BIST 10.644
DOLAR 32,24
EURO 35,06
ALTIN 2.502,95
HABER /  MEDYA

Musul'da Nakşibendi Tarikatı Ordusu!

IŞİD'in Musul'u alarak başlattığı hamlenin perde arkasını sorgulayan Cengiz Çandar "IŞİD tehlikesi' mi, 'Sünni isyanı' mı?" sorusuna yanıt verdi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM
Irak'taki IŞİD depremi sürerken örgütün Musul'u ele geçirmesinin perde arkası da çarpıcı analizlere konu oluyor. Radikal si yazarı Cengiz Çandar Irak'ta yaşananları sorguladığı yazısında "Ankara için 'IŞİD tehlikesi' mi, 'Sünni isyanı' mı?" sorusuna yanıt verdi.

İşte Çandar'ın yazısındaki ilgili bölüm:

ABD OLAN BİTENE NASIL BAKIYOR?

Leslie H. Gelb, 'The Daily Beast'deki son makalesinde "Cihatçılar ateş etmeye başladılar ve Irak güvenlik kuvvetleri üniformalarını çıkardı, silahlarını bıraktı ve kaçmaya başladı. Bütün bunlar, Amerikalıların savaştığı ve can verdiği ve onları Amerika’ya 1 trilyon dolardan fazla bir maliyete yol açacak şekilde eğittiği ve silahlandırdığı on yıldan sonra oluyor" diye yazıp, "Peki, sorun nedir" sorusunu sorduktan sonra can alıcı cevabı şöyle veriyor: 

SORUN IRAK ORRDUSUNUN EĞİTİMİ VE SİLAHLARI DEĞİL

"Sorun, bu Iraklıların iyi eğitilmediği ve silahlandırılmadığı değildir, uğruna savaşacakları bir hükümetin olmamasıdır. Maliki hükümeti Şii’dir, dışlayıcıdır (ayırımcı) ve anti-Sünni’dir. Yolsuzluğa batmış ve kötü yönetimdir. Yani, on yıllarca desteklediğimiz büyük özgürlük sevdalısı hükümetleri gibi (Gelb, burada Güney Vietnam ve Afganistan örnekleri vererek ve ABD benzer desteğinin tarihçesinden söz ederek, alaycı bir dil kullanıyor) yolsuzluğa batmış ve kötü yönetimdir. Ve kesinlikle siyasette kucaklayıcı değildir, kesinlikle siyasi muhaliflerini hoş gören cinsten değildir, kesinlikle Şii olmayanlara iktidarda meşru hisselerini vermek konusunda kötü örnektir. Dolayısıyla Irak birlikleri silahlarını fırlatıp atmışlar ve kaçmışlardır." 

SADDAM'IN SUBAYLARININ ÇOĞU MUSUL KÖKENLİ

Bu doğru ama fotoğrafın tümünü göstermiyor. Irak birlikleri yönünü gösteriyor. IŞİD’in 1000 dolayında silahlı ile koca Musul’u, Musul’un merkezi olduğu Ninova vilayetini, Kerkük’ün merkezi olduğu Selahaddin vilayetinin bazı bölümlerini ele geçirip, Saddam’ın doğum yeri Tıkrit’e, oradan da hızla daha güneye inip, Abbasiler’in Bağdat'tan sonraki ikinci başkenti Samarra’ya ulaşmalarını, bu sürati ve beceriyi neyle açıklayacağız? 

ÇOK BİLEŞENLİ BİR SÜNNİ KOALİSYONU

IŞİD’in 'Sünni Arap Irak' üzerinde kontrolünü hızla kurmakta olduğu anlaşılıyor. Ama biraz deşince, biraz kazıyınca, IŞİD’in birtakım ittifaklar zemininde hareket ettiği, IŞİD diye genelleştirilen durumda onunla birlikte hareket eden diğer İslami-Selefist grupların, daha da önemlisi, Saddam ve Baas artığı askerlerin ve sivillerin ve Sünni aşiretlerin bu ilerlemede ve ele geçirmede önemli rol oynadığı anlaşılıyor. 

ESKİ BAASÇILARIN NAKŞİBENDİ ORDUSU

Musul’da bu işi kotaranların başında Ceyş el-Rical el-Tariqa el-Nakşibendiyye geliyor. Yani, 'Nakşibendi Tarikatı Adamları Ordusu' anlamında bir grup. Eski Baasçı subaylar ve askerler olarak biliniyorlar. Anlaşılan, Baas’ın 'Zeitgeist'a uygun şekilde 'İslamcılaşmış' unsurları Musul’un hızla ele geçirilmesinde ve şimdi şehri yönetmek üzere 'Sivil Komiteler' oluşturulmasında, besbelli ki, 'kökten IŞİD’li' olmayan unsurların önemli payı var. 

MUSUL SADDAM'IN KALESİYDİ

Bu arada bir bilgi notu: Musul, geleneksel olarak 'Arap milliyetçiliği'nin, bu bağlamda Saddam’ın Baas rejiminin Irak’taki 'en büyük kalesi' idi ve ayrıca eski Irak ordusunun subay kadrolarında Musullu oranı, her yerden çok daha fazla büyük çoğunluğu ifade eder idi. 

IRAK'TA OLAN BİTEN SÜNNİ İSYANIDIR

Yani, Irak’ta birkaç gündür yaşananlar büyük ölçüde, Maliki’nin 'mezhebi-ayırımcı' iktidarı ve yönetim tarzına karşı birikmiş bir 'Sünni tepkisi'nin infilakıdır. Bir tür 'Sünni isyanı'. Bazı Sünniler, olan-biteni, buradaki IŞİD rolünü, 'Yanlış adamlar tarafından yapılmış olan doğru iş' olarak algılıyorlar. 

Bizim AKP iktidarında, orada 49 diplomatımız ve aileleri ile 80 dolayında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının 'rehin alınması' karşısında, neredeyse vurdumduymazlığa varacak ölçüde sergilediği rahatlık, hatta siyasi olarak sergilediği 'pişkinlik' ise gelişmelerin bu 'Sünni veçhesi' ile yakından ilgili olmalı.