BIST 10.277
DOLAR 32,28
EURO 34,76
ALTIN 2.397,07
HABER /  GÜNCEL

Suriye hükümeti taktik mi değiştiriyor?

Analist Annika Folkeson, Suriye hükümetinin taktik değiştiriyor olabileceğini, böyle bir değişikliğin ise muhalif hareketin geleceğini etkileyeceğini söylüyor.

Abone ol

Şam'da bir otel sahibi ofisinin kapısını açmış el Cezire'yi izliyor.

Son derece riskli bir hareket çünkü Katar merkezli el Cezire, Beşar Esad rejiminin ülkede yaşananların "kışkırtıcısı" olmakla suçladığı yabancı haber kanalları arasında.

Ancak otel sahibi endişeli görünmüyor.

"Muhaberat şu sıralarda oldukça meşkul" diyor.

Ancak bu güven istisnai ve başkentin çoğu sakini durumun düzeldiğini anlatırken sesini alçaltıyor.

Dört aydır süregelen protestolar ve 1400 kişinin ölümü sonrası, Şam'da garip bir sükunet söz konusu.

Kafe ve parklar yavaş yavaş serinleyen yaz akşamlarının keyfini çıkaranlarla dolu.

Üç ay önce ise sokaklar boştu.

Ticaret her zamanki gibi işliyor ancak ekonominin büyük zarar gördüğü kesin ve bu da yaşananların sonucunu belirleyebilir.

Herkes Suriye'nin ne yönde ilerleyeceğini merak ediyor.

Bir Orta doğu diktatörünün daha devrilmesi mi olacak sonuç yoksa sert müdahaleler sonrasında protestolar yavaş yavaş sona mı erecek?

Göstericiler geri dönüş yok diyor, iktidar ise kontrolü kaybetmediğini söylüyor.

Çelişkili işaretler

Mart ayından bu yana, Suriye'de gösteriler yeni yerlere yayıldı, taraf değiştiren askerlere ilişkin söylentiler çıktı, toplu ölümler yaşandı.

Bütün bunlar kaçınılmaz bir sonucu ima ediyor gibi görünsede henüz Esad rejiminin sonunu ilan etmek için erken.

Birbiriyle çelişen işaretler var. Haziran ortasında bazı yorumcular gösterilerin azalmakta olduğunu söylemişti.

Bir diğer grup ise Mayıs ayında güvenlik güçlerinin yetersiz kaldığını söylemişti.

Ancak geçen Cuma Suriye'nin çeşitli kentlerinde daha önce görülmedik sayıda gösterici sokağa çıktı.

Şam'ın "isyancı" mahallelerinin listesi de oldukça uzun ancak sayılara rağmen başketteki gösteriler oldukça sınırlı ve soyutlanmış.

Ordu şehrin eteklerinde, şehir merkezinde ise Muhaberat iktidarı devam ediyor.

Gösterilerle öne çıkan çok sayıda mahalleyi ziyaret ettik ancak duvarlar, çöp kutuları ve telefon kulübeleri üzerindeki grafitiler hariç, olağandışı bir şey görmek zor.

Maddaniye mahallesinin bir sakini, "Her şey 30 dakika içerisinde olup bitiyor" diyor ve ekliyor: "Göstericiler toplanıyor, slogan atıyor ve güvenlik güçleri gelir gelmez dağılıyor."

Rejim yavaş da olsa daha fazla kan dökülmesinin protestoları artıracağını fark etmiş gibi görünüyor.

Son zamanlarda ölü sayısında yaşanan düşüş de rejimin taktik değiştirdiğini ima ediyor olabilir.

Ramazan yaklaşırken

Humus ve Hama'da güvenlik güçlerinin mahalle mahalle gezip şüphelendikleri kişileri göz altına aldıkları haberleri geliyor.

Göstericiler yakalanıp işkence görmenin vurulmaktan daha korkutucu olduğunu söylüyor.

Şam'ın Daf es-Suk mahallesinde yaşayan bir gözterici, güvenlik güçlerinden korktuğu için rejim yanlısı gösterilere de katıldığını anlatıyor.

Gergin bir şekilde "Gündüz rejim karşıtı, gece Esad yanlısı göstericiyim" diyor.

Suriye'nin iki ekonomik merkezi ve en kalabalık şehri olan Şam ve Halep'te kitleler sokağa çıkmazsa muhalif hareket nasıl ilerleyebilir?

Başkentte Cuma günleri yapılan gösterilere katılanların sayısı binlerde, hafta içi ise yüzlerle sayılıyor.

Henüz gösterilere katılmamış rejim karşıtı Şam sakinleri ise: "Gösterilere katılmak istiyoruz ancak daha fazla kişiye ihtiyacımız var. Belki de kırsal bölgelerden insanların buraya gelmesi lazım" diyor.

Ancak merkeze giden yollardaki kontrol noktaları düşünüldüğünde bu çok da olası görünmüyor.

Başkentte devam eden kararsızlığın çok sayıda nedeni var.

Güvenlik kuvvetlerinin güçlü varlığı, çok sayıda rejim destekçisi, daha bölünmüş bir şehir, güvensizlik ve güçlü mahalle bağları insanları gösterilere katılmaktan alıkoyuyor.

Suriye'de hakim ruh hali bekleyelim ve görelim. Her iki taraf da uzayacak bir istikrarsızlık dönemi yaşanmasını öngörüyor.

Böyle bir durumda ekonomi önem kazanacaktır.

Muhalefetin örgütlenmesi, güvenlik güçlerinin dayanıklığı ve uluslararası destek de diğer önemli etmenler.

Muhaliflerin 10 Temmuz görüşmelerine katılmayı reddetmesi ve bölünmüş muhalefetin 16 Temmuz'da Türkiye'de ayrı bir toplantı yapmasıyla milli diyalog umutları da tekrar suya düştü.

Şu anda tek kesin olan şey ise Ramazan'ın yaklaşıyor olduğu.

Ramazan boyunca "her gün Cuma" olacak ve göstericiler kritik sayılara ulaşabilir.