BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Olmaz demeyin bal gibi oluyor

"Benim yaptığım tasarruftan bir şey olmaz'' demeden önce bu haberi mutlaka okuyunb.

Abone ol

İhtiyacı karşılayabilmek için her yıl yüzde 7 enerji üretimi artışı yapılması gereken Türkiye'de, tasarruflu olunması halinde, 5-6 yıl hiç üretim yapılmasa bile kullanılacak enerji olacağını belirten uzmanlar, ''benim yaptığım tasarruftan bir şey olmaz'' demeden, vatandaşların tasarrufa yönelik bireysel tedbirler alabileceğini belirtti.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Trabzon İl Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de enerji kaynaklarının rantabl kullanılması için enerji hatlarının daha çağdaş teknikler kullanılarak, kayıp ve kaçakların minimize edilmesinin çok önemli olduğunu belirtti.

Ülkedeki enerji kayıplarının yüzde 10 ile 20 arasında olduğunu ifade eden Erüz, ''Bu durumun önüne geçilmesiyle önemli bir tasarruf sağlanmış olacak. Elde edilen enerji, üretiminden tüketimine kadar çok iyi kontrol edilmeli. Bazı bölgelerde yüzde 10 ile 20 arasında olan kaçak elektrik kullanım oranı, bazı bölgelerde yüzde 50'ye varmaktadır. Kaçak kullanımın kesinlikle önüne geçilmesi gerekir. Kaçak kullanım olduğu sürece tasarruftan söz edemeyiz'' dedi.

Erüz, Türkiye'nin yıllık enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için her yıl yüzde 7 enerji üretimi artışı yapması gerektiğine dikkati çekerek, ''Enerji kayıp ve kaçaklarının önüne geçersek çok önemli bir adım atılmış olur. Tasarruf edilecek bu enerji sayesinde ülkede en az 5-6 yıl enerji üretilmezse bile kullanacak enerji olur. Enerji planlaması yaparken eldeki kaynakları kısa dönemli tamamen ekonomik beklentiye dayalı olarak değil, toplumsal ya da ekolojik ihtiyaçlara göre planlamamız gerekiyor. Var olanı hemen kullanmak değil, var olanı planlı şekilde toplumsal, ekonomik, ekolojik ve mühendislik çözümleri ile elde tutmamız lazım'' diye konuştu.

Dünyada en yüksek jeotermal kaynaklara sahip ülkeler arasında Türkiye'nin geldiğini vurgulayan Erüz, şöyle devam etti:

''Jeotermal enerji potansiyelimiz çok olmasına rağmen, bugün bu enerjiyi yok denecek kadar az kullanıyoruz. Halbuki enerjinin önemli kısmını jeotermalden kullanma şansı çok yüksek. Jeotermal, yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağıdır. Türkiye için diğer önemli bir enerji kaynağı ise rüzgar enerjisidir. Maalesef bu da gerektiği gibi değerlendirilemiyor. Aynı şekilde biyoenerji kaynakları da verimsiz şekilde duruyor. Doğal olan, ekolojik sisteme zarar vermeden kullanabileceğimiz pek çok kaynağımız mevcut. Bunları iyi planlar, kayıp ve kaçakları önlersek, enerji sorunu yaşamayız.''

''BİREYSEL TASARRUFA ÖNEM VERİLMELİ''

Enerji tasarrufuna yönelik bireysel olarak alınabilecek önlemler olduğunu belirten Erüz, toplumun, ilgililerce bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu bildirdi.

Bireysel tasarrufa önem verilmesi gerektiğini ve bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Erüz, ''Örneğin bir evin yalıtımının iyi bir şekilde yapılmasıyla yüzde 30 ile 50 arasında tasarruf gerçekleştirilebilir. Bu tür, bireylerin alabilecekleri tedbirler mutlaka teşvik edilmeli'' dedi.

Erüz, evlerde kullanılan cihazların mümkün olduğunca düşük enerji tüketen ve yalıtımları iyi yapılmış cihazlar olması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Gereksiz yere cihaz kullanmak yerine, ortak kullanım yolu seçilerek, tasarruf yoluna gidilmeli. Ancak cihazların ortak kullanımı, maalesef ülkemizde yok denecek kadar az. Teknolojik ürünler genellikle, gereksiz olarak kullanılıyor. Evlerdeki çamaşır, bulaşık makinelerini ihtiyaç olduğunda ve dolu olarak çalıştırmalıyız. Bir gömlek, 2 tabak, bardak için ya da bir pantolon ütülemek için elektrikli cihazlar çalıştırılmamalı. Bu tür tedbirlerle elektrik tüketiminde ciddi bir tasarruf sağlanabilir. Genellikle, 'bir kişinin yaptığı tasarruftan bir şey olmaz' deriz. Halbuki bu toplumun tamamına yayıldığında, 70 milyonun evinde alacağı küçük tasarruf tedbirleri, çok önemli bir enerji tasarrufuna dönüşecektir. Bu çözüm türü dikkate alınmalı ve toplumun eğitimi yönünde mutlaka çalışma yapılmalıdır.''