BIST 9.759
DOLAR 32,52
EURO 34,80
ALTIN 2.418,78
HABER /  GÜNCEL

İbrahim Kalın İsveç ve Finlandiya heyetlerine sundukları şartları açıkladı

Türkiye'nin terör örgütlerine verilen desteği gerekçe göstererek şerh koyduğu NATO üyeliği için İsveç ve Finlandiya heyetleri görüşmeye gelmişti. İbrahim Kalın görüşmede sundukları dosyaları açıkladı.

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İsveç ve Finlandiya heyetleriyle yapılan görüşmeleri Hürriyet’e değerlendirdi: “PKK, PYD, YPG, DHKP-C ve FETÖ ile ilgili endişelerimizi bilgi ve belgelerle ortaya koyduk. Mutlaka somut, net, bizi tatmin edecek adımlar atılması gerektiğini ifade ettik. Olumlu adım atarlarsa, süreç olumlu ilerler.”

NATO’ya girmek isteyen İsveç ve Finlandiya’ya, teröre destek vermeleri nedeniyle Türkiye’nin tavrı olumsuz olmuştu. Bunun üzerine her iki ülkenin heyetleri, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın başkanlığındaki heyetle bir araya geldi. Kalın, bu görüşmede yaşananları Hürriyet’e anlattı: “Ankara’da, Külliye’de gerçekleştirdiğimiz görüşmede Dışişleri Bakan Yardımcımız Sedat Önal, Adalet Bakan Yardımcımız, Milli Savunma Bakan Yardımcımız ve diğer ilgili kurumların temsilcileri vardı.

Belgeleri ortaya koyduk
Orada biz, İsveç ve Finlandiyalı mevkidaşlarımızla çok açık, samimi bir görüşme yaptık. Biz özellikle bu iki ülkedeki PKK, PYD, YPG, DHKP-C ve FETÖ yapılarıyla ilgili endişelerimizi bilgi ve belgelerle açık bir şekilde ortaya koyduk. Kendilerine bu konuyla ilgili gerekli dökümanları da temin ettik. Beklentilerimizin de çok açık, net olduğunu söyledik. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, terörle mücadele konusunda Türkiye’nin endişelerini dikkate almayan bir üyelik sürecinin ilerlemesinin mümkün olmayacağını biz açıkça ifade ettik. Detaylı bir şekilde de anlattık.

Endişelerimizi aktardık
Özellikle PYD-YPG’nin PKK’dan farklı bir örgüt olduğu, terör örgütleri listesinde bulunmadığı için onlara karşı bir hukuki işlem yapamayacaklarına dair farklı yerlerden, farklı bağlamlarda dile getirilen argümanların bizim için bir geçerliliği olmadığını ifade ettik. Çünkü PYD-YPG, PKK’nın Suriye’deki koludur. Şu anda Avrupa yapılanması genellikle bu PYD-YPG üzerinden yapılıyor. Bununla ilgili birçok vakıf, dernek, kuruluş ve medya kuruluşu benzeri yapılanmalar var Avrupa’da, bunlara karşı da mutlaka somut, net, bizi tatmin edecek adımlar atılması gerektiğini ifade ettik. Dolayısıyla PKK’nın PYD ve YPG’nin, FETÖ’nün oradaki örgütsel finansal ve medya yapılanmalarına dönük bizim güvenlik endişelerimizi giderecek adımlar atılması beklentimizi ifade ettik. Görüşmemizin bizim açımızdan ana odağı buydu.” 

Bize hak verdiler
Bizim sunduğumuz deliller karşısında, argümanlar karşısında, ‘Evet bu endişelerinizde haklısınız. Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anlıyoruz. Bunları gidermek için de biz bir çaba içerisindeyiz’ diye ifade ettiler. O konuda iyi niyetli hareket edeceklerini, Türkiye’nin endişelerini giderecek adımlar atmak istediklerini ifade ettiler. Ama biz onlara, bunun sadece bir niyet beyanından ibaret olmayacağını, sadece iyi niyet ifadeleriyle bu konunun çözülmesinin mümkün olmadığını da ifade ettik. Bundan sonra tabii ki görüşmeler, istişareler, müzakereler devam edecek. Fakat bundan sonraki toplantının nerede, ne zaman, ne şekilde, ne düzeyde yapılacağı biraz da İsveç ve Finlandiya heyetlerinin bize ne tür bir geri dönüşle cevap vereceğine bağlı.

NATO'nun girişimleri
NATO Genel Sekreteri’nin bazı girişim ve niyetleri var. NATO bünyesinde de bir toplantı yapma isteği var. Açıkçası biz toplantı yapmış olmak için toplantı yapmayız. Netice alacaksak, sonuç odaklı somut adımları içeren bir süreci hedeflediğimiz için beklentimiz de iki heyetin bu yönde bir cevap vermesi. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanımızın yoğun bir telefon diplomasisi var, Dışişleri Bakanımızın yoğun telefon diplomasisi var, bizlerin ve diğer arkadaşlarımızın farklı düzeylerde görüşmeleri devam ediyor. Tüm bunlar çerçevesinde bundan sonraki toplantı takvimi, biçimi, seviyesi ona göre şekillenecek. Bu bir süreç. Olumlu adım atarlarsa bu süreç olumlu ilerler. Biz kendimizi herhangi bir zaman baskısı altında hissetmiyoruz. ‘Bu konuyu birkaç haftada çözelim, NATO zirvesine yetişsin’ diye bir endişe içinde değiliz. Somut adımların ne olacağını görmek istiyoruz.