BIST 9.717
DOLAR 32,48
EURO 34,95
ALTIN 2.437,25
HABER /  SAĞLIK

KOAH, AIDS kadar tehlikeli!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Bıçakçı, dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklarından birinin KOAH olduğunu söyledi.

Abone ol

Söz konusu hastalıktan ötürü her yıl 3 milyon kişinin hayatını kaybettiğini belirten Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Egemen Bıçakçı , 2004 yılında dünya genelinde KOAH'lı hasta sayısının 64 milyonken, bu sayının her geçen yıl daha da arttığını dile getirdi.

Bıçakçı, "AIDS nedeniyle her yıl 2 milyon 866 bin hastanın ölürken, KOAH'tan ölen hasta sayısı ise 2 milyon 672 bin" diyerek hastalığın ciddiyetini ifade etti. Bıçakçı, bu hastalıktan kurtulmak için sigara bırakmanın şart olduğunu kaydetti.

Dünyada en çok ölüme neden olan hastalıkların başında Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı(KOAH) geliyor. Akciğerlerdeki hava kanallarının daralmasına bağlı olarak nefes almayı zorlaştıran KOAH rahatsızlığının en önemli sebebinin sigara olduğu belirtiliyor. Dünyada 600 milyonun üzerinde KOAH hastası bulunduğunu belirten uzmanlar, bu kişilerin yüzde 80'inin, hastalığının farkında olmadığını ifade ediyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlknur Egece Başyiğit, KOAH'ın en önemli belirtisinin, öksürük ve efor sonrası solunum yetmezliği olduğunu söyledi. Akciğer fonksiyonlarının azalmasının hastaların oksijene bağımlı olmalarına, yürüme zorluğu çekmelerini, solunum yetmezliği yaşamalarını da beraberinde getirdiğini ifade eden Doç. Dr. Başyiğit, merdiven çıkarken ya da giyinip soyunurken yorulanların ve nefessiz kalanların KOAH şüphesi ile sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerektiğini vurguladı.

KOAH HASTALARININ YÜZDE 90'I AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE

Türkiye’yi de etkisi altına alan KOAH hakkında topluma uyarılarda bulunan Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Egemen Bıçakçı, dünyada en çok ölüme neden olan hastalıklarından birinin KOAH olduğunu belirterek, 3 milyon kişi bu hastalıktan ötürü yaşamını kaybettiğini dile getirdi. 2004 yılında dünya genelinde KOAH'lı hasta sayısının 64 milyonken bu sayı her geçen yıl daha da arttığını belirten Bıçakçı, "Ayrıca, KOAH hastalarının yüzde 90'a yakını az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden geliyor. Öte yandan ülkemizde hastalık yaygın durumda. Hastalığı tetikleyen baş aktör ise sigara.'' dedi.

EN SIK ÖLÜME NEDEN OLAN HASTALIKLAR ARASINDA

KOAH'ta ölüm oranının, AIDS kadar yüksek olduğunu da aktaran Bıçakçı, AIDS nedeniyle her yıl 2 milyon 866 bin hastanın öldüğünü, KOAH'tan ölen hasta sayısının ise 2 milyon 672 bin olduğunu vurguladı. Bıçakçı, şöyle konuştu: ''Şu an için en sık ölüme neden olan hastalıklar arasında 6'ncı sırada olan KOAH'ın, 2015-2020 yılları arasında 3'üncü sıraya yükseleceği tahmin edilmektedir. Hastalık kroniktir ve tedaviye rağmen ilerleyici bir karakteri vardır. Başka bir önemli konu ise hastalığın sadece akciğerleri etkilemekle kalmayıp bitkinlik, yorgunluk, duygu bozuklukları, uyku bozuklukları, mental problemler, iş gücü kaybı ve sosyal yaşamda önemli kısıtlamalara neden olmasıdır. Hastalık başlangıçta sabahları öksürük, balgam ve tükürme ile başlar. Bu öksürük, balgam ve tükürme, hastayı kısmen rahatlatır. İlerleyen yıllarda bu şikâyetlere nefes darlığı ve göğüste hırıltı hissi eklenir. Nefes darlığı özellikle egzersizle birlikte hissedilir. Hasta efor sarf ederken çabuk tükenir, nefesini yetiremediğinden şikâyet eder. Şikâyetlerin şiddetlendiği aylarca sürebilen alevlenme dönemleri gelişir.''

KOAH'ın bir hastalık olduğunun çoğunlukla fark edilemediğini, tıbbi yardımın genellikle aranmadığını belirten Bıçakçı, ''Hekim olarak pratikte gördüğümüz tıbbi yardımın, ancak alevlenme dönemleri çok şiddetlendiğinde, birey nefes alamaz hale geldiğinde arandığıdır ki, bu dönemde hastalık çoktan ileri evrelere ulaşmış olur.'' ifadelerine yer verdi.

ERKEN TEŞHİSLE KONTROL ALTINDA ALINABİLİR

İleri evrelerde hastalığı kontrol altına almanın güç olduğunu vurgulayan Bıçakçı, şu bilgileri verdi: ''Ayrıca son dönemde hastanın da sabrı tükenmiş, dayanma gücü azalmıştır. Bu şikâyetlerin önemsenmemesi nedeniyle özellikle ülkemizde yeni tanı konmuş hastaların büyük çoğunluğu ileri evrelerdeki hastalardır. Hastalık ilerledikçe hastanın günlük aktiviteleri, çabuk tükenme, bitkinlik, nefes darlığı ve uykusuzluk nedeniyle giderek kısıtlanır, sonunda oksijene ve yatağa bağımlı, bakıma muhtaç hale gelir. Üstelik hasta giderek artan sıklıkta acil servise başvurmak zorunda kalır ve hayati tehlikesi olduğundan hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. Bu olaylar, hastanın ve yakınlarının sosyal yaşamlarını son derece olumsuz yönde etkiler. KOAH hastalığında tedavinin püf noktası, hastalığın erken teşhisi, sigaranın bırakılması, hava kirliliği ve kötü çalışma koşulları gibi çevresel etkenlerden uzaklaşmak ve bir göğüs hastalıkları uzmanının kontrolü ve takibinde olmaktır.''