BIST 10.743
DOLAR 32,20
EURO 35,03
ALTIN 2.504,00
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

İzmiri Ermeniler mi yaktı?

86 yıldır bitmeyen tartışma Söz Sende'de ele alındı

Abone ol

Mehmet Coral'ın "" kitabıyla yeniden alevlenen İzmir yangını tartışması Balçiçek Pamir'le Söz Sende'de ele alındı. Söz konusu kitabın yazarı Coral, tarihçi yazar Ayşe Hür ve gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan canlı yayında tartıştı.

Umberto Eco'nun güzel bir sözünü almışsınız kitabınıza "Biliyorum doğru değil ama tarihte küçük doğrular değiştirilmelidir ki daha büyük doğrular ortaya çıksın"

Mehmet Coral: Kim bu kitaptan net satırlarla "İzmir'i Ermeniler yaktı" düşüncesini çıkardı, bilmiyorum. Ben öyle bir iddiada bulunmadım. Olayları kapitülasyonlardan başlatıp İzmir'in işgaline kadar getirdim. Ondan sonra görsel malzemeyle bütün o süreci taradık ve en sonunda görgü tanıklarının ifadelerinin karşısına yangın fotoğraflarını koydum. Kronolojik olarak da her şeyi toparlamay çalıştım. Bunun içinde hiçbir zaman ne "Ermeniler İzmir'i yakmıştır" düşüncesi var ne de ona yönlendirecek bir iddia var. Sadece alınan ifadelerin kümülatif toplamı var. Sonunda da diyorum ki: İzmir'i kim yaktı? Bu üç çıplak kelimenin yarattığı soruyu aynı netlikte yanıtlamanın da imkansız olduğunu söylüyorum. Tek bir satırla cevap verilecek bir soru değil bu.

Ne kadarlık bir araştırma sonucu kitap ortaya çıktı?

Aşağı yukarı 6-7 yıl. Daha önce yayımlanmış bir romanım var. O romana malzeme sağlarken bu kitap da çıktı. Rahmetli Ahmet Piriştina da bu romanı çok sevdi. "Hocam sen bunu gelecek nesillere kalacak bir bütünlükte araştırma olarak hazırla" Sonra yayıncımla gürüştüm, büyük fedakarlıklar yaptılar, "Sen bu işe gir" dediler.

Bu sorunun cevabını dörde böldüm. İzmir'i Yunanlılar yaktı, İzmir'i Ermeniler yaktı, İzmir'i Türkler yaktı, İzmir'i önüne geçilemeyecek doğal şartların yarattığı bir atmosfer yaktı. Yangının Ermeni mahallesi "Haynot" en varsıl birkaç mahallesinden biri. Orada başlıyor. Başlamasının nedeni de 9 Eylül'de Türk askeri muzaffer olarak İzmir'e giriyor, kaçan Yunan ordusu geçtiği her yeri yakıyor. Eskişehir'i, Afyon'u, Uşak'ı..ve hiçbir şey gözetmeden. 13 Eylül'de ilk yangın başlıyor. Ama 11 ve 12 Eylül'de de küçük yangınlar var. 10 Eylül'den itibaren kenti Türk ordusu ele alıyor. Bir tek Ermeni mahallesinde direniş var. Silah ve petrolün orada depolandığı biliniyor. İlk yangın oradan başlıyor.

Ermeniler'in başlattığı bir yangın mı bu?

Ermeniler başlattı diye bir olay yok. Ermeniler'in kendi evlerini yaktıklarına dair bir tez var. Bunların hiçbirinde Türk kaynaklı bir haber yok. Görgü tanıkları, Avrupalı ve Amerikalı gazeteciler Körfezdeki müttefik gemilerinin zırhlılarını izliyorlar. Onların görevi tüm gördüklerini yazmak. Oradan gelen ifadeleri kitabıma koydum.

Yangın başlıyor ve 13 Eylül sabaha karşı muazzam bir duman yükseliyor. Her zaman 1-2 şiddetinde esen rüzgar o zaman 4-5 şiddetinde esiyor.

Ayşe Hür: Ben de "Ermeniler yakmadı" demiyorum. Ben sadece şu ihtimalin gözardı edilmemesini söyleyen biriyim. Yangını hiç kondurmak istemesek de Türk tarafı da çıkarmış olabilir. Şüphe uyandıran emareler var. İpek Çalışlar'ın da kitabında söz ettiği Mustafa Kemal'in ileride eşi olacak Latife Hanım'ın evinde rakılı, mezeli masada oturması...İkincisi Latife Hanım'a "Sizin orda emlakınız var mıydı?" diye zarifçe sorması, onun da "Paşam isterse olsun, bu mesut günleri gören insanlar için malın ne kıymeti var?" demesi, buna da Mustafa Kemal'in "Evet, yansın ve yıkılsın, her şeyin telafisi mümkündür" demesi bir anektod...Sonra Nutuk'ta İzmir yangınına dair bir tek şey yok.

Bence Nurettin Paşa'nın işidir. Nurettin Paşa korkunç bir figür.

Mustafa Kemal'in bundan haberi var mıydı?

Ben haberi olduğunu ama söyleyecek bir şeyi olduğunu düşünmüyorum.

Siz "Bütün dünya Türkler'in yaktığını biliyor." diyor musunuz?

Etyen Mahçupyan: Tarihle ilgilenenler herhalde sağduyulu açıklamalarını yaptıkları zaman bunun böyle olduğunu söyleyeceklerdir. Gün be gün yaşananlara baktığınız zaman daha sağduyulu bir izlenim elde edebilirsiniz.

Başkalarının bildiği bir şeyibilmezlikten geldiğimiz zaman o başkaları onu çok daha yoğun bir şekilde sınırını genişleterek kullanma şansını elde ediyor. Bu da çok akıllıca bir şey değil. Tarihçilerin de kendi tarihlerine bakarak en azından başkalrının sorduğu soruları sorarak bakmaları lazım. Ve onların yaptığı argümanları dikkate alarak yapmaları lazım. Bize kendi propagandası yapmak üzere bakmamaları lazım. Bütün o tarihçi dünyasının bildiği noktaları bilmezlikten gelmenin zarar verdiğini düşünüyorum.

Mehmet Coral: Ben bütün dünyanın, görgü tanıklarının konu hakkında teşhislerini koydum. Buradan da "Bütün dünya bunu biliyor" anlamını çıkaramıyorum, farklı bir anlam çıkarıyorum.