BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Hakim delilsiz 34 ay içeride yatırdı

Savcı delilimiz yok bırakalım dedi ancak hakim cezayı kesti. Tam 34 ay sonra devlet, o gence pardon dedi!

Abone ol

İzmir'in Konak İlçesi Üçkuyular semtinde 4 yıl önce, animatör Tolga Özserbest’i oturduğu apartmanın girişinde bıçaklayarak öldürdüğü ve cep telefonunu gasp ettiği iddiasıyla 34 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Oktay Konaksever, devlete 250 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açacağını söyledi.

İstediği sonucu alamaması durumunda davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağını belirten Konaksever, yaşadıklarını İzmir'deki Bağımsız Yargı ve Danış Anıtı önünde anlattı.

2006 Yılı Kasım ayında meydana gelen olayda 32 yaşındaki Tolga Özserbest, Mithatpaşa Caddesi 1197 numaradaki Mutluluk apartmanının merdiven girişinde bıçaklanarak öldürülmüş halde bulundu. Tatil beldelerindeki otellerde animasyon şefliği yapan Tolga Özserbest’in, cep telefonunun da alındığı saptandı. Başlatılan soruşturmada, iki kişinin cep telefonunu bir dükkana sattığı anlaşıldı. Cep telefonunu alan işyeri sahibinin verdiği bilgiler doğrultusunda, yaralama suçundan poliste kaydı bulunan 23 yaşındaki Oktay Konaksever ile kardeşi 22 yaşındaki B.K. gözaltına alındı. Suçlarını kabul etmeyen kardeşlerden B.K. savcılıkça serbest bırakılırken, Oktay Konaksever tutuklandı.

‘27.5 YILI YARGITAY BOZDU’

İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, adam öldürmekten ömürboyu, hırsızlık suçundan da 5 yıl hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan Oktay Konaksever yargılama boyunca suçlamayı reddetti. İşyeri sahibi de tam teşhiste bulunamadı. Savcı delil yetersizliğinden beraatine karar verilmesini istedi. Ancak mahkeme heyeti, sanığı ‘adam öldürmekten’ 25 yıl, hırsızlıktan da 2.5 yıl olmak üzere toplam 27.5 yıl hapis cezasına mahkum etti. Temyiz başvurusu üzerine doysayı inceleyen Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak, 34 ay cezaevinde kalan Oktay Konaksever’in beraatini istedi. Bunun üzerine Konaksever geçen yıl tahliye edildi. Dün yeniden görülen davada, tutuksuz sanık Konaksever'in beraatine karar verildi.

‘OĞLUNUZ OLABİLİR MİYİM?’

Beraat kararının ardından, 34 ay boyunca katil damgasıyla yaşayan Oktay Konaksever, öldürülen Tolga Özserbest'in annesi Hülya Sarısoy'un yanına gidip elini öptü. Konaksever, acılı anne Sarısoy'a sarılıp, “Sizin oğlunuz olabalir miyim?” diye sordu. Anne Hülya Sarısoy da olayın başından beri oğlunu öldürmediğine inandığı Oktay Konaksever'e “Bundan böyle sen benim oğlumsun. Bugünden itibaren yeni bir oğlum oldu” diyerek gözyaşı döktü. Anne Sarısoy şunları anlattı:
“Ortada hiçbir delil yokken Oktay tutuklanıp ceza aldı. Ben onun katil olmadığIna baştan beri inandım. Çünkü ortada bir delil yok. Şikayetçi bile olmadım. Ailesiyle birlikte asıl katilin bulunması için çaba harcadım. Ailesi çok çile çekti. Benim de geceleri gözüme uyku girmedi. Bir genç, hiç yoktan cezaevinde çürüyecekti. Önce Allah, sonra da adalete güvendim. Oktay'ın katil olmadığı ortaya çıktı. Bundan sonra asıl katil veya katillerin yakalanması için uğraşacağım. Avukatımla bu işin peşini bırakmıyacağım. Oktay sevdiği kızı istemiş, babası, tekrar tutuklanacak diye vermemiş. Kızı ben kendim istemeye gideceğim.”

YAŞADIKLARINI ANLATTI

Oktay Konaksever, aklandıktan sonra, cezaevinde yaşadığı 34 ayı İnciraltı semtinde bulunan Bağımsız Yargı ve Danıştay Anıtı'nın önünde DHA muhabirine anlattı. Konaksever şunları söyledi:

“Ben masum olduğumu biliyordum ama bunu kimseye anlatamıyordum. Çok kötü durumlarda kaldım. Geceleri hep geleceğimin ne kadar kötü olduğunu düşündüm. Cinayetin gerçek faaillerinin yakalanması ve suçsuzluğumun anlaşılması için dua ettim. Aynı şeyi yine diliyorum. Avukatım sayesinde dışarıya çıkabildim. Allah ondan razı olsun. Polislerden daha iyi çalışarak, benim masumiyetimi mahkemeye kanıtladı. Buca'da 18 ay, Nazilli Cezaevi'nde ise 16 ay kaldım. Oralarda ne çile çektiğimi bir ben bir de ailem bilir. Allah düşmanımı oraya düşürmesin. Babamın kalp kapakçığı değişti. Annemin gözleri kör oldu. Bu olaydan önce aileme ben bakıyordum, cezaevine girince zor günler yaşadılar. Adaletin elbet birgün tecelli edeceğine inandım. O gün dün oldu. Ama yüreğim hala buruk. Çünkü asıl katiller dışarıda dolaşıyor. Onlar yakalanmadıkça ben de rahat uyuyamayacağım. Sevdiğim kızı ailesi, ‘katilim’ diye vermiyordu. Devlet beni 34 ay cezaevinde yatırdı. Şimdi, Ferhan Şensoy'un ‘Pardon’ filmi gibi beraatime karar verildi. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz mu? Deliller toplanmadan bir insana nasıl ‘katil’ damgası vurursunuz? Polis, dosyayı kapatmak için suçu benim üzerime yıktı. Cezaevinden çıktıktan sonra çok şaşırdım. Her şey değişmişti. Bundan böyle polis görünce yolumu değiştireceğim. Özgürlük çok güzel bir şey.”

‘İÇ HUKUK TÜKENİRSE AİHM'E GİDERİZ’

Görevlilerin yapmadığını yapıp, olayla ilgili delilleri toplayarak mahkemeye sunduğunu belirten Konaksever'in avukatı Yalçın Yılmaz da şunları anlattı:

“Dosyada çok eksiklekler vardı. Bunları tek tek tespit edip sundum. Mahkemeye ‘Pardon’ filminin gerçek olacağını, müvekilimin suçsuz olduğunu söyledim. Ama mahkemeyi buna bir türlü inandıramadım. Savcı, benim delillerim karşısında son beş duruşmada tahliye, ardından en son duruşmada beraat istedi. Mahkemenin toplaması gereken delillerle ilgili taleplerimiz sürekli rededildi. Bu anlamda hukuksal eksiklik bizi bugüne kadar getirdi. Gerçek katil bugüne kadar yakalanabilirdi. Geç de olsa müvekilimin suçsuz olduğu ortaya çıktı. ‘Pardon’, böyle kalmayacak. Müvekilimin çalınan 34 ayı için 50 bini maddi, 200 bini manevi toplam 250 bin lira tazminat istemiyle Maliye Hazinesi'ne dava açacağım. Türkiye'de sonuç alamazsak, iç hukuk yolları tükenirse, AHİM'e gedeceğiz. Bir insanın hayatı bu kadar ucuz olmamalı.”