BIST 10.159
DOLAR 32,18
EURO 35,06
ALTIN 2.470,25
HABER /  GÜNCEL

Kılıçdaroğlu’nu ifadeye çağıran savcı konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ’sehven’ ifadeye çağırdıktan sonra soruşturmadan el çektirilen Savcı Mehmet Demir, "Sehven olan kon...

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ’sehven’ ifadeye çağırdıktan sonra soruşturmadan el çektirilen Savcı Mehmet Demir, "Sehven olan konu, Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili sıfatının gözden kaçmasıdır" dedi.
Savcı Mehmet Demir, hakim ve savcıların hukuki görüşlerini paylaştığı Adalet.org adlı sitede Kılıçdaroğlu’nun sehven ifadeye çağrılmasıyla ilgili bir yazı yayınladı. Sitede yer alan "Sehven Çağrılmıştır" başlıklı yazıda Kılıçdaroğlu’nun ifade için çağrılmasının birkaç gündür medyanın gündeminde olduğunu hatırlatan savcı Demir, “Ben hiçbir gazeteciye özel olarak açıklama yapmadım. Birkaç gazeteci beni telefonla aradı bir tanıdık gibi olayla ilgili bir şeyler sordu. Bunu bir röportaj gibi kaydettiklerini veya not ettiklerini söylemediler. Hatta söylemediğim sözleri de ilave etmişler" şeklinde konuştu.
Savcı Demir tarafından kaleme alınan yazıda, “Olayın aslı şu, Bilal Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hakaret ettiğinden bahisle şikayet etmiş. Bu dilekçe müracaat savcılığına verilmiş. UYAP’a Kemal Kılıçdaroğlu şüpheli olarak kaydedilmiş. Suç hakaret olduğu ve uzlaşmaya tabi görüldüğü için ocak 2014 itibariyle Uzlaştırma Bürosuna tevzi edilmiş. Dosya benden önce başka bir savcı arkadaşa tevzi edilmiş. Daha sonra 30 Ocak 2014 itibariyle yeni işbölümü yapıldı ve ben uzlaştırma büroda görevlendirildim. Bu görevlendirme ile birlikte bana bu büroda önceden görevli olan ve son işbölümü ile başka büroda görevlendiren iki savcıya ait 1700 dosya tevdi edildi. Ben son iki buçuk ayda bütün bu dosyaları tek tek okudum gereğini yaptım ve şu an dosya sayısını 650 ye düşürdüm. İşte bu yoğunluk içinde diğer dosyalarda olduğu gibi bu dosyaya da ’şüpheli ve şikayetçi davet’ yazarak kaleme vermişim. Çıkan davetiyeleri de elektronik imza ile imzalamışım" ifadelerine yer verildi.
"Bu olayda sehven olan konu Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili sıfatının gözden kaçmasıdır" diyen savcı Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kaldı ki bu husus davetiyenin Ankara’ya gönderilmesinden de bellidir. Eğer bilerek olsa Ankara’ya talimat yazmak gerekirdi. Bu olayda sehven olan konu Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili sıfatının gözden kaçmasıdır. Kaldı ki bu husus davetiyenin Ankara’ya gönderilmesinden de bellidir. Eğer bilerek olsa Ankara’ya talimat yazmak gerekirdi."
Kılıçdaroğlu’nu konuyu abartmakla suçlayan savcı Demir, “Davete muhatap olanlar tarafından konu fazlasıyla abartılıp kabartıldı. Sehven de olsa bir davetiye gelmiş, gelinmez biter gider. Zorla getirme çıkarmamışız, yakalama çıkarmamışız, sorgulama yapmamışız, olmayan bir suçu biz isnat etmemişiz. Yani abartılacak hiçbir şey yok ortada. Sehven gönderilen şey dahi sonuçta bir davetiyedir. Bundan bu kadar fazla sonuç çıkarmanın hiçbir gereği yoktu" dedi.

“ZEKERİYA ÖZ BENZETMESİ YANLIŞ”
Savcı Demir, "Yazdığım yazılar ne ’Mısır’daki olaylara darbe demişim’, ’17 aralık bir darbe girişimidir karşı çıkalım demişim’, ’Emniyet konusu suç teşkil eden emre uymamakla demokrasiyi korudu’ demişim, ’Sayın Başbakana Gezi eylemleri hakkında açıklama yapması için yazmışım’, ’Gezicilere eylemlere son vermesi için yazmışım. Bu yazılardan benimle ilgili sonuçlar çıkarıp bir sürü yaftalama yapılması hakkaniyete uygun değildir. Zekeriya Öz benzetmesi yapılmış. Ben sehven de olsa en fazla davetiye çıkarmışım. Bu Zekeriya Öz’ün uygulamalarına hiç benzememektedir" dedi.

“DAVETİYE SEHVEN ÇIKARILMIŞ”
Öte yandan, Demir yazısında “Teoride, kasten olsa dahi şikayete maruz kalan bir vekile davetiye gönderilememesi mutlak değildir. Prof. Erdoğan Teziç ve birçok Anayasa hocası şikayet edilen milletvekiline davetiye gönderilebileceği görüşündedir. Lehine olan delilleri ileri sürmesi ve hatta meclisin dokunulmazlık konusunu görüşürken dosyanın tamamlanmış olması yönünden de bu hususun gerekli olduğu ileri sürülmüştür. Davetiye sehven çıkarılmış, ancak olay gündeme düştükten sonra yaptığım kapsamlı araştırma sonucunda ben de yukarıda belirtildiği gibi uzlaşmaya tabi olsun veya olmasın şikayet edilen bir milletvekiline davetiye çıkarılması gerektiği kanaatine varmış bulunmaktayım. Davetiyede bir sakınca yoktur. Eğer davetiyeden sonra zorla getirme gibi başka işlemler yapılırsa işte bu dokunulmazlık kavramına aykırı olur. Davet edilmesi kaldı ki uzlaşma için davet edilmesi milletvekili dokunulmazlığına ve dolayısıyla anayasaya aykırı değildir. Bu görüşün aksi de sabit değildir. Aksini söylemek de nihayetinde görüşlerden bir görüştür. Olayın tamamı ve gerçeği budur. Bunun bu kadar abartılıp Anayasa ihlali boyutuna kadar çıkarılması fazla işgüzarlıktır bence" ifadelerine yer verdi.
(İHA)