BIST 10.267
DOLAR 32,24
EURO 34,78
ALTIN 2.413,83
HABER /  GÜNCEL

Japonya depremlere nasıl hazırlanıyor?

Depreme en hazırlıklı ülkelerden biri olan Japonya'da altyapı önlemleri ve deprem uyarı mekanizmalarına önemli yatırım yapılıyor, ancak büyük depremler hala ciddi risk teşkil ediyor.

Abone ol

Dünyayı tsunami kelimesiyle tanıştıran Japonya oldu.

Sözcük anlamı "liman dalgası" olan tsunami, deprem sonrasında meydana geliyor.

1707 yılında gerçekleşen ve Şikoku adasını etkileyen bir açık deniz depreminin binlerce kişinin ölümüne yol açtığı belirtiliyor.

Japonya, birden fazla tektonik plakanın üzerinde bulunuyor ve yılda yaklaşık 1000 sarsıntı yaşıyor.

Küçük sarsıntıların çoğu kamuya yansımıyor; Japonya'da yaşayanlar da orta boy depremleri soğukkanlılıkla karşılıyor.

Tokyo ve Kobe depremleri unutulmuyor

Ancak bazı depremler hafızalardan silinmiyor.

1923 yılında Tokyo'yu vuran deprem de bunlardan biri.

Büyük Kanto Depremi diye anılan 7,9 büyüklüğündeki deprem ve yol açtığı yangınlar, ahşap evleri yerle bir etmiş ve yaklaşık 100 bin kişi ölmüştü.

72 yıl sonra, ülkenin batısındaki liman kenti Kobe, 7,3 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı.

Yolların çöktüğü ve binlerce binanın zarar gördüğü depremde, 6 bin 400 kişi öldü ve 400 bini aşkın kişi yaralandı.

Önlem ve müdahale mekanizmaları

Tokyo'yu büyük bir depremin daha beklediği düşünülüyor.

Dolayısıyla Japonya, deprem müdahale mekanizmaları, altyapı ve vatandaşların olası felaketlere hazırlanması konularında büyük çaba harcıyor.

Hükümet, izleme mekanizmalarına yoğun yatırım yaptı.

Bu mekanizmalardan biri de, 1952 yılında kurulan ve Japon Meteoroloji Ajansı bünyesinde yer alan Tsunami Uyarı Sistemi.

Tsunami Uyarı Sistemi, altı bölgesel merkezde, karada ve denizde gerçekleşen sismik hareketleri inceliyor.

Meteoroloji Ajansı, bu sistemi kullanarak herhangi bir depremden sonra üç dakika içerisinde tsunami uyarısı yapabilmeyi umuyor.

Deprem olduğunda, büyüklük ve merkez bilgileri ulusal televizyonda yayınlanıyor, hemen sonra ise tsunami uyarısı yapılıp yapılmadığı belirtiliyor.

Çoğu kent ve kasabada, acil durum bilgilerini duyurmak için kurulmuş hoparlör sistemleri var.

Bazı kırsal bölgelerde ise, vatandaşlar yerel idareler tarafından dağıtılmış radyolardan tahliye talimatlarını dinleyebiliyor.

Çocuklar, okul yılları boyunca deprem sırasında sıralarının altına saklanmayı öğreniyor, yetişkinlere ise en yakın tahliye merkezlerinin neresi olduğu bildiriliyor.

Altyapı önlemleri

Büyük şehirlerdeki yüksek binalar, depremde sarsılmak yerine sallanacak şekilde inşa ediliyor ve böylece daha güvenli oluyorlar.

Kobe depreminin sonrasında binaları depreme güvenli hale getirmek için yeni bir yönetmelik oluşturuldu.

Bazı yerel idareler, vatandaşların evlerini deprem güvenliği açısından denetleme hizmeti veriyor.

Kıyı bölgelerinden bazılarında depreme dayanıklı tsunami barınakları var; kimi bölgelerde ise su baskınlarını önlemek için setler inşa edilmiş.

Belli bir büyüklüğün üzerindeki depremlerde ise nükleer santraller otomatik olarak çalışmayı durduruyor.

Japonya, depreme en hazırlıklı ülkelerden biri; ancak son büyük depremin de gösterdiği gibi, tüm bu önlemlere rağmen, tehlike hala çok büyük.