BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,08
ALTIN 2.471,84
HABER /  GÜNCEL

Özkök, marka haline geldi

Selahattin Duman, Ertuğrul Özkök'ün iki özelliğini ortaya koydu. Özkök ise hakkında yazılanlara kendisi de ilaveler yaptı.

Abone ol

Ertuğrul Özkök, Türkiye'deki en köklü gazete olan Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni... Peki Özkök'ü tarif etmek için sadece bunlar yeterli mi? Elbette Hayır. Çünkü Özkök, gerek habercilik, gerekse yöneticiliğiyle alanında bir numara olarak gösteriliyor. Alanında marka olan Özkök'ü Selahattin Duman, değerlendirmişti. Bu durum karşısında Özkök, "Selahattin Duman'ın gözüyle ben" başlıklı yazısıyla söylenenleri doğruladı.

YAZI: Ertuğrul ÖZKÖK
KAYNAK:
www.hurriyetim.com.tr

SELAHATTİN Duman geçen çarşamba günü Vatan’daki yazısında, benim bir özelliğimi anlatmış.

Masaya oturunca önce bir şarap muhabbetine başladığımı söylüyor.

Ayrıca en az 50 markanın adını ezbere bildiğimi söylüyor.

Selahattin Duman bunları her zamanki müthiş mizahı ile anlatmış, ama her ikisi de doğru.

Özellikle de ikincisi.

* * *

Gerçekten de markaları ve firmaları çok iyi takip ederim.

Ekonomi gazetelerinin iyi bir okuyucusuyum.

Her gün Wall Street Journal ve Financial Times’a bakarım.

Fortune, Economist, Forbes gibi dergileri izlerim.

Türkiye’de Ekonomist ve Capital dergilerini mutlaka okurum.

Sabahları gazetedeki toplantıya geldiğimde, Dış Haberler Müdürümüz Ayşe Özek Karasu, WSJ ve FT’nin o günkü birinci sayfalarının fotokopisini önüme kor.

Geçmişte bir yazımda Ekonomi Servisimizin başındaki Vahap Munyar için ‘Hürriyet’in gizli genel yayın yönetmeni’ ifadesini kullanmıştım.

Gazetenin bazı günler 12 sayfaya varan ekonomi sayfalarının başında o var.

Bundan 15-20 yıl önce Necati Doğru’nun yarım sayfayla başlattığı ekonomi sayfaları bugün işte bu hacimlere ulaştı.

Bu son derece normal. Bugünün gerçeği bu.

Hayatımızın her anı ve alanı ekonominin coğrafyasına giriyor.

* * *

Bu uzun girişin gerçek adresi, Türkiye’de ekonomik hayatın içinde olan yöneticiler ve ekonomi, işletme fakültelerinde okuyan öğrencilerdir.

Ben bir süredir Türkiye’de yeni yeni parlamaya başlayan bir gazetenin bağımlısı oldum.

Bu gazetenin adı Referans.

Doğan Medya Grubu’nun bir gazetesi.

Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık adında genç bir gazeteci.

Wall Street Journal ve Financial Times çizgisinde gerçek bir ekonomi gazetesi yapıyor.

Temiz bir mizanpaj, iyi işlenmiş ekonomi haberleri ve yorumlarıyla adına yakışır bir gazete oldu.

Gittiğim birçok yerde de bu gazetenin haberlerinden bahsedildiğini okuyorum.

* * *

Son yıllarda medyada bazı dramatik gelişmeler var.

Özellikle Avrupa Kıtası’nda ciddi denilen gazeteler tiraj ve ilan kaybediyor.

Buna karşılık, Hürriyet tarzında hybrid, yani melez türde ciddi halk gazeteleri yükseliyor.

Yükselen bir tür de ekonomi gazeteleri.

Ekonomi deyince insanın aklına ilk anda ‘sıkıcı’ bazı şeyler geliyor.

Oysa hiç öyle değil.

Haberlerin çoğu, hepimizin bildiği, kullandığı ürünleri, hizmetleri üreten şirket ve insanlarla ilgili.

Yani evimize giren Nestle veya Ülker çikolatası, seyrettiğimiz Sony, Beko, Vestel gibi televizyonlar, medya kuruluşları, enflasyon, borsa hareketleri, futbol kulüplerinin forma satışları, otomobil ve konut haberleri.

Daha aklınıza gelebilecek her şey.

Anlayacağınız ekonomi artık bir uzmanlık alanı değil, hayatın ta kendisi.

* * *

Ben bir gazete yöneticisi olarak Referans’ı büyük dikkatle okuyorum.

Bu genç ve dinamik gazeteyi hazırlayan bütün gazeteci arkadaşlarımızı gönülden kutluyorum.

Gerçekten güzel ve ilginç bir gazete yapıyorlar.

Genç bir yönetici veya ekonomi, işletme öğrencisi olsaydım bu tür gazeteleri mutlaka okurdum.

Çünkü bu çağ, rekabet çağı.

Hem de çok güçlü bir rekabetin çağı.

Bu rekabetçi pazar içinde yaşayabilmek, yükselebilmek için olup biteni çok iyi takip etmek gerekiyor.

Referans bu görevi çok iyi yapıyor.

* * *

Selahattin Duman o müthiş zekásıyla büyük bir çağdaş gerçeği anlatıyor.

Marka yaratmak, markaları takip etmek, şirket hareketlerini izlemek iyi yöneticiliğin temel kurallarından biri.

Onun çizdiği robot portrem işte bu yüzden bir şişe şarap kadar gerçek...