BIST 10.320
DOLAR 32,28
EURO 35,08
ALTIN 2.467,10
HABER /  GÜNCEL

Hasan Cemal'den pakete 'ama'lı eleştiri

Hasan Cemal demokratikleşme paketi için 'ama' diyerek eleştirilerini sıraladı.

Abone ol

Yıllarca Kürt sorununu en çok yazan isimlerden biri oldu. Kandil'e gidip yazdığı yazılarla gündeme oturdu çok tepki aldı. Son olarak çekilen PKK'lılara eşlik bile etti. Kürt sorunu için en çok kalem oynatanlardan Hasan Cemal paketi masaya yatırdı.

"Dağ fare doğurmadı" diyen Cemal "ama" diyerek eleştirilerini de sıraladı.


Hasan Cemal "Paketin içeriği olumlu. Tabii, bu paketin nasıl hayata geçirileceği konusu da önemli. Yasal düzenlemeler hangi zaman diliminde, nasıl yapılacak, içerikleri ne olacak? İpe un serilebilir mi? Uygulamada neler yaşanacak? Bu sorulara dikkat çekiyorum, çünkü burası Türkiye. Bu ülkenin geçmişinde de demokrasi sözleri verildi. Ama sonra gereği yapılmadı." dedi

Terör sorununa dair yazdığı yazılarla deneyimli yazar, 5 maddede beğendiği maddeleri şöyle sıraladı:

Her şeyden önce, bu ülkede birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti açısından hayati bir mesele olan Kürt sorunu konusunda olumlu adımlar var pakette.

Şöyle sıralayabilirim:

(1) Özel okullarda, özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitim ve öğretimi mümkün kılacak bir düzenleme, Kürt sorununun barışçı çözüm rayına sokulmasında hakikaten son derece önemli bir adım...

(2) İlkokullarda Türküm, doğruyum diye başlayan andın kaldırılması...

(3) W, Q, X gibi harflere dönük özgürlük...

(4) Köy isimlerinin, il ve ilçe isimlerinin yeniden Kürtçeye dönük olarak değiştirilmesini öngören yolların açılması...

(5) Seçim sistemi ve Siyasi Partiler Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle seçim barajı, partilere devlet yardımı, Kürtçe dahil başka dil ve lehçelerde de propaganda, teşkilatlanma meselesi, eş genel başkanlık, partilere üyelik gibi bazı konularda siyasal katılımı genişletici adımlar...

AMA KONUSUNA GELİNCE

Olumlu yönleri sıraladıktan sonra Cemal "ama" diyerek eksiklikleri de şöyle vurguladı:

Bu konuda BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, "Ana dilinizi özel okulda öğrenin demek, halkı tatmin etmez. Başbakan'ın kendisi ana dilini parasıyla özel okulda mı öğrenmiş?" sorusunu da göz önünde tutmak lazım.

Öte yandan, Terörle Mücadele Kanunu’nun adı bile geçmiyor pakette. Oysa, hem KCK tutukluları, hem de ifade özgürlüğü ve hapisteki gazeteciler açılarından bu yasanın en azından radikal biçimde değişmesi gerekiyor.

Bu büyük bir eksiklik.

Hapisteki milletvekillerinin çıkmaları için de bir düzenleme öngörülmüyor pakette.

Kürt sorunuyla ilgili olarak bir başka önemli eksik de, yerel yönetim meselesinin paket dışı kalmasıdır.

Kürt sorunu deyince hemen akla gelen yeni bir vatandaşlık tarifi de pakette yok. Evet, anayasal bir mesele ama, bu konuda AK Parti de muhalefetin geri çizgisinde yürüyor.

ALEVİLER İÇİN JEST

Nevşehir Üniversitesi’nin adını Hacı Bektaş Veli olarak değiştirmek, Aleviler için güzel bir jest. Ama bu kadarcığı, Alevilerin haklı taleplerinin çok çok gerisinde. Cemevi yok pakette. Alevilerin başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden dönen zorunlu din dersleri ya da nüfus kâğıtlarındaki din hanesi konuları da es geçilmiş. Bu konular, din ve vicdan özgürlüğü çerçevesindedir, evrensel nitelik taşıyan temel hak ve özgürlükler çerçevesindedir.

Kürt sorunu gibi Alevi sorununda da bazı ciddi es geçmeler, çok açıktır ki, AK Parti’nin yaklaşan seçimler ve oy hesabıyla ilgili siyasal çıkarlarını yansıtıyor.

Demokrasi adına olumlu gelişmeler

Kılık kıyafete ilişkin düzenlemelerin, ‘kamuda başörtüsü yasağı’nın ordu ve yargı gibi bazı istisnalar dışında kaldırılması da demokrasi adına olumlu bir gelişmedir.

Romanlar ile ilgili olarak öngörülen dil ve kültür enstitüsü gibi adımlarla, Mor Gabriel Manastırı’nın arazisinin iadesi de olumludur.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili olumlu değişiklikler öngörülüyor. Ancak yeterli değil.

Nefret, ayrımcılık ve yaşam tarzına müdahale konularında Ceza Kanunu’nda yapılacak değişikliklerle cezaların arttırılması da demokrasi adına hayırlı bir gelişme olacak.

Seçim sistemine dönük üç alternatifli değişikliğin tartışmaya açılması da, (siyasi partilere devlet yardımının yüzde 7 barajından yüzde 3'e çekilmesi de) bu ülkede siyasal katılımın yollarını genişletebilir.

Seçim barajını yüzde 5’e indirmek ya da barajdan tümüyle vazgeçip, milletvekili seçimlerinde daraltılmış bölge veya ‘dar bölge’ye geçmek mutlaka yapıcı bir şekilde tartışılması gereken iyi öneriler.

SORULAR

Pakette olmayanlara gelince...

Aklıma takılan birkaç konu:

Heybeliada Ruhban Okulu neden yok?

Özel Yetkili Mahkemeler’e niye dokunulmuyor?

Cezaya dönüşen tutukluluk süreleri neden yok?

Jandarma neden bütünüyle İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıyor?

Askeri Yargıtay’la, Askeri İdare Mahkemesi’yle, demokrasilerde hiç görülmeyen bu modelle, yargıda çift başlılık meselesine neden dokunulmuyor?

Genelkurmay, tüm demokrasilerdeki gibi, Başabakanlık’tan alınıp neden Savunma Bakanlığı’na bağlanmıyor?

Terörle Mücadele Yasası, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler açısından tüm sakıncalarına rağmen niçin korunuyor?

Soruları çoğaltmak mümkün.

Bunun için de, demokratikleşme paketi konusunda diyorum ki:

Hayır, dağ fare doğurmadı ama...

Bu ‘ama’nın üstünde durmaya devam etmek gerekiyor.