BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

MEB 204 bin liralık tazminat ödüyor

İzmir'de başı okulun girişindeki otomatik kapıya sıkışarak vefat eden anıl erden'in ailesinin tazminat davası neticeye bağlandı.Bu kararda şunlar söylendi

Abone ol

İzmir'de 2 yıl önce derse yetişmek isterken başı okulun otomatik kapısına sıkışarak ölen 17 yaşındaki Anıl Erden'in ailesinin Milli Eğitüim Bakanlığı aleyhine açtığı 600 bin liralık tazminat davası sonuçlandı. Mahkeme, anne Ayşe Erden, baba Doğan Erden ve kardeş Zeynep Erden'den oluşan aileye toplam 204 bin 810 lira tazminat ödenmesine hükmetti. Kararı değerlendiren anne Ayşe Erden, kazandıkları tazminatın kuruşunu evine sokmayacağını, oğlunun adına bir hayır yapacaklarını söyledi.

İzmir 4. İdare Mahkemesi, Bornova'daki Seyit Şanlı Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde, 3 Haziran 2010'da derse yetişmek isterken başı okulun girişindeki otomatik kapısına sıkışarak feci şekilde ölen Anıl Erden'in ailesinin, Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine açtığı 600 bin liralık tazminat davasına ilişkin kararını verdi. Mahkeme, 17 yaşında hayatını kaybeden Anıl Erden'in ailesine, yasal faiziyle birlikte, 204 bin 810 lira 44 kuruş tazminat ödenmesine hükmetti.

Taraflara tebliğ edilen kararda, Anıl Erden'in sürgülü kapıya sıkışarak ölümüne yol açan kazanın, 'kapıdaki güvenlikten sorumlu olan personelin işten çıkartılması, kapının nöbetçi iki öğrenciye bırakılması, kapıda teknik arızalar bulunması, nöbetçi öğretmenlerin bulunmaması, açık olması gereken yaya giriş kapısının kilitli olması ve anahtarının nöbetçi öğrencilerde bulunmaması gibi eksiklikler sonucu meydana geldiği belirtilerek' idarenin 'ağır hizmet kusuru' bulunduğu sonucuna varıldığı belirtildi.

Davanın görüldüğü mahkeme, davacı anne ve babaya 79 bin 810,44 lira destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca 'vefat sonucu oluşan elem ve ıstırap' nedeniyle anne ve babaya 50'şer bin, kardeşine de 25 bin lira olmak üzere toplam 125 bin lira manevi tazminata hükmetti. Bu kararla Milli Eğitim Bakanlığı aileye, toplam 204 bin 810 lira tazminatın yanı sıra yasal faiziyle de ödeyecek.

EVLAT PARAYLA DEĞİŞİLMEZ

Mahkemenin verdiği kararı değerlendiren baba Doğan Erden, parayla işlerinin olmadığını, tek isteklerinin sorumluların cezasını çekmesi olduğunu söyledi. Baba Erden, "Kanunların nezdinde oğlumun değeri buymuş, 3 yıl da olsa 5 yıl da olsa hapis cezası olmalıydı, para cezası olmamalıydı. Para cezasına çevirirseniz bu tür olayların önüne geçemezsiniz, daha çok çocuklarımız ölür. Dünyayı bağışlasalar çocuğumun sıcaklığını bağışlayamazlar. Para gelir geçir ama çocuk, evlat parayla değişilmez. Allah kimseye evlat acısı yaşatmaz. Evlat acısı unutulmaz. Oğlumun gittiği yerleri mesken edindim, bunla avutuyorum kendimi. Biz olayın üzerine gittiğimiz için müdürü görevden aldılar, gitmeseydik bu da olmayacaktı." dedi.

O PARAYLA OĞLUMUN ADINA HAYIR YAPACAĞIZ

Gözyaşlarını tutamayan acılı anne Ayşe Erden, sorumluların ceza almamasına tepki göstererek, "Hiç o insanlar o kararları alırken hiç benim çocuğumun mezarına gitmişler mi? Benim çocuğum toprakta o müdür hayatını yaşıyor." dedi. O paranın hiçbir şekilde evine girmeyeceğinin altını çizen anne Erden, "O para çocuğumun kanı, mümkün değil, o para 3 olsun 5 olsun sadece Anıl'ın adına yapılacak bir hayırdır. O para bir yere bağışlanacak ya da bir yer yapılacak oğlumun adına, o paranın kuruşunun evime girmesi mümkün değil." diye konuştu.

Anıl Erden'in kardeşi Zeynep Erden ise yaşadığı acının tarifinin olmadığını, sorumluların cezasız kalmasının acılarını kat kat artırdığını ifade etti. Ailenin avukatı Barış Kaşka, "Müvekkillerim için önemli olan mahkemenin tüm iddialarımızı kabul edip, Milli Eğitim Bakanlığı'nı ağır hizmet kusuru ile kusurlu bulmasıdır. Müvekkillerim için mesele tazminat değildir. Mahkemenin belirlemiş olduğu tazminat miktarı bugüne kadar Türkiye’de bir öğrenci ailesine verilen en yüksek tazminat miktarıdır, ama halen evrensel standartların çok ama çok altındadır." ifadesini kullandı.

Öte yandan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, dönemin okul müdürü Hüseyin Toptaş ve memur Niyazi Öztürk hakkında 'taksirle ölüme sebep olmak' suçlamasıyla 3 ile 6 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmış, mahkeme Toptaş hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası vermiş, ancak bu cezayı para cezasına çevirmişti. Memur Niyazi Öztürk ise beraat etmişti.