BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,92
ALTIN 2.440,16
HABER /  POLİTİKA

PKK ile devlet ilk kez resmi savaşta!

Diyarbakır'da konuşan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, gündemi bu sözlerle değerlendirdi...

Abone ol

Diyarbakır'da bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, akan kanın durması ve sorunun diyalog ve müzakere ile çözülmesi için AK Parti ve CHP'ye çağrıda bulunarak, "Bence siyasi partiler bir araya gelip bir yol haritası çıkarabilirler. BDP, AKP ve eğer CHP'de müzakereyi destekliyorsa 3 parti bir araya gelip yeniden müzakerelerin sağlıklı bir şekilde başlayıp kalıcı barışa ulaşması için neler yapılabilir bunu tartışmaya açabiliriz. Biz BDP olarak buna hazırız. Nerede tıkandı, nerede yanlışlar yapıldı kamuoyunun bilgisi dahilinde bu tür görüşmeler yapılabilir yapılmalıdır. Bunun şiddetin durmasını kesin katkı sunacağını düşünüyorum" dedi.

BU ÇOK CİDDİ BİR SUÇTUR

Demirtaş, Balyoz davasında verilen cezaları değerlendirirken, "Öncelikli darbe girişimi suçu, yada darbe teşebbüsü, darbeyi gerçekleştirme suçu tabi ki çok ciddi bir suçtur. Askeri vesayetin sivil siyaset üzerinde toplum üzerinde bir hegemonya oluşturması anlayışı ciddi bir suçtur. Dolayısıyla yargıya konu edilmiş olması ve bu suçların yargılanmış olması tabi ki önemlidir. Meselenin bu yönünün doğru tespit etmek gerekir. Fakat sadece bu yönü konuşulursa bir yanlış yapılmış olur. Bu kadar ciddi bir yargılama ve suçlama var. Elbet bu ciddi yargılama ve suçlamalar son derece siyasi oldukları ve AKP'ye bağlı oldukları adil yargılama konusunda sınıfta kaldıkları kesinleşmiş özel yetkili mahkemeler tarafından yapılmış olması da çok ciddi ve vahim bir hatadır. Dolayısıyla biz, bizi yargılarken BDP'lileri yargılarken karşı olduğumuz bir mahkemeyi başka bir kişileri yargıladığında adilmiş gibi davranamayız. Bu konuda ilkeli davranmalıyız. Özel yetkili mahkeme kimi yargılarsa yargılasın adil yargılayamaz. Siyasi mahkemelerdir. DGM ve sıkı yönetim mahkemelerinin devamıdır. Bu iki yönünü aynı derecede düşünüp ve tartışmak lazımdır"

ÖYM'LER ERDOĞAN'I BİLE TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ YARGILAYAMAZ

Darbenen ciddi bir suç olduğunu ve teşebbüste bulunanların yargılanıp, cezalandırılması gerektiğini söyleyen Demirtaş, şöyle dedi:

"Ama bu mahkemeler tarafından değil. Bağımsız yargı tarafından yapılmalıydı. Bunun henüz imkanı var bizce. Bu ÖYM'leri kaldırıp hakim ve savcıların bağımsızlığı sağlanarak adil bir şekilde sonuçlandırmak mümkündür. Hukuk karşısında kim suç işlerse işlesin yargılansın ama adil yargılansın. Kim olursa olsun adil yargılansın,. Adil savunma hakkı olsun. Şimdi bağımsız bir yargı olunca tüm suçlar tüm çıplaklığı ile ortaya çıkabilir ve gerçek suçlular ortaya çıkabilir. Böyle olduğunda kim suçlu kim suçsuz mahkeme emin olmadan torba içerisinde herkesi cezalandırmış olabiliyor. Dolayısı bu yargının sonucundan çok emin değiliz. Faili meçhul cinayetler köy yakmalar sorgulanmadı,yargılanmadı. Bu kişilerin bazıları Kürtlere karşı çok ciddi suç işleyenler vardı. Belki bazıları hiçbir suça karışmamıştı, bunu bilemeyiz, çünkü mahkeme güvenilir değil. Özel yetkili mahkemeler güvenilir mahkemeler değil. Buradan şu anlam çıkmasın. Biz darbe girişimini desteklemiyoruz. verilen cezalardan rahatsızız anlamı çıkmasın. Net ifade ediyorum biz ilkesel olarak bu mahkemelerin adil ve bağımsız yargılama yaptıkları konusunda emin değiliz. Kimi yargılarsa yargılasın Tayyip Erdoğan'ın yargılasınlar AKP'nin mahkemeleridir ama onu bile tarafsız ve bağımsız yargılamaz bu mahkemeler. Meşruiyetini ve tarafsızlığını kaybetmiştir"

PKK 10 YILDIR İLK KEZ RESMİ SAVAŞ BAŞLADI

Demirtaş, PKK'nın artan saldırılarını ve çatışmaları değerlendirirken, AK Parti hükümeti iktidara geldiğinden beri ilk defa PKK ile savaş başladığını ileri sürdü. Demirtaş, şöyle dedi:

"Bugüne kadar hep geri çekilmeler, ateşkesler zaman zaman artan çatışma ve yükselen tansiyon olsa da 10 yıl içerisinde resmi olarak çatışmalar başlamamıştı. İlk kez resmi olarak birkaç aydır PKK ve devlet arasında çatışmalar başladı. Bu yüzden AKP ilk defa savaş gerçeği ile karşılaşıyor. 10 yıldır ilk defa bu acı ile yüzleşiyor. Dolayısıyla ne yapacağını da bilmiyor. Bunun çözümünü de üretemeyen bir hükümet karşımıza çıktı. Aslında bütün bunları önceden tahmin edebilmesi gerekirdi. Savaş, ölüm kan ve gözyaşı üretir.Kendine bu kadar güvenin bir hükümet ve biz savaşarak bitiririz diyen bir hükümet sonuçta ölmeden öldürmeden kan dökmeden dökülmeden savaşın olmayacağını bilmeliydi" '

PARTİ MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI İÇİN BİR YOL HARİTASI ÇIKARABİLİR

Hükümetin artık savaşın ciddi bir seçenek olduğunu düşünmekten vazgeçmesi gerektiğiri ve savaşın en yoğun olduğu dönemde konuşma ihtiyacı ve barış ihtiyacı olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle konuştu:

"O yüzden bir yandan kan akıyor diye bir yandan nasıl müzakere ve görüş olur denmemelidir. Tamda bunun için müzakere yapılmalıdır. Barış dönemlerinde zaten müzakereye ihtiyaç olmaz. Savaş ve çatışma döneminde müzakere acil bir ihtiyaçtır. Geçmişte yapılan müzakerelerden ortaya çıkan bir deneyim var. Başarısız deneyim var. Bu deneyimden yola çıkarak bu defa hata yapılmadan gerçek barışa kalıcı barışa nasıl ulaşabiliriz diye bence siyasi partiler bir araya gelip bir yol haritası çıkarabilirler. BDP, AKP ve eğer CHP'de müzakereyi destekliyorsa 3 parti bir araya gelip yeniden müzakerelerin sağlıklı bir şekilde başlayıp kalıcı barışa ulaşması için neler yapılabilir bunu tartışmaya açabiliriz. Biz BDP olarak buna hazırız. Nerede tıkandı, nerede yanlışlar yapıldı kamuoyunun bilgisi dahilinde bu tür görüşmeler yapılabilir, yapılmalıdır. Bu saatten sonra gizli kapaklı görüşmelerin sonuç vereceğine inanmıyorum. Ben AKP, CHP ve BDP siyasi heyetlerinin bir araya gelerek yeniden müzakereler nasıl başlayabilir, hangi koşullar ve şartlar sağlanırsa başarılı olabilir, kamuoyunun desteği, medyanın desteği nasıl alınabilir siyasi söylemlerde bu sertlik karşılıklı kırıcı ithamlardan vazgeçilirse nasıl katkı sunabilir bunların hepsini tartışabiliriz. Eğer bunlar yapılırsa yeniden müzakereler koşullarına dönebileceğini ve ihtimal dahilinde olabileceğini düşünüyorum. Bu şiddetin durmasını kesin katkı sunacağını düşünüyorum. Ama bunu yapmadan bilemeyiz, bunu durduramayız. Denememiz lazımdır. CHP destek vermiyorsa AKP ve BDP heyetleri bir araya gelebilir. AKP destek vermiyorsa BDP CHP heyetleri bir araya gelebilir. Ben bunu bir şart olarak koşmuyorum., Kim destek olacaksa o masa siyasi partilere açık olmalıdır."

PKK POZİTİF CEVAP VERİR

Demirtaş, CHP'nin Oslo müzakerelerine kurumsal olarak bir ciddiyetle yaklaşmadığını, genel başkanının başka, parti sözcülerinin başka şey ifade ettiğini böyledi. Demirtaş, şunları söyledi:

"Bu görüşler kurumsal hale getirilmelidir. CHP müzakere sürecini destekleyecek ise bu önemlidir, desteği olumlu buluyorum. Böyle bir destekle siyasi partiler bir araya gelebilirse yeniden müzakereleri başlatmak için bir ortak siyasi irade oluştururlarsa ben hükümetin bundan cesaret alacağını ve PKK'nın de bundan pozitif cevap vereceğini düşünüyorum. Bazı PKK yöneticilerinin yaptığı açıklamalarında yeniden müzakere koşullarına dönüldüğünde şart koşmadan hazır olduklarını ifade ediyorlar. Bu çok önemlidir,. Şimdi bir masa etrafında oturup siyasetçiler insiyatif alırsa insiyatif gelişirse bizler siyasetçiler olarak rolümüzü oynarsak müzakerelerin yeniden başlayabileceğini tahmin ediyorum. Güçlü bir ihtimaldir. Bu fırsatı kaçırmayalım. Kanı başka türlü durduramıyoruz. Hamaset bir birine bağırıp çağırmakla kan durmuyor. Başbakan bize hakaret etmesi ve bizim cevap vermemiz çözüm olmuyor. Mesajlarımıza karşı olumlu yaklaşım alırsak bu konularla ilgili hükümetle de CHP ile de tabi ki görüşürüz. Biz görüşmedikçe bu kan akmaya devam edecekse bu vebal herkesin omuzundadır"

KÜRTLER, KAN DÖKEREK KİMSEDEN AYRILMAK İSTEMİYOR

Demirtaş, Kürtlerin kan dökerek ayrılacağı yönünde açıklama yapan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün açıklamaları üzerine ise, "Ben PKK'nın açıklamalarına bakarım. Aygün'ün PKK adına bağımsız devlet istiyor deme hakkı yoktur. Bizimde yoktur. PKK çözümün özerklikten geçtiğini söylüyor. Kürtler, kan dökerek kimseden ayrılmak istemiyorlar. Bir defa kanı Kürtlerin dökmediğini Aygün'e hatırlatmak isterim. Kendisi kanın nasıl döküldüğünü 1938'den beri biliyor olması lazımdır. Bu yaklaşımları ciddiye almayız"dedi.

BAŞSAVCININ ÖLDÜRÜLMESİ, DERİNLİĞİNİ GÖSTEREN VAHİM OLAYLARDIR

Son dönemde PKK'nın şehir merkezlerinde gerçekleştirdiği ve bir başsavcı ile polislerin şehit edildiği eylemleriyle ilgili Demirtaş şöyle konuştu:

"Eylemleri PKK üstlendi. Kendi eylemleridir. Karanlık güçlerin eylemi olarak değerlendirilemez. Her türlü öldürme eylemine partimiz karşıdır. Partimizin kimsenin birbirini öldürmediği bir ortam istiyor. Çağrılarımızı herkese yapıyoruz. Sivil asker kayıpları oluyor.. Başsavcının öldürülmesi kadar çatışmalar maalesef yayılıyor. Bunlar çok tehlikeli şeylerdir. Çatışmanın vardığı derinliği gösteren vahim olaylardır. Buradan yola çıkarak artık gerçekten hamaset yerine somut pratik çözüm önerilerini konuşmak lazımdır. Bu ölümlerin durdurulması konusunda ciddi bir hassasiyet, rol aynama çaba sarf etme konusunda gayretimiz vardır. Biz BDP olarak Kürt sorununu tek başına hükümet ile bir iki günde çözeriz demiyoruz. Ama çözüm yoluna giren adımları hep birlikte atabiliriz. "