BIST 8.864
DOLAR 34,31
EURO 37,37
ALTIN 3.028,82
HABER /  GÜNCEL

Kuzey Kore'nin örnek aldığı Çin köyü

Pekin'den Levent Uluçer, Kuzey Koreli genç kadınların neden burada çalıştıklarını anlatıyor.

Abone ol

Son bir kaç aydan bu yana Güney Kore ve Çin dâhil dünya basınında, altı aydan bu yana yedi Kuzey Koreli genç kadının Çin'in en zengin köyü olarak bilinen Huaşi köyünde incelemeler yaptığıyla ilgili haberler var: “K. Kore ülkedeki değişim için Huaşi’yi örnek alıyor.”

Yazılanların içeriğinde, Çin'in ve belki de dünyanın en zengin köyünün komünizm sistemiyle nasıl zenginleştiğiyle ilgili bilgileri toplaması için K. Koreli genç kadınların Huaşi köyüne gönderildiği yazıyor. G. Kore basınına göre, K. Kore'nin genç lideri ülkesini zenginleştirme yolunda Huaşi gibi olmak istiyor. Ancak durum pek de böyle değil! Kuzey Koreli kadınlar sadece çalışmak için Huaşi köyündeler.

Kore Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde (KDHC) değişimin başlaması için son derece istekli ve elbette bunda Kuzey Kore'nin de son dönemde Mickey Mouse dâhil benzeri açılımlarda etkisi yok değil.

Gerçekte bir süredir K. Kore'den farklılaşma sinyalleri alınıyor. Ancak Batı basınında yer alan K. Kore'de hareketlenmelerin "genç liderle birlikte başladığı" şeklindeki bilgilerse hatalı. Aslında değişimin işaretleri ve hareketlenmeler Baba Kim Jong İl ölmeden bir-iki yıl öncesine dayanıyor.

K. Kore'nin değişim için ülkenin en yakınındaki ve muhtemelen de en güvendiği Çin'i kendisine örnek alması normal.

Çin'de kapitalizm ile sosyalizmin karışımı bir sistem var ve bugün bile dünyada Çin'in ne tür bir sistemle yönetildiğiyle ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor.

Beri yandan G. Kore merkezli haberlerde ilginç ve çekici kılan noktaysa K. Kore’nin Çin'in Huaşi köyünü örnek aldığını öne çıkartması.

G. Kore basınının Kuzey’den talebi sanki “komünist rejimini sürdüreceksen, Huaşi’deki gibi ol” yönünde.

G. Kore basını için Çin’den örnek lider de var, deyim de: Dıng Şiao Ping (Deng Xiao Ping) ve "nehri içindeki taşları hissederek geçmek" deyimi.

Bu deyim "Cüce Dıng" lakabıyla bilinen Devlet Başkanı Ping'in ülkeyi reformlara açma dönemini tanımlamada çok kullanılan bir deyimdi. Tiananmen trajedisi sonrasında bu deyime gönderme yapılmıştı. Deng, “İstikrarı ve değişimi sürdürmeliyiz.

On yıl boyunca yavaş tempoda ilerlemek zorunda da kalsak Çin yine de köklü değişimi başaracaktır” deyip değişimi durdurmayacağını açıklamıştı.

Huaşi sıradan bir köy değil

G. Kore merkezli haberlere göre K. Kore, altı aydan beri yedi kadın işçi liderini Çin'de gözlemler yapması için Huaşi köyünde bulunduruyor. Komünist bir yönetim sistemiyle yönetilen Huaşi Çin’in en zengin köyü ve “örnek köy” olarak adlandırılıyor. Huaşililer de bu nedenle köylerine "dünyanın ilk köyü" unvanını yakıştırıyorlar. Köyün mimarı olan Wu Renbao'nun başlattığı adımlarla 1960'ların sonunda zenginleşmenin ilk verimleri alınmaya başlanınca Mao Zedong "Bu köy, kırsal kesim için parlak umudumuz" değerlendirmesini yapmış. Huaşi günümüzde Çin'in tüm kırsal kesimleri için hedeflenen "yeni sosyalist köy"ün modeli.

Ciangsu eyaletindeki Huaşi köyünde istatistikleri yerle bir eden bir sistem var. Köylünün 400 dolar olan yıllık geliri komünist bir sistemle 20 bin doları geçmiş durumda. Köylülerin en az iki ya ada üç katlı bir villası, bahçesinde en az bir arabası ve banka hesaplarında 250 bin dolardan fazla parası var. Ve bu komünizm ile gerçekleştirilmiş durumda.

İçinde Longşi Uluslararası Otelinin de bulunduğu 328 metrelik gökdelen ne Tokyo'da ne Londra'da var. Bu gökdelen de tamamen köyün kendi olanaklarıyla inşa edildi ve içinde bir ton ağırlığında som altında bir boğa heykeli bulunuyor. Köyün kuruluş yılı Çin geleneksel takvimine göre Boğa yılına denk geldiğinden ve boğa Çin'de çalışkanlığı temsil ettiğinden buraya bu boğa heykeli konulmuş. Som altından boğanın değeri 300 milyon yuan (yaklaşuk 47,2 milyon dolar). K. Koreli genç işçi kadınlar bu gökdelendeler.

Köyde, "Çin Seddi’ne gidip gelmesi zor olur" diye birkaç kilometre uzunluğunda yapay Çin Seddi var. Ayrıca Fransa’daki Zafer Takı ya da Syndey'deki Opera Evi de gibi dünyaca ünlü yapıların birer minyatürleri de köyün kırsalında uzanıyor. Henüz geçen ay köyde ilk özel helikopter servisi de kuruldu ve çevreye ulaşım hızlandırıldı. Köyün adı tüm dünya tarafından duyulsun diye köy meydanında bulunan dünyanın en ağır çanı, her yıl Çin Yeni yılında dünya barışı için çalınıyor.

Yılda ortalama 10 bin 'komünist' Çinli yetkili, köyün nasıl komünist bir yönetimle yönetildiğini ve nasıl bu derece zengin olduğunu yerinde görmek için Huaşi’ye geliyor. Güney Kore basınına göre, Kuzey Koreli genç kadınların kaldığı 6 ay boyunca Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığından ve Pekin'deki Kuzey Kore Büyükelçiliğinden 20 dolayında yetkili de gelip köyü gezmiş.

Köyün sahip olduğu fabrikalarda çalışan işçilerin sayısı 50 bin dolayında. Köyün yerel insanlarının sayısıysa 2 bin dolayında. Köyün sahip olduğu 58 fabrikada daha çok çelik ve tekstil üretimi yapılıyor ayrıca tütün ve gemi taşımacılığı da var. Ayrıca köyü gelip görmek isteyenler nedeniyle turizm de büyük bir sektör.

Bugün 85 yaşında olan ve Çin çapında renkli kişiliğiyle bilinen köyün lideri Wu Renbao diğer köylüler gibi villada oturmayıp hâlâ eski evinde oturuyor. 1957 yılında köyün toplam değeri sadece 240 dolar kadarken şimdiki değeri 2 milyar doların üzerinde.

Ancak gerçekte durum ne? Huaşi’deki K. Koreliler çalışmak için köydeler. Bu Koreliler de diğer K. Koreliler gibi Çin’e çalışmak için gelmişler. 30 dolayında genç ve güzel Kuzey Koreli kadın bir Kuzey Kore restoranında şarkı söyleyip geleneksel Kore giysileriyle dans ediyorlar. İddialara göre kişi başına altı bin yuan (yaklaşık 1.700 tl) alıyorlar ve bu paranın sadece 150 yuan yuanı (yaklaşık 42 tl) kendilerine kalıyor. Geri kalanını K. Kore devletine gönderiyorlar.

K. Koreli genç kadınların Huaşi köyünde içten karşılandıkları, güzellikleri, dürüstlükleri ve eğitimli olmalarıyla halkın gönlünü kazandıkları söyleniyor. Ancak insanların arkadaşlık taleplerinden uzak kalıyorlarmış. Yine söylenenlere göre, cep telefonları yok ve internete dahi girmiyorlar. Anlaşma gereğince K. Koreliler 3 yıl boyunca Huaşi’de çalışacaklar.

Ancak Çin’de yıllardan beri K. Koreliler var: Özellikle Kore Yarımadasının kuzeyindeki Çin sınır kentlerindeki fabrikalarda binlerce K. Koreli işçi var. Yine Pekin’de birçok K. Kore restoranı bulunuyor. 2 yıl kadar önce “ilginç bir haber olabilir” diye Pekin’deki bir K. Kore restoranına, kendileriyle ilgili haber yapmak istediğimi bildirmiştim. Muhtemelen talebim Pekin’deki KDHC Büyükelçiliğine kadar gitti ve bir hafta kadar sonra bana olumsuz yanıt verilmişti.

Dünya basınındaki haberlere göre, K. Kore çalışmak için 40 bin K. Koreliyi Çin’e gönderiyor. K. Koreliler terzi, maden işçisi, inşaat işçisi gibi iş kollarında çalışacaklar. K. Korelilerin ne kadar maaş alacakları ve kendileri için ne kadar alacaklarıyla ilgili farklı rakamlar verilse bile bilgilerin ortak noktası kazandıklarının büyük bölümü KDHC devletine gidecek.

G. Kore basını, K. Korelilerin daha önce de Rusya, Libya, Suudi Arabistan, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelere çalışmak için gittikleri ancak Korelilerin buralarda köle gibi çalışmalarından ötürü İnsan Halkları örgütleri tarafından eleştirilince bu ülkelerle yapılan anlaşmaların iptal edildiğini yazmıştı. Çin tarafındaki Çinli çalışanlara göreyse, “K. Koreli işçilerden daha iyisi yok: Sadıklar, üretkenler ve ucuzlar.”

G. Kore’nin eski gizli servisinden Sohn Kyang-ju bu durumu şöyle açıklıyor: “Uluslararası yaptırımlar nedeniyle K. Kore bundan böyle silah ihraç edemeyecek. O nedenle insanlarını yurtdışına göndererek para kazanmaya çalışıyor.” Çin-K. Kore ilişkileri konusunda uzman, Harvard Üniversitesinden Kore asıllı John Park; “Hislerim bana K. Kore’den daha çok işçinin Çin’e gideceğini söylüyor. Bu da çok önemli bir gelişme. K. Kore’deki yeni liderliğin, ülkenin Çin’deki gibi bir ekonomik başarıya ulaşması yönünde isteği var. Bu da, bu işçilerin omzunda yükselen bir başlangıçla yapılıyor” diyor.