BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

O plan gerçek mi yalan mı?

Deniz Baykal 'o belgeyi' değerlendirdi. 'Unutmamalıyız, unutturmamalıyız" dedi. İşin peşini kovalayacaklırını söyledi.

Abone ol

İNTERNETHABER

Deniz Baykal'ın gündeminde yine "irtica ile mücadele planı belgesi" vardı. Baykal "durum vahim" dedi ve belge yalan da gerçek de olsa bir an önce durumun açıklığa kavuşmasını istedi.


Baykal şöyle konuştu:

TÜRKİYE 12 GÜNDÜR KARANLIKTA

"Türkiye 12 günden beri karanlıktadır. Çok yoğun bir tartışma olağanüstü hızla devam ediyor. Öncelikle böylesine temel bir belgenin iç yüzünün hala aydınlatılamamış olmasını derin bir üzüntüyle karşılıyorum. Tüm ithamlar boşlukta kalmıştır.

HÜKÜMET CİDDİYE ALDI

Bu metin hükümet tarafından ciddiye alınmıştır. Bu metni iktidar partisine bir komplo düzenlemeyi amaçlayan bir komplo olarak görmüş ve yargıya başvurmuştur. Ama biz bunun içyüzünün ne olduğuna dair en ufak bir işarete sahip değiliz.

3 İHTİMAL VAR

Bu belge ya iddia edildiği gibi emir komuta zinciri içinde, genelkurmayın bilgisi dahilinde hazırlanmış resmi bir belgedir. Eğer böyleyse hemen ortaya çıkmalı....

Ya da bu belge genelkurmayın emriyle hazırlanmamıştır ama bazı silahlı kuvvetler mensuplarının katkılarıyla hazırlanmıştır. O zaman da TSK içindeki hücrelerin varlığı ortaya çıkacaktır. Böyleyse de ortaya çıkmalı

Ya da bunların hiçbiri değildir, tamamen bir psikolojik savaş hareketinin gereği olarak TSK'yı küçük düşürmek amacıyla planlanmış olan bir belgedir, belli merkezler tarafından. O merkezler bu belgeyi herkesin önemsemesini sağlayacak durumdadırlar. Bunun da açığa çıkarılması lazım.

GENELKURMAY BAŞKANININ SÖZÜNE İNANARAK HAREKET EDİYORUZ

Biz sadece genelkurmay başkanının "bunun düşünülmesini dahi kendime hakaret sayarım" sözünden yola çıkarak genelkurmayın emri olmadığını düşünmek istiyoruz. Ama genelkurmayın içinde hazırlanıp hazırlanmadığını bilmiyoruz.

DURSUN ÇİÇEK HALA GÖREVİNDE

Bu belgenin altında imzası bulunan Kıdemli Albay Dursun Çiçek görevinde oturmaya devam ediyor. Ortada belgelerle ilgili tartışmalar yaşanıyor. Metin bir fotokopi midir, yoksa orijinal belge midir? Daha netleşmiş değil, fotokopi olduğu konusunda genel kabul var. Ama iddiayı ilk ortaya atanlar bunun aslının poliste olduğunu iddia ediyorlar. Avukatın yazıhanesinde bulunan fotokopi dışında emniyetin bir bilgisi var demek ki, ama bunu bilmiyoruz.

NE OLACAĞINI GÖRMEK İSTİYORUZ

Tüm bu dedikoduları ve bu konudaki rahatlığı izah etmek mümkün değildir. Eğer gerçekten böyle bir belge varsa bunun gereğinin derhal yapılmasını istiyoruz ama eğer tertip ise Genelkurmay'ın "ne olacağını görürsünüz" sözündeki ne olacağını görmek istiyoruz. Ama gerçekse de gerçek değilse de önemli değil durumunu hazmetmeyeceğiz.

VAH TÜRKİYEM VAH!

Sayın Cumhurbaşkanı hepimizi teselli etti. "Merak etmeyin gerçekler ortaya çıkar, gizlenemez" dedi ama biz gerçeklerin bugün ortaya çıkmasını istiyoruz.

Bu olayın iki şekilde gelişmesi de Türkiye'yi ciddi olarak etkileyecektir. Genelkurmay'ın içinde gizli bir örgütlenme varsa bu çok vahim bir tablodur. Bunu 'her yerde olur, olabilir' diye geçiştiremeyiz. Bu silahlı kuvvetlerin örgütsel bütünlüğünü bir kurum olarak işler anlayışını, yer yer kaybetmiş olduğunu bize gösterir. Vahim bir tablodur.

Eğer böyle bir durum sözkonusu değilse, silahlı kuvvetler demokrasiye uygun bir çalışma içindeyse bu itham nereden geliyor, bu ithamı nereden güç alarak yapıyor, bu gücü nereden alıyor? Nasıl böyle etkin olabildi? Belgeler emniyetin, yargının elinde muteber belgeler halinde dolaşıyor.

Vah Türkiyem vah!