BIST 10.046
DOLAR 32,30
EURO 34,67
ALTIN 2.408,69
HABER /  GÜNCEL

Miroğlu PKK'nın korkusunu açıkladı

Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Orhan Miroğlu, Ergenekon davasını devletin geçmişi ile yüzleşmesi olarak görüyor.

Abone ol

Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Orhan Miroğlu, Ergenekon davasını devletin geçmişi ile yüzleşmesi olarak görüyor. "Yüzleşme, Fırat'ın doğusunda da olacak. Yoksa toplum vicdanının rahatlaması imkânsız." diyen Miroğlu, Ergenekon davasına destek vermeyen Kürt örgütlere ise tepki gösteriyor: "Görevi suistimal ediyorlar."

Orhan Miroğlu, Türkiye'nin önemli Kürt aydınlarından. Darbe döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde 8 yıl yattı, işkence gördü. 1992'de Musa Anter'in öldürüldüğü silahlı saldırıda ağır yaralandı. Bugün PKK'nın tehdit ettiği aydınlar arasında yer alan Miroğlu, Kürt sorunundan Ergenekon'a kadar pek çok konuda Cihan Haber Dergisi'ne önemli açıklamalar yaptı.

PKK'DA "BİZ OLMADAN İŞİ ÇÖZECEKLER" KORKUSU

Ergenekon davasının yakın tarih açısından önemli sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Miroğlu, "Bu sürece kadar 50-60 muvazzaf subayın aylarca tutuklu kalacağı aklımıza bile gelmezdi. Bu tarafta bunlar olabildiyse, o tarafta da olması kaçınılmaz." diyor. PKK'nın ve Kürt siyaseti üzerinden politika yapanların da geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ergenekon'un Kürt bölgesindeki faaliyetlerine henüz nüfuz edilememesinden yakınan Miroğlu, Kürt örgütlerinin Ergenekon davasını yeterince desteklememesine de "Görevi suistimal ediyorlar." sözleriyle tepki gösteriyor. Çözüm konusunda ise şu tespitlerde bulunuyor: "Kürt toplumunda çözüme yakınız duygusu var. PKK'da ise tasfiye korkusu. Bu korku 'biz olmadan işi çözecekler' endişesinden kaynaklanıyor."

PKK İÇİNDE SİLAHLI MÜCADELENİN MİADINI DOLDURDUĞUNU SÖYLEYENLER VAR

Orhan Miroğlu, PKK içinde Türkiye'de silahlı mücadelenin miadını doldurduğunu söyleyenlerin olduğunu da dile getiriyor. Bunun PKK için ileri bir adım olduğunu düşünen Miroğlu, yaşanan süreçte örgütün dokunulmaz bir tabu olduğunu ancak Kürt siyaseti kurumlarının 2,5 milyon oy alarak şiddetin dışında sivil kanalları da kullanabildiğini dile getiriyor. Sadece Kürtlerin değil, PKK ve Öcalan'ın da bu noktaya geldiğini savunuyor.

Kürt siyasetinin kendisini bu süreçte alıkoymasının en önemli sebebini AK Parti'yi siyasi rakip olarak görmesine bağlayan Miroğlu, "Kürt siyaseti ve sivil toplumu Ergenekon sürecini siyaset dışı bir hadise ve Türkiye'nin geçmişi ile yüzleşmesinin önemli bir adımı olarak görseydi, bunun derinleşmesi için birtakım taleplerle ortaya çıksaydı, 3 bin köyün hesabı sorulsaydı, yine 17 bin faili meçhul dosyası ile ilgili bir program geliştirebilseydi, bu hepimizi memnun ederdi." diyor.

KÜRTLER, TÜRK KAMUOYUNA GÜVEN VERMELİ

Türkiye'de konuşulan barış sürecinin sebebinin, çatışan tarafların artık şiddeti yıllarca sürdüremeyeceklerine inanmış olmalarına bağlayan Miroğlu, Kürt hareketinin, talepler bakımından, Türk halkına güven verebilecek bir konumda olması gerektiğini söylüyor. Miroğlu sürece dair şu önemli açıklamaları yapıyor: "Yani bugün Türkiye'de Kürt tarafının da militarizmden uzaklaşması, silahlı şiddeti yeniden düşünmesi gerekir. Türk kamuoyuna güven vermeye yarayacak, bir arada yaşamaktan yana olduğunu ortaya koyan daha aktif ve dikkatli bir politika geliştirilebilir. BDP bunu yapabilme imkânına sahip. Ama yeterince inandırıcı olamadı. Kürtlerle Türklerin meselelerini konuşabileceği siyasi bir iklimi yaratmaya çalışmak gerekiyor. Her iki halkın kültürel olarak ve tarihsel değerleri bakımından birbirini tanıması için sivil işler yapmak lazım. Siyasi programlar geliştirmek lazım. Meselenin en önemli yanı Türk halkını inandırmak."