BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

KKTC, Rumlara karşı dik duracak

Türkiye ve KKTC, "Kıbrıs sorunu" için çözümden yanaydı. Soyer'in ek protokol için yaptığı açıklama, şu anki durumu özetledi.

Abone ol

KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Türkiye'nin Gümrük Birliği Ek Protokolü'nü imzalamasının ''beklenen bir gelişme'' olduğunu söyledi. Soyer, yayımlanan deklarasyonun, ''Türkiye'nin, 1960 Garanti ve İttifak antlaşmalarıyla doğan hak ve yükümlülüklerine sahip çıktığını, Kıbrıs Türk halkının 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'ni oluşturan eşit ortaklık haklarından asla geri çekilmeyeceğini vurguladığını'' belirtti. Başbakan Soyer, Türkiye'nin Gümrük Birliği Ek Protokolü'nü imzalaması ve deklarasyonla ilgili basına yaptığı açıklamada, ''Protokolün imzalanması öncesinde Türkiye ile yaptıkları görüşmelerde görüşlerini ilettiklerini'' ifade ederek, protokolün imzalanmasının beklenen bir gelişme olduğunu belirtti. ''En fazla tartışılan konulardan birinin şu anda gasp edilmiş durumda olan 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni' Türkiye'nin tanıyıp tanımayacağı konusunun olduğunu'' belirten Soyer, ''Türkiye yayınladığı deklarasyonda açık ve net bir şekilde ifade ettiği gibi, şu andaki 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni' tanımadığını ilan etmiş durumdadır'' dedi. Türkiye'nin deklarasyonda, Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin de desteklediği BM çözüm sürecine bağlı olduğunu yeniden teyit ettiğini kaydeden Soyer, ''Dolayısıyla Türkiye'nin, deklarasyonda, Kıbrıs Türk halkının referandumda yansıttığı Kıbrıs sorununun çözümü yönündeki siyasi çizgiye destek verdiğini dünyaya duyurduğunu'' söyledi. Deklarasyonda üzerinde durulacak esas konunun tanınma veya tanımama unsurunun olmadığını ifade eden Soyer, Kıbrıs Türk halkına, Türkiye kamuoyuna ve Kıbrıs Rum tarafına çağrıda bulunarak, ''Bundan sonra üzerinde durulması gereken esas konunun deklarasyonda ifade edilen konuların ileriye götürülmesi olduğunu ''kaydetti. Soyer, Türkiye ve KKTC'de toplumsal enerjinin çözüm olgusuna yönlendirilmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin AB'ye üye olma sürecinin, Kıbrıs Türk halkı tarafından yürekten desteklendiğini vurguladı. ''AB ADIM ATMAK ZORUNDA'' AB'nin kendi iç sorununu çözmeyen bir ülkeyi üye yaptığını ve bu nedenle, çözüm yönünde büyük irade ortaya koyan Kıbrıs Türk halkının varlığına dönük haksız pozisyonları giderilmek yönünde adım atmak mecburiyetinde olduğunu kaydeden Soyer, ''AB'nin demokratik ilkelerinde elinde güç bulunduranın bir başka halka dayatma kültürü yoktur'' dedi. Kıbrıs Türk halkının toplumsal varlığı ve kimliğiyle genişleme süreci içine dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan Soyer, KKTC'ye uygulanan izolasyonların kaldırılması gerektiğini söyledi. Kıbrıs Rum halkı ve Rum siyasi liderliğine de çağrıda bulunan Soyer, ''AB'nin üyelik olgusu avantajını kullanarak, Türkiye'nin kendilerini bütün Kıbrıs'ın hükümeti olarak tanıma sendromundan kurtulmaları gerekmektedir'' diye konuştu. ''ÇÖZÜME YOĞUNLAŞSINLAR'' Rumların, Türkiye'nin kendilerini siyasi anlamda tanıma yönündeki uğraşlarının Kıbrıs'a çok büyük zarar verdiğini kaydeden Soyer, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin kendilerini bütün Kıbrıs'ın hükümeti olarak boş yere tanıma gayretine gireceklerine bir an evvel Kıbrıs'a kalıcı ve karşılıklı kabul edilebilir, BM'nin çizdiği çerçevede ve halkımızın da iradesiyle desteklediği bir çözüme kendilerini yoğunlaştırsınlar. Dolayısıyla Kıbrıs'ta sürekli olarak tek yanlı kazanç elde ederek atılacak her adımın yarın doğacak büyük felaketlerin başlangıcı olduğunu unutmamaları gerekmektedir.'' ''KKTC ve Türk hükümetlerinin kararlı ve dürüstçe sergilediği temel noktanın deklarasyonda yansıtıldığını'' belirten Soyer, ''bu noktanın, Türkiye'nin limanlarını ve hava sahasını Kıbrıs Rum bandıralı uçak ve gemilere açmayacağının ifade edilmesi olduğunu'' söyledi. Deklarasyonda diğer bir önemli noktaya daha işaret eden Soyer, Türkiye'nin deklarasyonda 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmalarıyla ortaya çıkan hak ve yükümlülüklerine sahip çıktığının altını çizdiğini belirtti. Soyer, ''Kıbrıs Türk halkı olarak da biz ve herkes bunu bilmelidir; 1960'da Kıbrıs Cumhuriyeti'ni oluşturan eşit ortaklık hakkımıza dayalı bir siyasi duruştan asla geri çekilmeyeceğiz. Bunu bütün dünya bu noktada bilmelidir. Bulunacak çözümde Kıbrıs Türk halkının dayandığı temel 1960'ın kurucu eşit toplumu olduğu realitesidir'' dedi. YARALANAN ASKERLERE ACİL ŞİFA MESAJI Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) kışlasında, eğitim tatbikatı sırasında bir havan mermisinin patlaması sonucu yaralanan 18 RMMO askerine acil şifalar dileyen Soyer, ''Kıbrıs'ta karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşma işte bunun için gereklidir'' dedi. Soyer şöyle konuştu: ''Kıbrıs'ta karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşmaya bir an evvel ulaşmak, bu topraklarda hiç bir Kıbrıslı Türkün ve hiçbir Kıbrıslı Rum'un veya Yunanistanlı, Türkiyeli herhangi bir insanın asker veya sivil kanının akmaması için bu antlaşma gereklidir.'' TARBZONSPOR-ANORTHOSİS MAÇI Trabzonspor-Anorthosis Şampiyonlar ligi ön eleme 2. tur rövanş maçına davet alıp almadığı yönünde bir soruyu karşılık Soyer, maç için bir davetiye almadığını, ancak bir davet gelmesi durumunda değerlendireceğini söyledi. Anorthosis-Trabzonspor maçını kısmen televizyonda izlediğini belirten Soyer, ''Güney Lefkoşa'da oynanan maç esnasında tribünlerde sergilenen Yunan bayraklı şovenist şovun Kıbrıs Rum toplumu içerisinde kabaran milliyetçi dalganın ne kadar yanlış noktada geliştiğini gösteren açık bir örnek olduğunu'' söyledi. Kıbrıslı Rum demokratlara ve barışseverlere seslenen Soyer, ''Fanatizmin ve bunu futbolda holiganlığa kadar götürmenin hiçbir insana, hiçbir topluma, hiçbir ulusa faydası yoktur'' dedi. Kıbrıslı Rum Themis Themistokleus'un AB Komisyonu'nun ''Kıbrıs'' temsilciliğine atanmasıyla ilgili bir soru üzerine de Başbakan Soyer, ''bunun, Kıbrıs sorununa çözüm getirilmeden tek yanlı üye olmasının getirdiği temel bir yanlışlıktan kaynaklandığını'' ifade etti.