BIST 10.411
DOLAR 32,64
EURO 34,88
ALTIN 2.447,46
HABER /  GÜNCEL

İşte 2009un en iyi haberi

Türkiye’de bebek ölüm oranında büyük düşüş! 1988’de binde 80, 1993’te binde 53 olan bebek ölüm oranlarını binde 17’ye düşürdü.

Abone ol

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü’nün yaptığı araştırmaya göre, Türkiye, 20 yılda bebek ölüm oranlarını binde 53’ten binde 17’ye düşürerek büyük bir iyileşme sağladı. 1998’de binde 52 olan beş yaş altı çocuk ölüm hızı da büyük bir düşüşle binde 24’e indi. Aynı dönemde doğurganlık oranı da yarı yarıya azalarak 4.33’ten 2.15’e düştü. Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Şükrü Hatun, gelişmelerin son derece sevindirici olduğunu belirterek, “Hiç kuşku yok ki, gelişmiş ülkelerin binde 5 civarındaki bebek ölüm hızı oranlarına ulaşmak için uzun bir yolumuz var, ama binde 20’nin altına inmek bu hedefe ulaşmak bakımından hepimize iyimserlik veriyor” dedi. Prof. Hatun şunları söyledi:

Çatışmalar ölüm nedeni

“Bu verilere yakından bakınca bir kez daha ‘gri’ alanlara girdiğimizi ve ülkemezin ‘sosyolojik’ gerçekleri ile yüz yüze geldiğimizi anlıyoruz. Ülke genelinde bebek ölüm hızı düşüş trendi izlerken aynı dönemde Doğu bölgesinde binde 60, 62, 41 ve 25 rakamlarını görüyoruz. Doğu bölgesindeki bebek ölüm hızında 2 puanlık artışın o bölgedeki çatışmaların en yoğun olduğu döneme rast geldiğini biliyoruz.”

Büyük iyileşme

Araştırmanın ortaya koyduğu çarpıcı sonuçlardan birisi de, sağlık hizmetlerindeki büyük iyileşme. Araştırmanın sonuç bölümünde bu gelişme şöyle özetleniyor: “Türkiye Nüfus ve Sağılık Araştırması (TNSA)-2008 sonuçları, Türkiye’de son beş yıl içinde anne-çocuk sağlığı göstergelerinde de önemli iyileşmeler olduğunu göstermektedir. Sağlık personelinden doğum öncesi bakım alan kadınların oranı, yüzde 13 artarak yüzde 93’e, sağlık personeli ile yapılan doğumların oranı yüzde 8 artarak yüzde 90’a yükselmiştir.”

Prof. Şükrü Hatun: 2009’un en iyi haberi

Bebek ölüm hızındaki belirgin düşme eğilimi kolektif bir başarı örneği olarak değerlendirilmeli  ve bundan övünç duymalıyız. Bununla birlikte ülkemizde “dezavantajlı” sosyal kesimlere dönük   bir “iyileştirme” programına ihtiyaç var.

Ülkemizdeki bebek ölüm hızının önümüzdeki 20 yılda gelişmiş ülkeler düzeyine inmesi, doğu bölgesindeki bebek ölüm hızındaki düşmeye ve yenidoğan bebek ölümlerinin azalmasına bağlı. Ülkemizde bu gelişmeyi sağlayacak bir enerji var. Bütün mesele ülkemizdeki insan gücünü seferber etmekle ilgili. Ben bebek ölüm hızının binde 20’nin altına inmesini ve Doğu bölgesindeki bilinen olumsuz koşullara rağmen son 10 yılda gerçekleşen 37 puanlık düşüşü çok önemsiyorum ve bunu 2009’un en iyi haberi olarak görüyorum.