Benzer medya düzenleme yasaları İngiltere'de nasıl uygulanıyor? Ofcom'da içerik denetçisi olarak çalışmış olan, şimdi de City Üniversitesi'nde medya dersleri veren Profesör Stewart Purvis'e sorduk.
Abone olRTÜK yasa tasarısının birinci bölümü bugün Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi.
Yeni Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümüne göre, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan ya da görevlendireceği Bakan, geçici yayın yasağı getirebilecek.
Yeni yasa, Türkiye basınında da Erdoğan'ın artık yayın yasağı yetkisi olduğu yorumuyla geniş yer buldu.
Peki, Türkiye'nin yeni yayın kanunu, başka ülke örneklerinden ne kadar farklı? İngiltere'deki yayıncılık ve telekomünikasyon düzenleme kurumu Ofcom'da içerik denetçisi olarak çalışmış olan, şimdi de Londra'daki City Üniversitesi'nde medya dersleri veren Profesör Stuart Purvis'e sorduk: İngiltere'de hangi durumlarda, radyo ve televizyon yayınları durdurulabilir?
Profesör Purvis: İngiltere hükümetinin olağanüstü durum yetkileri var, ancak bunlar yalnızca savaş dönemlerinde kullanılabiliyor.
Burada savaştan kasıt, İkinci Dünya Savaşı boyutlarında bir durum, yoksa Kuzey İrlanda'da yaşanan çatışma ya da Londra'da gerçekleşebilecek terör saldırıları değil.
Dolayısıyla, İngiltere'deki yaklaşım bu yetkilerin yalnızca büyük savaş durumlarında kullanılması yönünde.
Bunun haricinde ise sorun çıkan durumlarda bağımsız yargı organları ya da kurumlar devreye giriyor.
Örneğin, radyo ve televizyon yayınlarında şiddetin teşvik edilmesi yasak.
Bir yayının şiddeti teşvik edip etmediğine ise bağımsız denetleyici kurumlar karar veriyor.
Eğer şiddet teşvik edildiği kararı verilirse, yayıncı lisansını kaybedebiliyor. Ancak bu bağımsız bir denetleyici kurumun verebileceği bir karar, hükümetin değil.
BBC Türkçe: Peki, bu bağımsız kurumlar ile hükümet arasındaki ilişki nasıl kuruluyor? Mesela hükümet, belli yayınlara dair şikayette bulunabiliyor mu?
Profesör Purvis: Bir savaş durumu söz konusu değilse, ki burada da geçerli uygulama sansür olacaktır, çıkan tüm anlaşmazlıklar bağımsız kurumlar tarafından çözülüyor.
1945'ten beri durum böyle ki Irak savaşı gibi konularda da anlaşmazlıklar çıktı.
Açıkçası, hükümet bazen bu kurumların karar vermesi için teşvik ya da istekte bulundu.
Ancak son kertede kararın kendisi her zaman bağımsız kurumlar tarafından verildi.
Bütün bu söylediklerim radyo ve televizyon yayıncılığı için geçerli. Yazılı basın için, hükümet tarafından atanmış resmi bir organın ya da bağımsız bir kurumun denetimi söz konusu değil.
Burada söz konusu olan öz denetim. Ancak tabi tüm bu kuralların istisnaları da var.
Örneğin hükümetin bir medya kuruluşu tarafından yayınlanacak bilgilere itiraz etmek için mahkeme yoluna başvurduğu durumlar yaşandı. Dolayısıyla, bazı durumlarda hükümetin mahkeme yoluna gitme imkanı var.
BBC Türkçe: Yayın durdurmaya dair kararlar söz konusu olduğunda, medya kurumlarının nasıl itiraz hakları var?
Profesör Purvis: İngiltere'de medya için çok sayıda temyiz hakkı mevcut.
Medya organları, hükümet ya da denetçi kurumların girişim ve kararlarına mahkeme yoluyla itiraz edebilir.
Yasal süreç ise çok şeffaf bir şekilde gerçekleşiyor, tüm belgeler kamuya yansıyor.
Mahkemede, denetleyici kurumun kendi iddialarını resmi bir şekilde açıklaması ve savunması gerekir.
Medya kurumu da kendi savlarını mahkemeye sunma şansına sahip olur.