BIST 10.895
DOLAR 32,18
EURO 34,95
ALTIN 2.503,74
HABER /  GÜNCEL

Gazetecilerin Çakıcı skıntısı

Türkiye'ye iadesi kesinleşen Çakıcı’nın hesaplaşacağını belirttiği kesim arasında gazeteciler de yer alıyor. Bu nedenle bir takım gazeteciyi bu günlerde sıkıntı bastı.

Abone ol

Çakıcı’nın sorgulanmasına izin verilirse gazetecilerle ilgili önemli açıklamalar yapacak. “Çakıcı’ya sorulacak sorular” arasında gazeteciler de bulunuyor. Çakıcı’nın arandığı dönemde İnterpol Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı “çok gizli” raporda “Alaattin Çakıcı., hemen hemen tüm basın organlarının yönetici ve önemli yazarlarını tehdit ederek hakkında kötü haber verilmesini ve program yapılmasını önlemekte, hatta istediği şekilde haberlerin yayınlanmasını sağlayabilmektedir. Türkiye'ye gelmediği halde zaman zaman girip çıktığı imajının yaratılması veya basında bu tür haberlerin yayınlanması için özel bir gayret sarfettiği görülmüştür" deniliyor. Çakıcı konuşursa, gazetecilerin adı da çok geçecektir. -Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyon için “önce al, sonra sal devri bitti” deniliyor. Bu durumu daha önce Sedat Peker’i dört kez gözaltına alınan ve 5 yıl İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü görevinde bulunan Adil Serdar Saçan’a sordum. Saçan, önemli iddialarda bulundu. SAYGI ÖZTÜRK “Baba”lar, “Susurluk” gündeme tam oturdu. Alaattin Çakıcı’nın “hesaplaşacakları” arasında ünlü gazeteciler de bulunuyor. Fırsat verilirse Çakıcı konuşmaya “hükümet düşüren kaset”ten başlayacak, bu kasetin yayınını kimlerin önlemek istediğini, hükümetin “arabulucu” olarak gönderdiği kişinin kim olduğunu da açıklayacak. Sedat Peker’in sorgusu devam ederken, bu kişiyi daha önce 4 kez gözaltına alan Organize Suçlar eski Şube Müdürü Adil Serdar Saçan da, GÖZCÜ’ye ilginç açıklamalar yaptı. 1998 yılından önce, organize suç örgütlerinin işlemiş oldukları suçların ayrı ele alınması, mücadelenin farklı birimlerce yapılması, soruşturmayı yapan birimler arasında bilgi değişiminin, yasaların yetersizliği nedeniyle mücadelede gereken etkinlik sağlanamıyordu. Profesyonel anlamda mücadele 1998 yılında başlatıldı. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ’un bu konudaki çabalarını kimse inkar edemez. “İSTEDİĞİ HABERİ YAYINLATIYORDU” Çakıcı’nın sorgulanması zor gözüküyor. Buna karşın Emniyet yine de hazırlık yapıyor ve “Çakıcı’ya sorulacak sorular”ı hazırlıyor. Bunlar arasında gazetecilerle ilgili de soru bulunuyor. Böyle bir soru yöneltilmesinin nedeni de, Çakıcı’nın arandığı dönemde İnterpol Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan “çok gizli” kayıtlı bir rapor dayanak olarak gösteriliyor. İnterpolun raporunda şöyle bir bölüm yer alıyor: “Alaattin Çakıcı., hemen hemen tüm basın organlarının yönetici ve önemli yazarlarını tehdit ederek hakkında kötü haber verilmesini ve program yapılmasını önlemekte, hatta istediği şekilde haberlerin yayınlanmasını sağlayabilmektedir. Türkiye'ye gelmediği halde zaman zaman girip çıktığı imajının yaratılması veya basında bu tür haberlerin yayınlanması için özel bir gayret sarfettiği görülmüştür." Son dönemde Emniyet’te “geçmişi kötüleme modası” başladı. Böyle yaparak yol alacaklarını sanıyorlarsa aldanırlar. Emniyet’in bu gün tepe noktalarındakiler, geçmişte de etkin görevlerde bulunuyorlardı. Örneğin Genel Müdür Yardımcıları Ramazan Er, Emin Arslan, İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun, Kaçakçılık Dairesi Başkanı Hanefi Avcı başta olmak üzere, operasyonlar yıllardır aynı ekip tarafından yürütülüyor. Eğer, gerçekten mevcut üst düzey yöneticiler, kendilerinden öncekileri eleştiriyorsa, aslında eleştirdikleri de kendileri oluyor.