BIST 10.277
DOLAR 32,30
EURO 34,71
ALTIN 2.389,92
HABER /  EKONOMİ

Kötü başladılar rekorla bitirdiler

2009 bir çok firma için inişli çıkışlı oldu. Sun Tekstil kabus gibi başladıkları yılı tarihi rekorla bitirdi.

Abone ol

Sun Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Ünlütürk, ''Çok kötü başlayan bir yıl tarihi rekor ile bitti. Ay bazında yaptığımız toplam ciro ilk defa 10 milyon avro sınırına dayandı'' dedi.

Ünlütürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009'un Sun Tekstil'in hiç karşılaşmadığı kadar inişli çıkışlı bir yıl olduğunu belirterek, toplam satışlarının yüzde 70-80'inin ihracata yönelik olduğunu, bu sebeple de ihracat pazarlarındaki belirsizlik ve satışların düşmesinin 2009'un ilk çeyreğini ''kabus gibi'' geçirmelerine sebep olduğunu ifade etti.

İkinci yarının başından itibaren düzelen satışlarında son çeyrekte inanılmaz bir talep patlaması olduğunu anlatan Ünlütürk, yılın son çeyreğindeki satışların, 2009'un ilk 6 ayından daha büyük gerçekleştiğini vurguladı.

Ünlütürk, yaklaşık olarak grubun toplam cirosunda yüzde 25, Sun Tekstil'in cirosunda ise geçen yıla göre yüzde 60'a yakın büyüme olduğunu dile getirerek, Sun Tekstil'in 2008'de 22 milyon avro olan cirosunun bu yıl 34 milyon avroya çıktığının altını çizdi.

Sun Grubu şirketlerinden Ekoten'in cirosunun ise aynı dönemde 38 milyon avrodan 45 milyon avroya geldiğini ifade eden Ünlütürk, şöyle konuştu:

''Çok kötü başlayan bir yıl tarihi rekor ile bitti. Ay bazında yaptığımız toplam ciro ilk defa 10 milyon avro sınırına dayandı. 1 ayda yapılan iş olarak bakıldığında bu çok önemli. Karlılığımız da iyi, çünkü yıllardır bu kurları çok ezdiler, orada çok sıkıntımız vardı. Şimdi kurların normal seviyelere gelmesiyle 2009'u mutlu ve keyifli kapatıyoruz. Kurlar şu anda bizim rekabet edebileceğimiz düzeyde. Bence bu ortam Türkiye'nin ihracat pazarlarında rekabet şansı açısından gerçekçi bir ortam. Şu anda kurlar, olması gereken seviyelerde. Daha yukarıda olması gerektiğini iddia edenler var. Yüksek olduğunu söyleyenler var. Bence burası artık bir denge kuru. Türkiye'nin makro çıkarları açısından da doğru bir nokta olduğunu düşünüyorum.''

''IMF ANLAŞMASI KURLARIN DÜŞMESİ, İHRACATÇININ REKABET GÜCÜNÜN YOK OLMASI DEMEK''

Şükrü Ünlütürk, 2009'da ihracat pazarlarının artmasının sebebini öngördüklerini ifade ederek, Avrupa'daki alıcıların Uzak Doğu'ya sipariş vermediklerini vurguladı.

Önlerini göremedikleri için Avrupalı alıcıların uzun vadeli klasikleşen siparişlerini veremediklerini dile getiren Ünlütürk, onun yerine Türkiye'deki fırsatı gördüklerini ve kısa vadeli alımlar yaptıklarını söyledi.

Ünlütürk, 2010 yılında da kurların ve pazardaki talebin bu şekilde devam edeceğini düşündüklerini belirterek, şunları kaydetti:

''Türkiye bir IMF anlaşması yaparsa, kurlar tepetaklak aşağıya iniyor. Biz neredeyse tüm geliri ihracat olan bir grubuz. Bana sorarsanız IMF anlaşması bir büyüme kararı olur. Türkiye 'Ben büyümemi 1-1,5 puan artırayım' derse, siyasi bir kararla IMF ile anlaşması lazım. '2011 yılında seçim geliyor. Bu krizde ben IMF'siz devam ettim. Bu noktadan sonra IMF ile anlaşma yapmış olmak siyasi olarak benim dezavantajım olur' diye düşünürlerse IMF anlaşması yapmaması lazım. IMF anlaşmasının olması otomatik olarak kurların aşağıya düşmesi demek. Bu da ihracatçının rekabet gücünün yok olması, geçmiş 7 senede görüldüğü gibi yatırımların durması, yavaşlaması, ülkenin istihdamının azalması anlamına geliyor.

Geçtiğimiz 7 sene, 'değerli Türk Lirası-düşük kur' politikasının yanlış bir karar olduğunu gösterdi. Bu kur politikası Türkiye'nin çıkarına değildi. Zaten kriz de bunun düzeltmesi oldu. Dolayısıyla ihracatçıların çıkarı kurların bu seviyede kalması. IMF anlaşması olursa herkes kurların geri gideceğini düşünüyor. Biz de dahil... IMF anlaşması hangi açıdan ve çerçeveden baktığınıza bağlı. Bir sanayici olarak fikrimi sorarsanız, bence IMF anlaşmasının yapılması lazım. Bu ülkenin büyüme ihtiyacı var. Sadece ihracatla büyümesi yeterli olmayabilir. Kaynak ihracatı var. Dolayısıyla ben olsam ülke çıkarlarını koruyarak bu anlaşmayı yaparım.''

''İYİ PERAKENDECİLERİ ARIYORUZ''

Ünlütürk, Sun Holding'in hazır giyim markası Jimmy Key'in şu anda 33 mağazası olduğunu dile getirerek, toplam olarak 150 noktaya ürün sattıklarını bildirdi.

Kendi mağazalarıyla büyüme stratejisini pazarın koşulları nedeniyle değiştirdiklerini, bayilik ve iş ortaklıkları yoluyla büyümek istediklerini belirten Ünlütürk, ''İş ortağı olabileceğimiz, lokasyonları düzgün olan iyi perakendecileri arıyoruz. Çünkü biz sadece bir perakendeci, marka şirketi değiliz. Bizim arkamızda çok önemli bir üretim gücü var. Bu üretim gücüne odaklanmak tasarıma odaklanmak istiyoruz. Perakendecilik yapmak istemiyoruz. Çünkü iyi perakendeciler mağazalarını daha iyi yönetebiliyorlar. Önümüzdeki sene bayilik yoluyla 50 mağazaya ulaşmayı istiyoruz'' şeklinde konuştu.

Ünlütürk, nitelikli kumaş üretiminde en büyük ihracatçı olduklarını dile getirerek, Avrupa ülkelerine ihracat yaptıklarını ifade etti.

Grup olarak gelişmiş pazarlarda etkin bir durumda olduklarını anlatan Ünlütürk, yüksek katma değerli ürünler ürettiklerini, bu sebeple Afrika ülkelerine yönelik ihracata ilgilerinin olmadığını söyledi.

Ünlütürk, en çok ihracatı İngiltere'ye gerçekleştirdiklerini ifade ederek, Jimmy Key mağazalarına ilişkin şöyle konuştu:

''Özellikle yerli markalara sahip çıkma konusunda bir duyarlılık gelişiyor ülkede. Makul bir fiyatla moda satma iddiasında Jimmy Key. Biz eğer markalara sahip çıkmazsak, o zaman Türkiye'de pazar çoğunlukla uluslararası markalara kalır. Yurt dışından herhangi bir marka gelir. Burada bin - bin 500 mağazasından aldığı güçle pazarda kıyasıya bir fiyat rekabetine girer. Burada sadece var olmak için 2-3 sene para kazanmamayı garantileyebilir. Sonra da biz Türk ihracatçısı olarak onlara ürün satarız. Onlar da bize geri satabilir. Türkiye, Avrupa Birliği'nin ikinci, dünyanın dördüncü büyük tedarikçi ülkesi. Burada müthiş bir altyapı ve güç var. Ama bu gücü sadece yurt dışındaki müşterilere ürün satmak için kullanırsak bu katma değere çok yazık olur. Bu anlamda ''Turquality'' kampanyası da çok olumlu bir şey.''