BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Güvercin 'Bermuda Üçgenine' yeni açıklama

Yön duygusu kuvvetli olan posta güvercinlerinin ABD'nin New York eyaletinde belli bir yerde kaybolmasına yeni bir açıklama getirildi.

Abone ol

Posta güvercinlerinin 'Bermuda Şeytan Üçgeni' gizemi çözülmüş olabilir.

Bilim adamları yıllardır, yön duyguları normalde kuvvetli olan posta güvercinlerin neden ABD'nin New York eyaletinde belli bir noktadan havaya salındığından kaybolduklarına anlam verememekteydi.

Ama yeni bir araştırma, bu kuşların yönlerini bulabilmek için düşük frekanslı ses dalgaları kullandığını; o bölgedeyse bu sesi duyamadıklarından kaybolduklarını öne sürüyor.

Araştırma Deneysel Biyoloji Dergisi'nde (Journal of Experimental Biology) basıldı.

Araştırma makalesinin başyazarı, ABD Jeoloji Kurumu'ndan Dr Jonathan Hagstrum, posta güvercinlerinin yakın çevrelerinin 'akustik haritalarını' çizdiğini söylüyor.

Başka araştırmacılarsa bunun tartışmalı bir teori olduğunu, posta güvercinlerinin gelişmiş yön duygusu konusunda çeşitli fikirlerin bulunduğunu belirtiyor.

Kayıp güvercinler

Ortadan kaybolan posta güvercinleri ilk defa 1960'lı yıllarda fark edilmeye başlandı.

O zamanlarda Cornell Üniversitesi'nden Profesör Bill Keeton, posta güvercinlerinin daha önce bulunmadıkları yerlerden bile eve dönebilme kabiliyetlerini araştırmaktaydı.

Posta güvercinlerini New York eyaleti genelinde farklı yerlerden havaya salan Keeton, Ithaca şehrinde bulunan Jersey Dağı'nın yakınlarından havalanan kuşların yön duygularını kaybedip rastgele uçmaya başladığını fark etmişti.

Defalarca tekrarlanan deneyde kuşlar 13 Ağustos 1969'taki hariç her seferinde kaybolmuşlardı.

Dr Hagstrum şimdi bu duruma bir açıklama getirdi: "Kuşlar bir harita ve pusula aracılığıyla yönlerini buluyor. Onlar için Güneş'in konumu veya Dünya'nın manyetik alanı pusula görevi görse de, bu harita hâlâ tam bilinmemekte. Araştırmalarıma göre, [posta güvercinleri] ses dalgalarını harita olarak kullanıyor. Bu da kuşların konumlarını anlamalarına yarıyor."

Araştırmacı, posta güvercinlerinin, insanların duyma seviyesinin altında olan çok düşük frekanslı "infrases" kullandığını öne sürüyor.

Hagstrum, "Bu ses okyanustan doğuyor. Okyanusun derinliklerindeki dalgalar birbirleriyle kesişince hem atmosferde hem de yerkürede ses çıkarıyor. Bu enerjiyi Dünya'nın herhangi bir yerinde, bir kıtanın ortasında bile duymak mümkün." diyor.

Hagstrum, posta güvercinlerinin tanımadıkları bir bölgeye gittiklerinde evlerinden doğan infrasesleri duyduklarını, bu şekilde de yönlerini bulduklarına inanıyor.

Ama atmosferik değişiklikler infrasesleri de etkileyebiliyor.

Deneylerin yapıldığı günlerin hava koşulları kayıtlarını kullanarak Hagstrum posta güvercinlerinin evinden yayılan infrases dalgalarının Jersey Dağı'na nasıl ulaştığını hesapladı.

Araştırmacı, "New York'ta görülen sıcaklık ve rüzgâr sistemi Jersey Dağı yakınlarında sesin bükülmesine neden olmuş." diyor.

Bu yüzden de kuşlar sadece bir gün hariç her defasında infrasesi duyamayıp kaybolmuş: "13 Ağustos 1969 günü troposferde sesin yeniden Jersey Dağı'nda yeryüzüne doğru bükecek şekilde rüzgâr değişimi veya sıcaklık evirmesi yaşanmış olmalı."

Dalgalanan kanatlar

Dr Hagstrum, infraseste görülen değişikliklerin diğer posta güvercini kaybolma olaylarına ışık tutabileceğine inanıyor. 1997 yılında Manş Denizi üzerinde yapılan bir güvercin yarışında 60 bin kuş rotalarından sapmıştı.

Araştırmasının "tartışmalı" olduğunu kabul eden Hagstrum şunları diyor: "Bu tam bir kanıt değil elbette. Ama bu yeni fikir, bence güvercinlerin yaptıklarına getirilen en iyi açıklama. Bu açıklama Jersey Dağı'nda olanları açıklayabiliyor."

Başka araştırmacılarsa posta güvercinlerinin yön bulma kabiliyetlerinin koku duyusu, görsel işaretleri tanıma yeteneği, Dünya'nın manyetik alanı veya bunların hepsinden kaynakladığını düşünüyor.

Oxford Üniversitesi'nde hayvan davranışı profesörü olan Tim Guilford, "Detaylar konusunda hepimiz hemfikir değiliz, ama deneylerimiz güvercinlerin tanımadıkları yerlerde yön duygularının atmosferdeki kokulardan geldiğini, ve Güneş ve manyetik alanın da pusula görevi görerek bunu pekiştirdiğini gösteriyor." diyor.

Guilford, güvercinlerin bu alanları tanımaya başlamasıyla görsel işaretleri de kullanmaya başladığını ekliyor.

Dr Hagstrum'un araştırması konusundaysa Guilford, bunun "ilginç bir yöntem" olduğunu ve yeni fikirleri keşfetme yolunda değerli olduğunu söyledi ve ekledi: "Diğer yön bulma mekanizmaları hakkında sunulan kanıt miktarına bakıldığında infrasesin tam bir açıklama olmadığı ihtimali yükseliyor."