BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,74
ALTIN 2.399,29
HABER /  GÜNCEL

MÜSİAD anayasayı yeniden yazdı

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye için 78 maddelik bir anayasa taslağı hazırladı.

Abone ol

Gelecek ay kamuoyu ile paylaşılacak anayasa taslağında bütün maddeler yeniden yazıldı.

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 9 aydır üzerinde çalıştıkları anayasa taslağını tamamladıklarını, 177 esas maddeden oluşan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı, hazırladıkları çalışmada 78 maddeye düşürdüklerini, hak ve özgürlüklere öncelik veren, hiçbir şekilde insanlar arasında ayrışma yapmayan, belli bir kesime öncelik verip diğerlerini ötelemeyen bir anayasa çalışması yaptıklarını anlattı.

Vardan, hazırladıkları taslağı kasım ayında kamuoyu ile paylaşacaklarını ifade ederek, ''Bütüncül bir anayasa hazırladık. Hazırladığımız anayasa çalışmasında bütün maddeler yeniden, gerekçeleriyle birlikte yazıldı. Herkes daha bunu konuşurken, biz bu işi bitireceğiz. Eğer arzu ederlerse alırlar, kullanırlar. Bu çalışmayı Hükümet'e, Uzlaşma Komisyonu'na, partilere ve sivil toplum kuruluşlarına da göndereceğiz'' diye konuştu.

Anayasa taslağının içeriği ile ilgili bilgi vermekten kaçınan Vardan, çalışmanın tartışılacağını, ses getireceğini düşündüklerini ifade ederek, bir üniversite hocasının da yer aldığı 15 kişilik bir komisyon tarafından hazırlanan taslağın, 4 yıllık MÜSİAD başkanlığı dönemindeki en önemli çalışmalardan biri olacağını vurguladı.

MÜSİAD, 5. DÖNEM BAŞKANINI ARIYOR

4 yıldır MÜSİAD'ın başkanlığını yapan Ömer Cihad Vardan'ın görev süresi, Nisan 2012'deki Genel Kurul ile birlikte sona erecek. Tüzükte oluşturulan madde gereğince 4 yıl ile sınırlandırılan genel başkanlığa tekrar aday olmayacağını da açıklayan Vardan, 21 yıl önce kurulan MÜSİAD'daki görevini bıraktıktan sonra ''kürkçü dükkanına geri dönmek'' olarak nitelendirdiği şirketi Çukurova Isı'daki çalışmalara ağırlık vereceğini söyledi.

Vardan, geçen 4 yılın oldukça hareketli geçtiğini ifade ederek, ''Göreve geldiğimizde iktidardaki AK Parti ile ilgili kapatma davası süreci devam ediyordu. 2007'de de Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile bir tartışma yapılmıştı. Bu süreç, bizi 367 kararı ve sonrasında da 2007'de gerçekleşen sıkıntılı bir seçim dönemine sürüklemişti. 2008'in sonunda küresel ekonomik kriz patladı. Geçen yıl da ben kalp krizi geçirdim. Yani geçen 4 yıl bize atom karıncalığı yaptırdı. İşime zaman ayıramadığım gibi, eşim ve çocuklarıma da zaman ayıramadığım için üzülüyorum'' dedi.

Mühendis olduğunu anımsatan Vardan, MÜSİAD başkanlığı görevinin sona ermesiyle büyük özlem duyduğu şirket işlerine geri döneceğini belirterek, işi ile ilgili değişik projeleri bulunduğunu, şu anda yakın aile üyeleri tarafından yürütülen şirket işlerini biraz daha geliştirmek, yurt dışına açılımı yaygınlaştırmak istediğini, MÜSİAD üyelerine, tavsiye ettiği konuları hayata geçirmek için artık zamanının olacağını söyledi.

EN ZORLANDIĞIM KONU TÜRKİYE'NİN IMF İLE ANLAŞMA YAPIP YAPMAMASI OLDU

4 yıllık görev süresince en çok Türkiye'nin IMF ile anlaşma yapıp yapmaması konusunda zorlandığını belirten Vardan, ''Biz IMF ile anlaşma yapılmasını istemiyorduk. Makroekonomik verilerimiz, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, IMF ile anlaşma yapılmasını gerekli kılmıyordu. Kriz başladıktan sonra MÜSİAD haricinde herkes anlaşma yapılmasını istiyordu. Ben orada kendi kendime 'acaba biz yanlış mı düşünüyoruz' diye düşündüm. Orada zorlandık. Ama dik durduk. Sonunda da Türkiye; krizi IMF ile anlaşma yapmaksızın atlattı, son derece itibarlı bir ülke olarak çıktı ve büyümesine devam etti'' diye konuştu.

Nisan 2012'de yapılacak Genel Kurul'da MÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerinden birinin başkan olması bekleniyor.

"BELKİ BİRAZ DİŞİMİZİ SIKACAĞIZ"

MÜSİAD Başkanı Vardan, ekonomideki gelişmelere değinirken de, dünyadaki sıkıntılı sürecin devam ettiğini, sürecin aşılması noktasında çabaların olduğunun görülmesiyle beraber özellikle AB'de karar alma sürecinde sıkıntı bulunduğunun gözlendiğini ifade etti.

Vardan, şu görüşleri dile getirdi:

''Türkiye çok farklı, iyi bir durumda gidiyor. Türkiye'nin diğer ülkelere göre çok iyi olduğu ortada. Türkiye'nin tek başına iyi olmasının yanında, diğer ülkelerin, özellikle mal sattığımız ülkelerin de iyi olması önemli. Şu anda tedbirli davranmak durumundayız. Burada belki biraz dişimizi sıkacağız, belki biraz daha harcamalarımızı kontrol edeceğiz, belki biraz daha rekabetçi üretim yapma yönünde adımlar yapacağız, ARGE, inovasyona biraz daha önem verip kendi içimizde ithalatı kesecek tedbirleri alacağız.''