından uygulanmaya devam edilen ilginç yöntemlerden bazıları şöyle: ''Geleneksel uygulamalarla faydalı olacağı inancıyla bebeklerin yüzde 18.3'ünün göbek kordonu cam kırığı ve jilet ile kesiliyor. Yüzde32.6'sının göbek kordonunun kuruyup düşmesi için penisilin tozu ekiliyor. Yüzde .8'inde göbeğin ufalanıp dökülmesi, tükürülmesi, anne sütü, tereyağı, zeytinyağı sürülmesi gibi işlemler yapılıyor. Yenidoğan bebeklerin yüzde 23.4'ü üç ezan vakti geçtikten sonra emziriliyor ve yüzde 62.5'ine besin olarak şekerli su veriliyor. Bebeklerin yüzde 51.1'inde kırkı basmadığından şüphelenildiğinde nazarı değdiğine inanılan kişilerin sokak kapısı eşiğinden gizlice biravuç toprak alınıp, bebeğin odasının dört tarafına serpiliyor.'' BEBEKLER TUZLANIYOR Araştırmada kırkı basan çocuklara ilginç yöntemler uygulandığı tespit edilirken, bu bebeklerin yüzde 28.6'sına ocaktan alınan odun ateşi, ard arda üç kez bebeğin başı ve gövdesinden geçirildiği ve yatağının altındaki su dolu tasa atıldığı, yüzde 14.3'ünün ise kundağıile tuvalette ters tutulduğu, üzerinden muşamba geçirildiği ve tepesinden aşağıya doğru su dolu maşrapa boca edildiği saptandı. Araştırmada, yenidoğan bebeklerin geleceklerinde yaşayabileceklerisorunlarla ilgili de ilginç yöntemler uygulandığı belirlendi. Buna göre, bebeklerin yüzde 44.4'ünün pişik olmaması ve büyüdüklerindeter kokmaması için tuzlandığı, yüzde 37'si bezleri yıkamadan ve temizlemeden kurtulmak, sancıyı alması, tahta beşikte yatan bebeğin etlenmesi, gelişmesi için höllüğe yatırıldığı, yüzde 59.6'sının da bacakları düzgün olsun, asabi ve hareketli olmasın diye kundaklandığı tespit edildi. 21. YÜZYILDA EŞEK SEMERİYLE TEDAVİ Araştırmada bebekleri sarılık hastalığından korumak, loğusaların tedavisi, kısırlık ve doğum kontrolü gibi konularda batıl yöntemlerin uygulanmaya devam edildiği tespit edilirken, bu yöntemlerden bazıları şöyle sıralandı: ''Bebeklerin yüzde 54.5'inin sarılıktan korunması için yüzüne sarı yazma örtülüyor. Yüzde 10.9'unun alnına bal mumu ile altın yapıştırılırken, yüzde yüzde 32.72'sine tatlı türü yiyeceklerin verilmesi, anne ve babasının altın yüzüklerinin bebeğin üzerine takılması gibi yöntemler uygulanıyor. Sarılık tedavisi için bebeklerin24.4'ünün kaşının arası kesilirken, yüzde 8.9'una kendi idrarı içiriliyor.'' Doğum sonu ağrıları geçmeyen loğusaların yüzde 12.1'i günde üç kezsıcak samanlı suya sokulup oturtulurken, yüzde 11.1'inin ise karnına ''eşek semeri'' bağlanıyor. Çocuğu olmayan kadınların yüzde 52.0'ına hocaya yazdırılan ve yarısını kocasının yediği meyvenin diğer yarısı yedirilirken, yüzde 24'ünün rahmine tarçın, karanfil, anason, kuyrukyağı, soğan, kütükte dövülmüş yağlı et sıyrıntısı ile karabiber karıştırılarak hazırlanan merhem koyuluyor. İstenmeyen gebelikten korunmak için ise, kadınların yüzde 23.0'ının yemeklerine katır tırnağı, bal veya at sineği konulurken, yüzde 23.0'nın ise cinsel organına limon, şap, limon tuzu, nışadır, göz taşı, ebe gömeci, çorap şişi, tavuk tüyü, çuvaldız ve çöp konuluyor. Uzmanlar, bu uygulamalarının sağlığa hiçbir yararının bulunmadığını hatta bazılarının sağlık açısından tehlikeli sonuçlar yaratabileceğine dikkat çekiyor.