BIST 9.080
DOLAR 32,39
EURO 35,11
ALTIN 2.325,82
HABER /  POLİTİKA

Pamkoğlu iki komutanı topa tuttu

Balyoz kararlarını değerlendiren HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman'ı sert sözlerle suçladı.

Abone ol

"Asıl yargılanması gereken Hilmi Özkök ile Aytaç Yalman'dır" diyen Pamukoğlu, "Si­zin astı­nız olan Or­du Ko­mu­ta­nı si­zin emir­le­ri­ni­ze ay­kı­rı bir prog­ram ya­pı­yor­sa, siz ne­si­niz? Ko­mu­tan mı­sı­nız?" diye sordu.

Pamukoğlu, gündemin en sıcak gelişmeleri olan Balyoz Davası kararları ve AK Parti’nin PKK ile yaptığı iddia edilen Oslo protokolünü Sözcü gazetesinden Nil Soysal'a değerlendirdi.

Nil Soy­sal: Siya­set mah­ke­me ka­pı­sın­dan gi­rer­se, ada­let ar­ka ka­pı­dan çı­kar. Bal­yo­z’­da du­rum bu mu­dur?
Os­man Pa­mu­koğ­lu: Evet bu­dur. Her za­man söy­le­rim; Bal­yoz da Er­ge­ne­kon da si­ya­si da­va­lar­dır. Sa­de­ce iç ko­şul­la­rın ge­tir­di­ği ve bu­gün­kü hü­kü­me­tin tek ba­şı­na ya­pa­bi­le­ce­ği bir şey de de­ğil bu. Dış bağ­lan­tı­lı, on­la­rın tas­vi­bi ve is­te­ğiy­le açı­lan bir da­va.

N.S.: Bu da­va­la­rın ar­ka­sın­da Ame­ri­ka mı var?
O.P.: El­bet­te Ame­ri­ka. Usul­de de yan­lış­lık­lar var. Sa­yı­sız CD’­ler, disk­ler var. Bun­lar sah­te­ce dü­zen­len­miş, ge­nel do­kü­man­lar içi­ne ka­tıl­mış. Çe­şit­li ve de­fa­at­le mü­ra­ca­at­lar var. Şun­lar şun­lar gel­sin, ta­nık ola­rak mah­ke­me­de din­len­sin… Bun­la­rın hep­si mah­ke­me­de red­de­di­li­yor.

Sizler nasıl komutansınız!

N.S.: Hil­mi Öz­kök ve Ay­taç Yal­man için ne di­ye­cek­si­niz?
O.P.: 2003’te, 1. Or­du bir se­mi­ner ya­pı­yor. Bu se­mi­ne­rin içe­ri­ği­nin bir bö­lü­mü­nün uy­gun ol­ma­dı­ğı­nı Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı ve Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı bi­li­yor. Her iki­si de di­yor ki; ‘Biz uyar­dık, ikaz et­tik.’ Pe­ki ma­dem uy­gun de­ğil ni­ye mü­da­ha­le et­mi­yor­su­nuz? Si­zin astı­nız olan Or­du Ko­mu­ta­nı si­zin emir­le­ri­ni­ze ay­kı­rı bir prog­ram ya­pı­yor­sa, siz ne­si­niz? Ko­mu­tan mı­sı­nız? Yar­gı­la­na­cak bi­ri­le­ri var­sa en baş­ta bunlar dö­ne­min Kuv­vet Ko­mu­ta­nı ile Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı­’ dır. Bu ka­dar ka­nun­suz bir şey yüz­ler­ce su­bay ve ge­ne­ral­le 5 gün bo­yun­ca na­sıl ya­pı­lır? Bu ka­dar ava­nak­ça bir du­rum ola­bi­lir mi?

N.S.: Bun­dan son­ra ne ola­cak pe­ki?
O.P.: Di­ye­lim bu oy­nan­dı. Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı ve Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı as­tla­rı­nı emir ko­mu­ta ede­me­di. Em­re ita­at­siz­lik as­ker­lik­te en ağır suç­tur. Dö­ne­min Kuv­vet Ko­mu­ta­nı ve Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı bun­dan suç­lu­dur. Far­ze­di­yo­rum; suç teş­kil eden bir se­nar­yo oy­na­dı­lar. Üst­le­ri de ka­tıl­ma­mış. Ne­den? Ba­ha­ne uy­du­ru­yor­lar; yok efen­dim An­ka­ra­’da işi var­mış, öte­ki­nin bil­mem ne prog­ra­mı var­mış fa­lan fi­lan. On­lar akıl­lı, mil­let ava­nak. Kuv­vet Ko­mu­tan­lı­ğı­’nın ve Ge­nel­kur­ma­y’­ın 1. Or­du­’da tem­sil­ci­le­ri yok muy­du? Var­dı. Ge­lin­ce bun­lar ra­por ver­me­di mi? Ver­di. Ni­ye o za­man iş­lem yap­ma­dı­nız? İda­ri ve hu­ku­ki iş­lem yap­ma­la­rı ge­re­ki­yor­du. Bu yön­den de suç­lu­dur bun­lar. Er­ge­ne­ko­n’­da da ben­zer so­nuç­lar çı­ka­cak.

Cezalar olacak iş değil

N.S.: Ce­za­la­rı na­sıl yo­rum­lu­yor­su­nuz?
O.P.: Ola­cak şey de­ğil. 20 yıl, 18 yıl, 16 yıl. Rüt­be­le­re gö­re ve­ril­miş. Di­ye­lim ben yüz­ba­şı­yım. Bi­rin­ci­si ben bil­mem. İkin­ci­si or­du ko­mu­ta­nı­nın bir şey yap­tı­ğı­nı bil­sem, bu­nun al­tın­dan baş­ka bir şey çı­ka­bi­lir de­sem bi­le, bu­na kar­şı çı­ka­mam ki. Eğer kar­şı çı­ka­bi­li­yor­sam, bu or­du de­ğil, ba­şı­bo­zuk bir ör­güt­tür. Ne­re­sin­den ba­kar­sa­nız ba­kın, bu si­ya­si bir da­vay­dı. De­di­ğim gi­bi bu ke­sin­lik­le Ame­ri­ka­’nın işi­dir. Şim­di gö­re­cek­si­niz, Er­ge­ne­ko­n’­da da fark­lı bir so­nuç çık­ma­ya­cak.

Gün gelir kapıya dayanırlar

N.S.: Os­lo gö­rüş­me­le­ri için ne di­yor­su­nuz?
O.P.: Os­lo gö­rüş­me­le­ri dev­le­tin Ana­ya­sal ya­pı­sı­nı boz­mak ve yık­mak­la il­gi­li­dir. Ana­ya­sal bir suç za­ten Os­lo. İk­ti­dar­dan git­me­niz­le fi­lan ol­maz. Si­ya­se­ti bı­rak­ma­nız­la da ol­ma­ya­cak! Kim­se üs­tün­de dur­mu­yor. Ha­kem ül­ke kim Os­lo­’da? İn­gil­te­re. İn­gil­te­re de­mok­ra­si­yi sev­di­ği için mi ya­pı­yor ha­kem­li­ği? Ne di­yor; ‘Ben bu iki ta­raf için ha­kem ola­rak im­za­yı at­tım. Bu gö­rüş­me­le­ri te­yid edi­yor ve onay­lı­yo­rum. Bu dos­ya­yı da dev­let ar­şi­vi­ne kal­dı­rı­yo­rum.’ İn­gil­te­re bu­nu di­yor­sa, bir gün bu ar­şiv­den bu­nun ori­ji­na­li­ni çı­kar­tıp, kar­şı­nı­za ge­lir.

N.S.: Peki İn­gil­te­re bu­nu ne­den ya­pı­yor?
O.P.: İş­te, bu­nu ken­di çı­kar­la­rı için mi, yok­sa da­yı-ye­ğen du­ru­mun­da ol­du­ğu Ame­ri­ka ile ak­ra­ba­lık bağ­la­rı ne­de­niy­le mi ya­pı­yor bu­nu gö­re­ce­ğiz.

N.S.: Bu ne za­man or­ta­ya çı­ka­cak?
O.P.: Önü­müz­de­ki 3 yıl­da her şey şe­kil­le­ne­cek. İç­te de dış­ta da. İç­te ön­ce ye­rel se­çim­ler. Ar­ka­sın­dan cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri ve son ola­rak da ge­nel se­çim­ler var. Dış­ta za­ten tam bir fi­yas­ko olan dış po­li­ti­ka var. Me­se­le­ as­lın­da Su­ri­ye­’den baş­la­mı­yor. Lüb­na­n’­ın gü­ne­yin­den baş­lı­yor. Su­ri­ye, Irak, İran, Af­ga­nis­tan bu­ra­lar tam bir tu­zak. Ve biz dış po­li­ti­ka­da da tam bir aç­maz­la yüz yü­ze­yiz. Bu bel­liy­di. Göz gö­re gö­re gi­dip Ma­lat­ya Kü­re­ci­k’­e fü­ze kal­ka­nı­ ko­yar­sa­nız bu bel­li­di­r.

Doğu’da kıyamet kopacak!

N.S.: Sa­de­ce biz de­ğil ama. O aç­maz tüm ül­ke­le­ri kap­sı­yor.
O.P.: Kı­ya­met ko­pa­cak. Lüb­na­n’­ın al­tın­dan baş­la­ya­rak. Kim var ora­da? Hiz­bul­lah. Ne yap­tı 3 yıl ön­ce Hiz­bul­lah? O tek­no­lo­ji­si, sa­vaş tec­rü­be­si yük­sek İs­ra­il Or­du­su’­nu da­ğıt­tı. Di­ye­lim İra­n’­ı vur­du İs­ra­il. Su­ri­ye al­tüst olur. Rus­ya­’nın du­ra­ca­ğı­nı mı zan­ne­di­yor­su­nuz. O da kal­kar Azer­bay­ca­n’­ı iş­gal ede­bi­lir. Ermenistan’­a et­ti­rir. Da­ha be­te­ri olur ve ola­cak!

N.S.: Bir as­ker ola­rak Af­yo­n’­u na­sıl yo­rum­lu­yor­su­nuz?
O.P.: Bu ka­bul edi­le­bi­le­cek bir şey de­ğil. Çok va­him bir du­rum. Ama bu­ra­da her şey müm­kün bir de­fa. Öy­le bak­mak la­zım. Bu­nun ar­ka­sı­na si­ya­si se­bep­ler­le sak­lan­mak, ku­ru­mu veya başka bir şeyi ko­ru­ya­lım gi­bi bir ta­kım duy­gu­lar­la per­de ko­ya­rak ko­nuş­ma­ya kal­kış­mak yan­lış olur. O ne­den­le bu ko­nuy­la il­gi­li her şey müm­kün!

"2012 YAZI, TARİHE KARA YAZ OLARAK GEÇECEK"

N.S.: Bu davada gündem saptırma gibi varsayımlar var. Olabilir mi?
O.P.: Hayır. Tarih üç aşağı beş yukarı aylar öncesinden belliydi. Kaldı ki gündemin saptırılacak tarafı mı var? 30 yıldır Türkiye böyle bir yaz yaşamadı. 2012 yazı tarihe ‘Kara Yaz’ olarak geçecek. Bu kadar kısa sürede bu kadar şehit daha önce hiç görülmedi. Eskiden operasyonları biz başlatırdık. Şimdi her hareketi karşı taraf başlatıyor. Yani baskını da, pusuyu da PKK başlatıyor. PKK sadece dağlar, ormanlar, vadiler, dere yataklarında değil. Planları görünmüyor!

N.S.: Peki nasıl oluyor da kimse fark edemiyor?
O.P.: 15 Eylül’de Batman Gercüş’te içinde 4 mühendis olan bir petrol şirketine ait sivil bir helikopter, daha yerdeyken PKK ateş açtı. Mühendislerin 4’ü de yaralandı. Biri ağır. Kimse duydu mu? Ki bu devede kulak. Oralarda öyle şeyler oluyor ki, şehit olmadığı sürece saldırılardan haberiniz olmuyor.