BIST 10.330
DOLAR 32,22
EURO 34,77
ALTIN 2.457,05
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu: HDP'nin PKK ile mesafe koyması lazım

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul seçimlerinin iptal edilmesinden sonra PM'de bazı isimlerin yenilen seçimlerin boykot edilmesini istediğini söyledi. Ekrem İmamoğlu ile seçimlere katılma kararı aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bu kadar fark beklemediğini söyledi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iyi yönetilemediğini söyledi. Yerel yönetimlerde de aynı durumun geçerli olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, daha önce popüler aday tercihlerinin başarılı olamadığını kaydetti. Kayyum atamalarına da karşı çıkan Kılıçdaroğlu, HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyması gerektiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk'te Fatih Portakal'ın sorularını cevapladı. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu durumun çok ağır olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gerçek anlamda yönetilemediğini belirtti.

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından bazı satır başları;

"Bu seçimi bundan sonra elde edeceğimiz başarıların önemli bir adımı olarak görüyorum. Çünkü Türkiye'nin içerisinde bulunduğu şartlar çok ağır, mutfaklarda yangın var. Türkiye hem iç politikada hem de dış politikada çok sıkışmış vaziyette. Türkiye gerçek anlamda yönetilemiyor, savrulan bir Türkiye var. Herkes bunun farkında. AK Partililer de farkında MHP'liler de farkında. İşçisi de memuru da emeklisi de herkes bunun farkında. 

"Halk iyi yönetime susamıştı"

Büyük kentlerde iyi yönetilmiyordu aslında. Yani sadece Türkiye değil İstanbul belediyesi, Ankara belediyesi, Mersin ve Antalya... Onlar da iyi yönetilmiyordu. Halk iyi yönetime susamıştı. Biz çok iyi adaylar çıkardık. Çıkardığımız adayların özelliği şuydu. Yerel yönetimlerde deneyim kazanmış ve başarı elde etmiş birisi büyükşehir belediye başkan adayı gösterdik.

"Bursa'yı alabilirdik, hata yaptık"

Biz eskiden popüler isimler bulurduk. Bu popüler isimlerden yola çıkarak seçimlere katılırdık. Bunun bize fazla bir katkısı yoktu. Çünkü onlar belediye başkanı olduğu zaman 5 yıl uzun bir zamandı ve öğrenmekle geçiriyordu. Şimdi bunu büyük ölçüde aşmış olduk. Burada yanıldığım ve üzüldüğüm bir şey var o da Bursa. Orayı alabilirdik. Bursa'yı az bir oy oranıyla kaybettik, oylarımızı büyük ölçüde artırdık. Bursa'yı alamamamızın sebebi yine bizim hatamız. Biz orayı iyi yönetemedik. Adayımız doğruydu, en ufak bir tereddüt yoktu. Dolasıyla orayı alabilirdik, İstanbul'dan daha rahat alabilirdik.

HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyması lazım. Teröre besleyecek siyasetten kaçırmamız lazım. Bu bizim tarihi sorumluluğumuz.


"İstanbul'da fark benim tahminlerimi de aştı"

İstanbul'u vermek istemediler doğrudur. Yasa dışı bir karar verildi mahkeme tarafından, Yüksek Seçim Kurulu tarafından o da doğrudur. O karardan sonra biz PM'yi topladık ve bazı arkadaşlarımız dediler ki boykot yapalım. Bazıları eylem yapalım dediler. Sonunda sağduyu egemen oldu. İstanbul'u aldıysak, aradaki oy farkı 13 bin olabilir. Bu oy artabilir bir mağduriyet var ortada. Bu kararı ikimiz birlikte (Ekrem İmamoğlu) aldık. Sonra bu kararın arkasında durduk. Fark benim de tahminlerimi aştı. Ben 100 ila 300 bin arasında bir fark bekliyordum 800 bini aştı. 

Öcalan'ın mektubu ve kardeşinin TRT'ye çıkması

Cibali'de kahveleri ziyaret ettim. Oradaki tablo o medyaya yansıyan mektupların gelmesi, kardeşlerinin televizyona çıkarılmasının hiç etkilemediğini gördüm. Devleti yöneten insanlar nasıl olur da terör örgütü başkanlığını ya da liderlerini yapan bir kişiden nasıl olurda CHP'ye karşı medet umar hale gelirler? 

Ekrem İmamoğlu'nun tatili

Küçük çocuğu vardı orada. Onu alıp geri gelecekti. Onu tatil olarak adlandırmamak lazım. Hacıbektaş'a geldi mesela.

Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır ziyareti

Partinin bilgisi dahilindedir. Ekrem Bey o tür şeylere dikkat ediyor. Elbette Batman'a gitmişken Diyarbakır'a uğraması gayet doğaldır. Haksız bir şekilde görevden el çektirilen kişiyi görmezden gelmek doğru değil. HDP bizim siyaseten rakibimiz ama bir kişi haksızlığa uğruyorsa demokrasi orada sonlandırılıyorsa siz kalkıp demokrasiyi sadece kendiniz için değil sizin gibi düşünmeyenler için de isteyeceksiniz. Belediye başkanı aday adayı oluyor, YSK bir şey söylemiyor. Sonra "Bunları görevden alın" deniyor. Milletvekili olduğu dönemlere ait. Adam yerine yeni oturmuş.

Geçmişten gelen personelin tedirgin olmasına gerek yok. Haksızlığa uğrayan kişiler var, oraya milletvekillerinden oluşan heyet var.


"HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyması lazım"

İster kurum, ister parti, ister şahıs olsun. Teröre karşı ortak mücadele ortak duruş sergilemek durumundayız. Bu ülke terörden çok çekti. Bu duruşu hepimizin sergilemesi lazım. HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyması lazım. Teröre besleyecek siyasetten kaçırmamız lazım. Bu bizim tarihi sorumluluğumuz.

CHP'li belediyelerden çıkarılan işçiler

İstanbul örneğini alayım. Ekrem Bey'in seçimi kazandıktan sonra mazbatayı aldığında atadığı kişi sayısı 4 veya 5 kişi. Sonra kayyum geliyor. Yanlış hatırlamıyorsam 2 bin 500 kişi alınıyor o arada. Ekrem Bey bunların işine son veriyor. Ekrem Bey gelin başvurun bizim aradığımız niteliklere sahipseniz sınav yapar alırız diyor. O arada siz 2 bin 500 kişi alıyorsunuz.

Geçmişten gelen personelin tedirgin olmasına gerek yok. Haksızlığa uğrayan kişiler var, oraya milletvekillerinden oluşan heyet var. Onlara gidip bakın dedik. Kişinin A partisi B partisinden olmasının önemi yok, sonuçta evine ekmek götürüyor.

İstanbul'a kayyum atanabilir mi?

Herşeyi yapabilirler, çünkü ortada hukuk, adalet yok. Bu akşam ikimizi de tutuklayabilirler. Yargıtay Başkanı "adalete güven yüzde 38'e indi" diyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı "adalete güven kalmadı" diyor. Bunlar şu anda koltukta oturan kişiler. Savcılıktan temyiz kağıdı almış, seçime girebilir diyor. Sonra bunlara kayyum atanıyor. Anayasa'da o kadar açık ve net hükümler var ki! Anayasa 38. madde "suçluluğu sabit oluncaya kadar kimse suçlu olamaz" diyor. Biz hukuk mücadelesi veriyoruz. 

Süleyman Soylu'nun Ekrem İmamoğlu sözleri

Pejmurde adama ne söyleyeyim ben. Düne kadar Erdoğan'a söylediklerine bakın, bugün yaptıklarına bakın. Kişiliği olan insan söylediklerinin arkasında durur. Kişiliği olmayan bir insana ne söyleyebilirim ben. Düne kadar en ağır lafları ediyordunuz. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. Hangi gerekçeyle alacaklar, alsınlar. Bulsunlar bir gerekçe. İmamoğlu çok konuşuyor desinler alsınlar. Bizim hortumları kesti desinler alsınlar. Görevden alma gerekçelerinin başında belediyenin kaynaklarının İstanbulluya, İzmirliye, Adanalıya, Mersin'e verilmesidir."