BIST 10.904
DOLAR 32,19
EURO 34,97
ALTIN 2.500,18
HABER /  DÜNYA

İngiltere'de Türk vekillere PKK dersi!

Kuzey İrlanda barışının mimarı Powel AK Parti, CHP ve BDP'den milletvekillerine IRA'nın nasıl silah bıraktığını anlattı

Abone ol

Kuzey İrlanda barışının mimarı olarak gösterilen İngiltere Başbakanı Tony Blair'in danışmanı Jonathan Powell AK Parti, CHP ve BDP'li milletvekillerine IRA'nın nasıl silah bıraktığını, barış anlaşması imzalandığını anlattı.

"Demokratik bir hükümet için, senin vatandaşını öldüren bir örgütle ateşkes yapmak hiç de kolay değildir" diyen Powel'a göre barışa giden süreç:

Güçlü bir hükümet, kararlı bir lider! Barış sürecine asılacaksın! Silah bırakma gibi ön koşullar koymak hatadır. İki taraf için de risk bedel ödemeden, taviz vermeden barış olmaz. Barış bir süreçtir bir günde gelmez. Medya çok önemli...

AK Parti, CHP ve BDP'den milletvekilleri Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün daveti kapsamında 5 günlük bir programa katıldı. İngiltere, İrlanda ve İskoçya'da "kısmi özerklik ve Britanya merkezi hükümetinin bazı yetkilerinin devri" konusunda "saha çalışması" yapan 8 milletvekili İngiltere'de IRA sorununu çözen isim olarak bilinen Jonathan Powel ile de görüştü.

Davete katılan gazetecilerden biri olan Hasan Cemal, Powel'ın Kuzey İrlanda sorununun nasıl çözüldüğünü anlattığı sohbeti köşesine taşıdı.

İşte Powel'ın Türk milletvekillerine yaptığı açıklamalar:

CESARET VE SİYASAL GÜÇ: "Liderlik hayati bir konu... Yalnız cesaret yetmiyor, aynı zamanda sağlam bir siyasi güç lazım. Blair 1997'de büyük bir seçim zaferiyle birlikte barışa soyundu." "Güçlü bir hükümet, kararlı bir lider! İkisi olmadan olmaz."

ASKERİ YOLLAR TIKANMIŞTI: Her iki taraf da birbirini askeri yollardan bitiremeyeceğini artık görmüştü. Britanya ordusu IRA'yı yenemeyeceğini, IRA da Britanya ordusunu Kuzey İrlanda'dan anlamıştı. Her iki tarafta da güçlü siyasal liderler sahneye çıkmıştı.

BARIŞ SÜRECİNE ASILACAKSINIZ: Eğer süreç yoksa, boşluk vardır ve bu boşluğu şiddet doldurur. Süreç varsa, umut vardır." "Ben 'bisiklet teorisi'nden söz ederim. Bisiklete binince pedal çevirmek zorundasınızdır, yoksa yere kapaklanırsınız." "Barış sürecine asılacaksın!"

ÖN KOŞUL KOYMAK HATADIR: Muhafazakâr Başbakan John Majör 1990'lann başında müzakereye başlamak için IRA'nın silah bırakmasını ön koşul olarak öne sürdü. Silahlanın gölgesinde görüşmem dedi. Oysa silah bırakma, yani silahsızlanma en sona bırakılacak bir iştir. Karşı tarafta teslim oluyormuş gibi bir hava yaratmamasıdır doğru olan... Ön koşullar koymak hatadır.

RİSK ALMADAN OLMAZ: Risk bedel ödemeden, taviz vermeden barış olmaz. İki taraf için de geçerlidir bu... Barışa giden yolda anlaşmayı iki tarafa da satman gerekir. Yani iki tarafın da kamuoylarını ikna etmen şarttır. İki taraf da barıştan kazançlı çıkacağına inanmalıdır.

BARIŞ 1 GÜNDE OLMAZ: Anlaşmayı yaparsınız, ama onun bir süreç içinde uygulanmasına sıra gelir. Ve bu süreç içinde taraflar arasında güven oluşur. En önemli konu bu güvendir." "Taraflar arasında Kutsal Cuma Anlaşması 1998'de yapıldı. Harika bir anlaşmaydı. Ama nihai barış 2007'de, tam dokuz yıl sonra geldi.

ASKER VE MEDYANIN ROLÜ: İngiliz basını 1970'lerde fena halde İrlanda düşmanıydı. Aslında iki taraf da öyleydi, son derece hissiydi. Ancak 1990'lardan itibaren medyanın tutumu makul ve yapıcı bir raya oturmaya başladı. Medya çok önemli. Son derece tahripkâr da olabiliyor, yapıcı da...

BRİTANYA'DA ORDU SİVİL OTORİTEYE BAĞLI: Britanya ordusunun Kanlı Pazar katliamında, tutuklamalarda, bazı işkence olaylarında olumsuz rolü oldu. Sonra polis ön plana çıktı Kuzey İrlanda'da. Bu arada unutmayın, Britanya'da ordu yüzyıllardır sivil otoriteye bağlıdır

PARTİLER ÜSTÜ POLİTİKA: 1997 öncesi, yani Blair'in büyük seçim zaferiyle başbakanlık koltuğuna oturmasına kadar iktidarla muhalefet Kuzey İrlanda konusunda siyah-beyaz tavırlar içinde oldular. Ancak Blair'le birlikte partizanlık sona ermeye, mesele partiler üstü kalmaya başladı." "Blair, barış konusunda çok samimiydi; barışa gerçekten inanıyordu. Seçimi kazandıktan sonra ilk gezisini Kuzey İrlanda'ya yaptı. Ve aynı zamanda bunu yapan ilk Britanya başbakanı oldu.