BIST 10.337
DOLAR 32,27
EURO 34,69
ALTIN 2.403,42
HABER /  GÜNCEL

Muhtar'dan Vatan'a mesaj

Reha Muhtar, Sabah gazetesini eleştirenlere cevap verdi. Muhtar'ın mesajları, Vatan'a doğru yol adı. Ayrıca Barlas da ihmal edilmedi.

Abone ol Reha Muhtar, isimli yazısında Sabah'ı eleştirenlere cevap verdi. Muhtar, "Profesör kıyımı var.." isimli yazıyla gazetelere eleştirilerde bulunan Selahattin Duman'a cevap verdi.

Yazı : Reha Muhtar
Kaynak :


Bizim bir kısım Türk matbuatı gerçekten acınacak durumda...
Dünyanın, neresinde görülmüştür?..
Bir gazete bir başka gazetenin yayın politikasını eleştirsin dursun...
Nasıl diyeceksiniz... "Efendim iyi gazete yapmıyorlar..."
"Efendim yayın politikaları aksak, manşetleri çarpık..."
Allah Allah...
Adama demezler mi, "Kardeşim sen kendin de gazete çıkartıyorsun... İyi ya... Madem rakibin bu kadar kötü... Sen iyi gazete yap, herkes seni alsın..."
Dünyada rakibini bu kadar düşünen matbuata, hiçbir yerde rastlanmaz yani...
Bir insan, habire rakip gazeteyi örnek gösterip, "şu şöyle yapılmalıydı, bu böyle yapılmalıydı" diye takıntı yapar mı?..
Adama sormazlar mı?.. "Baba nasıl yapılmasını istiyorsan öyle yap..."
Ben sana mani olmayayım...
Elinde kağıt var... Mürekkep var... Tesis var...
Al yap!.. Hem daha iyisini yap da millet görsün değil mi ama?..
Hem yaptığını millet almayacak hem sen atıp tutacaksın...
"Bak yine yanlış yaptılar" diye...





Sonra, bir şeyimi maruz görün...
Birileri neden hep bu SABAH'la uğraşır?..
Naçizane bir tavsiye... Hayatta takıntı yapmayın arkadaşlar...
Takıntı alimallah çok kötü bir arızadır...
Hep bir şeye takarsanız, hayatınızı yaşayamazsınız...
Üzerinden yıllar geçmiş... Herkes takmış sepeti koluna...
Kendi yoluna... Öyle değil mi ama?..




Bakın bu takıntı neden çok kötü bir arızadır?..
Misal, çıkarsınız dersiniz ki; "Ey Türk Halkı, Türkiye'de bağımsız tek gazete benim... Benim dışımdakiler, ona bağlıdır, buna bağlıdır. Ben kimseye bağlı değilim. Gel arkamdan..."
Gele gele kim gelse beğenirsiniz arkanızdan?..
Tetikçiliği ile dünyada ve Türkiye'de nam salmış bir hükm-ü şahsiyet...
Apışır kalıverirsiniz ortada...
Hani bağımsız gazetecilik yapayım derken, bir de sadece tetikçiler tarafından alkışlanmak var ki,
Alimallah ne İsa, ne Musa...
Yaranamaz kalıverirsiniz ortada...




Onun için sevgili kardeşler, gelin siz siz olun, takıntı yapmayın...
Çok arıza yapar insanda bu takıntı hazretleri...
Misal...
Kendinizi, basın tarihini yazan kont veya baronlardan biri zannetmeye başlarsınız...
Büyütmeyin yavrucuğum... Alt tarafı, siz de herkes gibi bir gazete yapıyorsunuz...
Yani diyeceğim o ki... Ercan Arıklı'nın ruhu şad olsun...
Birisinin saçmaladığını görünce, şivesi değişiverirdi...
Kendinizi çok ciddiye alıyuursünüz ...
Tarih yazmaya falan kalkıyuursünuz...
Kimin tabloid, kimin tekavüt olduğuna karar veriyüürsünuz...
Sonra görüyorsunuz işte... Bağımsız bloksuz Türkiye'den alkış beklerken, tetikçilerden kalkış emri alıyorsunuz...




Ayrıca... İstisnasız her gün afiyetle kebap yiyip, kebap ile erkeklik arasındaki bağlantıyı avam gören sevgili kardeşime bir nasihat...
ATEŞ HATTI'nı pek iyi okuyamamış...
İki doktor da, "Aman", dediler "Her gün kebap yemeyin... Özellikle 45'ten sonra, damar sertliğine ve dolayısıyla iktidarsızlığa yol açar... Erkekliğiniz ölür..."
Yani hani yaşı da geldi, geliyor... Kebabı da çok seviyor...
Bir uyarayım da erkeklik yine bende kalsın...
Onda da kalması için kebabı azaltsın...