BIST 10.471
DOLAR 32,83
EURO 35,24
ALTIN 2.447,37
HABER /  GÜNCEL

Radikal yeni döneme polemikle girdi

Radikal Gazetesi yeni yayın dönemine Prof. Binnaz Toprak ile Akif Beki arasında kalem kavgasıyla başladı...

Abone ol

Yeni çehresiyle dün yayın hayatına giren Radikal Gazetesi kendisini yeni bir polemiğin ortasında buldu...

Gazetenin yeni yüzlerinden Prof. Dr. Binnaz Toprak, Anadolu'daki kentlerin muhafazakarlaştığından hareketle kaygılarını dile getirdi.

Gazetenin bir diğer yazarı Akif Beki Binnaz Toprak'ın endişelerini sorgulamaya koyuldu ve şöyle yazdı:

Büyük değişim dalgalarının doğal yan etkisi, ‘şaşkınlık, kaygı ve korku’dur.

Yani, bizimkisi haklı bir tedirginlik.
Onun için katılıyorum size.
Adını açıkça koyalım; kültür şoku yaşıyoruz.
Temel doğrularımız kısmen yanlışlanıyor, değişim sürecinde.
Bildiklerimizin bir kısmını unutmak, birazını yeniden öğrenmek zorundayız.
Kendi duvarlarımıza çarpıyor, iç çatışma yaşıyoruz haliyle. Sancılarımız ondan... Bu yüzden, modernlerimiz kadar muhafazakârlarımız da endişeli.
Bu yüzden, Kürt olanlarımız kadar Türk olanlarımız da endişeli.
Alevilerimiz kadar Sünnilerimiz de endişeli, bu yüzden.
Eski paradigmalarımız yıkılıyor, değerler sistemimiz tekrar şekilleniyor çünkü.
Paranoyalarımızı kışkırtan, içimizde korku ateşleri yakan bir kültür devriminden geçiyoruz.
Kaos duygusuna yol açıyor, bütün bu altüst oluşlarımız.
“Nereye gidiyoruz” diye sormak, hepimizin hakkı.
Bizi nasıl bir gelecek bekliyor? Tabii ki kaygı duyacağız; tabii ki “Bilinmeze mi sürükleniyoruz” şüphesiyle yatıp kalkacağız

Her iddianın tersi var

Beki her endişemizin tam tersinden okunabileceğini öne sürerek yazısında şu ifadeleri kullandı:

Binnaz Toprak’ın endişe sebeplerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
‘Çoğunluk tahakkümü’, ‘sosyal hayatın muhafazakârlaştırılması’, ‘azınlıktakilerin ötekileştirilmesi’, ‘ideolojik kadrolaşma’, ‘demokrasimizin illiberalleştirilmesi’, ‘muhalifler üzerinde istibdat’ ve ‘mahalle baskısı’...
Ancak, istisnasız hepsinin tersinden üretilmesi de mümkün.
Yani... ‘Azınlık tahakkümü’, ‘laik yaşam dayatması’, ‘çoğunluktakilerin ötekileştirilmesi’ ve ‘cebir’, ‘şiddet’, ‘istibdat’ uygulamaları diye sürüp gider.
Gördüğünüz gibi, bu korkuların tersi için düzünden daha geçerli ve yaşanmış argümanlar bulunuyor.