BIST 10.277
DOLAR 32,30
EURO 34,79
ALTIN 2.404,91
HABER /  GÜNCEL

İşte özerkliğin arkasındaki sinsi plan

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurettin Güz internethaber'in sorularını yanıtladı.

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA- Bir yanda 13 askerin şehit olmasına neden olan terörist saldırı diğer yanda Türkiye'ye yeni bir tartışmanın içine çeken özerklik ilanı...

Uzmanlar ekonomik göstergelerin iyiye gittiği, yemin boykot krizlerinde çözüm arayışlarının hızlandığı, yeni Anayasa'nın konuşulduğu böyle bir dönemde yaşananları analiz etmeye çalışıyor.

Pek çok teori var. Büyük kısmı PKK ve BDP'nin hesapları üzerine kurulu. Uluslararası güçlerin hedeflerinden bahsedenler de var.

Yaşananları sıcak gündemin biraz uzağında değerlendirmeye çalışan uzmanlardan Gazi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurettin Güz ise daha büyük bir hesaptan bahsediyor.

Prof. Dr. Güz'e göre terör saldırıları ve özerklik tartışmalarının gerisinde son yıllarda bölgesel güç olma yolunda büyük ivme kazanan Türkiye'yi durdurma çabası var. Özerklik tartışması bu ivmenin önüne konulmuş bir bomba. Türkiye'yi kendi iç sorunlarına boğmaya yönelik bölge üzerindeki etkinliğini kırmaya yönelik bir gayret.

Türkiye'yi sarsan terör saldırıları ve özerklik tartışmaları

konusunda Güz'ün internethaber'in sorularına yanıtları şöyle oldu:



-Türkiye terörün acı yüzüyle yeniden yüzyüze geldi. Herkes ne yapmak gerektiğini tartışıyor. Siz ne görüyorsunuz?

Bir kere terörü propaganda aracı olmaktan çıkarmaya ihtiyaç var. Güvenlik güçlerine yönelik bir saldırı varken 'asker silah bıraksın, güvenlik güçleri operasyon yapmasın' mantığı ile çözüm olmaz. Terörle mücadele sürecek. Terörü besleyen kanallar kesilecek. Terörü öncelikli çözülmesi gereken sorunlar listesinin başından çıkartmayacaksınız. Bu mücadele sürerken orada kandırılmış insanları ikna edebilirsiniz. Devlet olarak hakla ilişkiler faaliyeti yapacaksınız. Annesine mi akrabasına mı ulaşacaksınız eline silah almış insanları yakınları aracılığıyla ikna ederek elimine etmeye ihtiyaç var. Diğer yandan devlet olarak terörden mağdur olan bölgedeki insanları kucaklamak zorundasınız.

ÖZERKLİĞİ BARZANİ BİLE İSTEMİYOR

- Sadece güvenlik boyutuyla olmayacağı konusunda herkes hemfikir, bunun dışında neler yapılmalı?

Bölge insanının sorunlarının tartışılıp ülke gündemine getirilmesi farklı bir şey, terör örgütünü eylem yaparak güvenlik güçlerini katletmesi başka bir şey. İkisini ayırmaya ihtiyaç var. Sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceği konusunda hemfikiriz. O insanlar bizim insanımız.

Özerklikten Barzani bile memnun değil. Türkiye gibi bir ülkede böyle bir şey istenir mi diyor. Barzani Irak'ta bunu söylüyorsa buradaki insanların ayrımcılığa bölünmeye yönelmesinin makul bir sebebi olmadığını düşünüyorum. İşin bir tarafı çözüme ilişkin yöre insanının sorunlarına çözüm getirelim denilen bir ortamda bunu sabote eder gibi bu yapılıyor. Bölge insanı temsil ediliyor. Ekonomik anlamda bölgedeki belediyeler yatırım açısından ayrımcılık var mı? Sorunlar olabilir ama 21. asırda sorunların çözüm yolu silahlı eylem değildir. Özgürlükler noktasında fark varsa onunla ilgili yöntemler bellidir.

AYRILIN DENİLSE BİLE KİMSE AYRILMAZ...



-Çözüm için adres o zaman siyaset?

Terör konusunda muhalefet partileri BDP hariç ortaklaşıyor. MHP terörle mücadele konusunda desteğe hazırım diyor. Kamuoyu hazır. Bölge insanı da rahatsız bunlardan. Çözüm noktasında örgütü karşınıza almaktan çekinmeyeceksiniz. Bölge insanları ile ilgili talepleri tartışalım. Yayın mı istiyor kurs mu istiyor... Doğusu batısı ile vatandaşın sorunu yok. Ayrılın denilse bile ayrılmazlar.

- Basına düşen görev nedir? Nasıl bir sınav veriyor?
Basın organları yapı olarak günü kurtarmak için değil baştan sonra doğu neyi gerektiriyorsa onu yaparsa sorunun çözümüne katkı sağlar. Medya tavşana kaç tazıya tut rolü oynuyor. Tarafları ve görüşleri sunacak ama doğrudan yana da tavır alacak. Sen de haklısın sende haklısın olmaz. Burada eksiklik var.

GELİŞMENİN ÖNÜNE KONULMUŞ BOMBA

- Özerklik ilan edildi. Uygulanabilir mi?

Türkiye'nin iç dış dengelerine bakılınca son yıllarda iyi bir ivme kazandığını görebiliyoruz. Özerklik işinin olmayacağını kamuoyunun gündemine getirenler de biliyor. Türkiye bölgesel güç olma noktasında ciddi bir gelişme gösterdi. Dünya bölgede Türkiye'yi görüyor, Türkiye olmadan onun desteğini almadan bir şey yapmanın çok mümkün olmadığının farkında. Türkiye ayağına çelme, takacak ayağına silah sıkacak mezhepsel ayrılık, ideolojik çatışma gibi konulardan sıyrıldı. Terörle mücadele noktasında uzlaşma açılım konusunda adımlar var. O zaman bu ivmeyi durdurmak için yeni bir argüman gerekiyor. Özerkliği bu ivmenin önüne konulmuş bir bomba olarak görüyorum. Türkiye'yi kendi iç sorunlarına boğmaya yönelik bölge üzerindeki etkinliği kırmaya yönelik bir çaba.

- Kim bu çabayı gösterenler? ABD mi?
Tek başına bir ülkeye fatura kesmek doğru değil. PKK'ya en büyük destek Suriye diyorduk bugün öyle değil. Bir dönem Rusya, bir dönem ABD konuşuldu. Terörü herkes kullanmaya çalışıyor.

ARAPLAR TÜRKLERE HAYRAN

-Türkiye ne yapmalı?

Sağduyu öncelikle. Özerkliği ilan etmekle özerklik olmaz. Türkiye'de bu şartlar yok. Uygulanma ihtimali yok.

- Tahrir meydanı yaparız tehditleri var?
Türkiye kamuoyu hassas. Yapılan araştırmalar dünyadaki araştırmalar milliyetçiliğin yükseldiğini gösteriyor. Türkiye çok sıkıntılı dönemlerden geçti. Kamuoyunu fazla zorlamamak gerek. Bu yaşananlardan herkes huzursuz oluyor.

Balkanlar, Kafkasya Arap coğrafyası Türk kanallarını, Türk dizileri izliyorlar. Oralara gidince Türk'üz deyince hayranlıkla, kurtarıcı gözüyle bakıyorlar. Bütün bu özerklik terörün altında yatan budur. Çok geliştik. Eskiden olduğu gibi Avrupa ülkeleri önünde el pençe divan durmuyorsunuz. Olay bu. Türkiye aşar bunları. 20 önceye göre çok daha iyiyiz, 10 yıl sonra daha da iyi olacak.