BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

Mucize bebeğin kurtuluş anı

Van depreminde enkazda 47 saat canlı kalmayı başaran 14 günlük Azra Karaduman ile annesinin enkazdan çekilip çıkarıldığı anlar.

Abone ol

Depremden iki gün sonra enkazdan çıkarılan 14 günlük Azra bebeğin sağlık durumun ilk bulgulara göre iyi olduğu bildiriliyor.

Bebeğin annesi Semiha Karaduman'ın da konuşabildiği, vücudunun çeşitli yerlerinde ezikler bulunduğu, ancak genel sağlık durumun ilk testlere göre iyi göründüğü belirtildi.

Semiha Karaduman, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada iki yıl önce evlendiği eşi ile Sivas'ta yaşadığını ve depremden yaklaşık bir ay önce Erciş ilçesinde oturan doktor kayınpederi ile kayınvalidesini ziyarete gittiklerini söyledi.

Erciş'e geldiklerinde doğumun yakın olduğunu anlatan Karaduman, doktorların ''29 Ekimde doğacak'' dediği bebeğinin, erken doğumla 10 Ekimde dünyaya geldiğini anlattı.

Anne Semiha Karaduman ''İyi ki erken dünyaya gelmiş. Eğer doktorların belirlediği tarihte doğacak olsaydı deprem sırasında karnımda olacaktı ve enkaz altında hem benim, hem de bebeğim için daha büyük sıkıntı olacaktı." dedi.

Deprem olduğu sırada Azra'nın kucağında olduğunu ve bu şekilde enkaz altında kaldıklarını belirten Karaduman, bebeği enkaz altında kaldığı iki gün boyunca kucağından bırakmadığını, kayınvalidesi Gülsade Karaduman ile hayatta kalmasını sağlamak için büyük mücadele verdiğini söyledi.

Semiha Karaduman, enkaz altında bulundukları ilk gün Azra'yı emzirdiğini ve sütü ile beslediğini dile getirerek, ''Enkaz altında hiçbir şey yiyemediğimiz için sütüm de kurudu. Sütüm kuruyunca bebeğimi tükürüğümle besledim. Çünkü açtı ve ateşi çıkmıştı. Biz açlığa dayanabiliyorduk, fakat onun öyle bir durumu yoktu. Bundan dolayı da onu tükürüğümle hayatta tutmaya çalıştım'' dedi.

Enkazda çalışma yapıldıkça bulundukları alanın daraldığını ve çıkarılacakları dakikalarda kayınvalidesinin de üzerinde bulunduğunu ifade eden Karaduman, şöyle konuştu:

''Annem üzerimde olduğu için rahat hareket edemez olmuştum ve vücudumda da ezikler vardı. Annemin ayağının üzerinde yığınlar vardı, ben de artık hareket edemiyordum. Azra da artık huysuzlaşmış ve sürekli ağlıyordu. Fakat yukarılarda çalışma olduğu halde, kimseler sesimizi duymuyordu.

"Sonunda bende de dayanacak güç kalmamıştı. Azra da son saatlerde uyumaya başladı. Susuzluktan iyice kırılmıştık ve aklıma tek gelen şey su içmek ve mandalina yiyebilmekti. Kurtulacağımızdan ümidi kestiğimiz anda küçük bir delikten ışık gördüm ve ışığın geldiği delik büyüdükçe artık kurtulacağımız yönünde umudum arttı. Güneşi gördüğüm andan itibaren de Allah'a şükürler ettim.''