BIST 10.942
DOLAR 32,18
EURO 34,96
ALTIN 2.510,92
HABER /  DÜNYA

Kılıçdaroğlu, ülkemizin itibarına zarar verdi

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Brüksel’deki ‘Esad’ kriziyle ilgili olarak, “Kılıçdaroğlu’n...

Abone ol

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Brüksel’deki ‘Esad’ kriziyle ilgili olarak, “Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ülkemizin itibarına zarar verdi. Hiç bir gelişmiş ülkede muhalefet partisinin liderinin başbakan hakkında böyle konuştuğunu göremeyiz.” dedi.
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, belediye çalışanlarına yönelik olarak liderlik semineri verdi. Prof. Bozlağan “Liderliğin temeli güzel ahlâktır. Ahlâkî zafiyeti bulunan hiç kimse başarılı ve kalıcı bir liderlik örneği sergileyemez” dedi. Bozlağan liderliğin diğer temel öğelerinin ise “vizyon, misyon, özgüven, çalışkanlık, ekip ve sistem” olduğunu belirtti. Vizyon ile misyonun çoğu zaman birbirleri ile karıştırıldığını ifade eden Bozlağan, “misyon varlık sebebidir; vizyon ise ulaşılmak istenen nihaî hedeftir” şeklinde konuştu.

“BAŞKASININ AYIBI, KİŞİNİN KENDİ AYIBINI NE ÖRTER NE DE HAFİFLETİR”
Seminer sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bozlağan, “Liderliğin temeli olan güzel ahlâk siyaset için de geçerlidir. Siyasîlerin de temel etik değerlerden taviz vermemesi gerekir. Bu konuda en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de ‘dile’ ve ‘üsluba’ dikkat etmektir. Maalesef son zamanlarda Meclis’te bazı milletvekilleri arasında cereyan eden tartışmalarda, ağza alınmayacak kadar galiz sözlerin, üstelik canlı yayında sarfedildiğine utanarak şahit olduk. Bu tür insanların en ağır şekilde kınanması ve gerekli yaptırımların kararlılıkla uygulanması elzemdir. Ancak, bu konuda da partiler arasında uygulama birliğinin sağlanmadığını görmek de halkımızı üzmektedir. Bir parti konunun üzerine kararlılıkla giderek ilgili milletvekilini cezalandırma yolunu tercih ederken, diğer parti ise kendi milletvekilinin yaptığı galiz konuşmaları unutturmak için manevra üstüne manevra yapmaktadır. Unutulmamalıdır ki, başkasının ayıbı, kişinin kendi ayıbını ne örter ne de hafifletir” dedi.

“SİYASETÇİYİ ŞİKAYET EDECEK EN YÜCE VE EN ETKİLİ MAKAM HALKTIR”
Bir soru üzerine, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Swoboda ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki tartışmaya da değinen Prof. Dr. Bozlağan, “Durum son derece vahimdir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı Avrupa Parlamentosu’nun bir üyesine şikayet etmesi siyaset ve uluslararası ilişkiler açısından doğru değildir. Sayın Başbakan’ı Esed’e benzetmesi ve arada sadece ton farkının bulunduğunu söylemesi ise kabul edilemez” dedi.
Bozlağan, “Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaya Swoboda’nın tepki göstererek ‘Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Esed ile bir tutulamayacağını’ ifade etmesi ve Kılıçdaroğlu ile daha sonra yapacağı görüşme programını iptal ettiğini duyurması ise, ülkemizi temsilen Brüksel’de bulunan ana muhalefet partisi ve onun lideri açısından utanç vericidir” dedi.
Bozlağan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Başbakan’ın, her gün yüzlerce sivili öldüren gözü dönmüş bir diktatör ile bir tutulmaya çalışılması ve bunun da yurt dışındaki platformlarda yapılması, Türkiye’nin büyük bir muhalefet sorunu yaşadığını açık şekilde göstermektedir. Demokratik yollarla seçilerek göreve gelen bir başbakanı, anti demokratik yollarla iktidarı gaspeden ve saltanatını koruma uğruna ülkesinde büyük bir yıkım ve katliam gerçekleştiren ‘cani’ bir diktatöre benzetmek hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Yaşanan tartışma sonrasında Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bazı açıklamalar da bu talihsizliği telafi edici nitelikte olmadığı gibi, durumu daha vahim hale getirmiştir. Demokrasilerde ana muhalefet partileri iktidar partileri kadar önemlidir ve iktidar partisinin en güçlü alternatifidir. Ana muhalefet partileri, demokratik sistemlerde her şeyden önce millî itibarı, saygınlığı ve menfaatleri korumakla yükümlüdür. Kendi ülkesinin demokratik usullerle seçilmiş başbakanını, başka bir ülkenin veya uluslararası kuruluşun bir temsilcisine şikayet etmek, Başbakan’ın itibarını düşürmek için mantıklı hiçbir izahı bulunmayan benzetmeler yapmak, sadece o ana muhalefet partisine değil, ülkenin tamamına zarar verir. Ana muhalefet partisi eğer Başbakan’ı şikayet edecek bir yer arıyorsa, bu konudaki yegâne merci halktır. Partiler halkın oylarıyla iktidara gelir ve yine halkın oylarıyla muhalefete geçer. Yetkinin sahibi ve kaynağı halktır, çözümü başka mahfillerde aramak doğru değildir.”
Ülkemizin sorunlarını iç siyasette tartışırken kullandığımız üslubu, uluslararası platformlarda kullanılmaması gerektiğini ifade eden Bozlağan, “Aksi takdirde, diğer ülkelere ve uluslararası kuruluşların temsilcilerine hem içişlerimize müdahale etme hem de ülkemizi temsil eden siyasîlere karşı saygıdan ve diplomatik teamüllerden uzak tavır ve davranışlar sergileme fırsatı vermiş oluruz. Türkçe’de çok güzel bir atasözü vardır “kol kırılır yen içinde kalır” diye. Ülkemizin sorunları ulusal düzeyde en açık ve kapsamlı bir şekilde tartışılmalı ve çözüm yolları aranmalı; ancak uluslararası platformlarda tavırlarımıza, davranışlarımıza ve üslubumuza daha fazla dikkat etmeliyiz” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU ÜLKEMİZİN İTİBARINA ZARAR VERDİ”
“Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ülkemizin itibarına zarar verdi” diyen Bozlağan, “hiç bir gelişmiş ülkede muhalefet partisinin liderinin başbakan hakkında böyle konuştuğunu göremeyiz. Bu tür şeyler daha çok geri kalmış ülkelere mahsustur” dedi.
(İHA)