BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Gandi Erdoğan'ı oğul Bilal ile vurdu!

Kılıçdaroğlu, Denizli'de bedelliye karşı çıkan Erdoğan'a oğlu Bilal'i gösterdi

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Hopa'nın ardından Denizli'ye geçti. Özay Gönlüm Meydanı'nda Erdoğan'ı eleştiren, hükümetin ekonomik politikalarını hedef alan Kılıçdaroğlu, çiftçiye ucuz mazot sözü verdi. Bedelli konusundaki tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a yine oğlu Bilal hatırlattı.


Hopa'daki olaylarda yaşamını yitiren vatandaş için ''Onun adını bile anmak istemiyorum'' dediğini belirterek, ''Yerine gelince, vatandaşa gelince din iman edebiyatı yapıyorlar, çıkarlarına gelince, yandaşlarına gelince gözleri ne dini görüyor ne imanı görüyor bunların'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Trabzon'dan uçakla geldiği Denizli Çardak Havalimanı'ndan helikopterle kent merkezindeki Doğan Seyfi Atlı Stadı'na, buradan da mitingin yapıldığı Özay Gönlüm Meydanı'na geçti. 1,5 saat gecikmeyle başlayan mitingde ''Başbakan bozulacak ama Allahına kurban Denizli'' sözleriyle konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, Denizli'nin emeği, sermayesi, alın teriyle dünyaya meydan okuyan bir kent olduğunu söyledi.

Denizli'nin kimseden para beklemeden, kimsenin kendisine gölge etmemesini isteyerek büyüyen bir kent olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, kentin tek başına dünyaya kafa tutacak hale geldiğini ancak son 9 yılda ildeki icra dairesi sayısının 5'ten 9'a yükseldiğini, işsizliğin arttığını belirtti.

"ÇİFTÇİYE UCUZ MAZOT TEPKİSİ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediğinin aksine çiftçinin, üreticinin, köylünün durumunun iyi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde ilk 4 ay içinde çiftçinin kullandığı mazotu 1.5 liraya indirmemesi halinde hem başbakanlığı hem siyaseti bırakacağını kaydetti.

1920'lerde Türkiye'yi kuran anlayışın emeği, alın terini, köylüyü yücelttiğini, 2011'e gelindiğinde ''Ananı da al git'' anlayışının geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, ''Alın terine değer vermeyen, millete, emeğe değer vermeyen, değeri sadece cebine giren parayla değerlendiren anlayışla o köylüye 'al ananı git' dediler'' dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bütün köylülere, çiftçilere, üreticilere sesleniyorum ya Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği doğrudur ya 1920'lerde Mustafa Kemal'in dediği. Eğer Mustafa Kemal'in dediğine inanıyorsanız, inancınızdan vazgeçmeyeceksiniz, gideceksiniz 12 Haziran'da sizi ikinci sınıf yurttaş konumuna getiren, sizi aşağılayan bu iktidara adam gibi ders vereceksiniz.  Güzel bir pankart daha 'istikrar sürsün, köylü, çiftçi sürünsün.' Zaten istikrar dedikleri o. İşsizlik devam etsin, köylü, emekli sürünmeye devam etsin. Çünkü Recep Bey'in istikrarı sürsün, köşeleri dönsünler, onların istikrar anlayışı bu. Bir dönemde de bir sloganları vardı, 'büyük düşünün', yani 'büyük götürün, ufak işlerle uğraşmayın.' Büyük götürdüler, ceplerini doldurdular, onları biliyoruz biz.''

ÇİFTÇİNİN BORCU

Kılıçdaroğlu, çiftçinin elektrik borcunu ve bu borcun faizini ilk 4 ayda sileceklerini, atanmayan öğretmen kavramının ortadan kalkacağını, emekliye ilk 4 ay içinde milli gelirden pay vereceklerini, intibak yasasını çıkararak emekliler arasındaki adaletsizliği gidereceklerini söyledi.

Erdoğan'ın ''emeklilerin sorunlarının olmadığını, ceplerinde paraları olduğunu, tatillerini yurt dışında geçirdiklerini'' söylediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Yaz tatillerinde Kanarya Adaları'na gitmeyin, boşa para harcamayın, siz beni dinlemiyorsunuz. Recep Bey'e göre her emeklinin durumu güzel, keyfi yerinde. Ne diyor: Efendim olur mu siz zaten milletten kopmuşsunuz, milleti bilmiyorsunuz, emekliye zam yaptık para verdik, ceplerinden para fışkırıyor, yaz tatillerini dışarıda geçiriyorlar, sizin haberiniz yok, diyorlar. Öyle mi Kanarya Adaları'nda mı geçiriyorsunuz? Peki o zaman ya Recep Bey doğruyu söylemiyor ya vatandaş. Kim doğruyu söyler Recep Bey mi, millet mi? Ben de zaten millete inanıyorum.''

ŞOFÖRLERİN 10 NUMARA ZORUNLULUĞU

Kılıçdaroğlu, kamyon şoförlerinin yüksek mazot fiyatı nedeniyle 10 numara yağ kullanmak zorunda kaldığını, bir süre önce trafik kazası sonrası çıkan yangının da 10 numara yağ kaynaklı olduğunu belirtti. Mazotun pahalılığının yanında kamyoncudan araç bedeline yakın miktarlarda bedelle K1 belgesi istendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, kamyon şoförlerinin 12 Haziran'da sandığa giderek hesap sorması gerektiğini ifade etti.

''Başbakan Erdoğan'ın ezberini ve kimyasını bozduklarını, Başbakanın son dönemde ağzının da bozulduğunu'' savunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Bingöl mitinginde halka ''Diyarbakırlılar'' diye seslendiğini belirterek, ''Düşünün bu kişi Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetecek. Bakın onların medyalarına, hiç haber bile yok. Ben böyle bir şey yapsam yer gök inlemişti, ne Amerika kalmıştı ne Rusya. 'Vay efendim sen bunu nasıl yaparsın?' Allah büyük. Rahmetli babam derdi ki: Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur'' dedi.

ASKERLİK SÜRESİ

CHP iktidarında askerliğin önce 15 ay, ardından 9 aya, aşamalı olarak 6 aya ineceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bunu söylediğimde Recep Bey'in sigortaları attı. Efendim diyor 'memleketi kim savunuyor', şimdi gel de söyleme. E peki Recep Bey, senin oğlun, damadın Burdur'da 21 gün askerlik yaparken hiç aklına gelmedi mi memleketi kim savunacak diye? Vatandaşın oğluna gelince memleketi kim savunacak, kendisine gelince kimse savunmayacak. Buradan söylüyorum, Ankara'dan duysun: Ülke savunulunacak konuma gelirse değil 9 ay, 9 yıl da askerlik yapmaya biz hazırız'' diye konuştu.

''HAZRETİ ÖMER'İN ADALETİ''

CHP'nin mitinglerine halkın geldiğini, AK Parti'nin ise devlet mitingi yaptığını, valilerin, kaymakamların seferber olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Okullar tatil oluyor, yandaş fabrikalar kapanıyor, işçiler zorla mitinge götürülüyor. Sonra diyor ki bizim mitingimiz senden daha kalabalık. Recep Bey, bunlara karnımız tok. O valiler senin valin gibi, o kaymakamlar senin kaymakamın gibi çalışıyor. Resmi plakaları söküp sivil plaka takıp Recep Bey'in mitingi kalabalık görünsün, bunun adı kul hakkı yemektir, bunun adı yoksulun hakkını yemektir. 

Hatırlar mısınız bu bir ara kalktı, Hazreti Ömer'in adaletinden söz etti ama bir cevap verdim, dedim ki sen Hz. Ömer'in adaletinden mi bahsediyorsun? Hz. Ömer, kendi işini yaparken kendi mumunu, devletin işini yaparken devletin mumunu yakacak kadar adildi. Sen kızının düğün davetiyesini devletin uçağıyla Ürdün Kralı'na götürdün mü götürmedin mi? Önce inkar etti, bir sürü küfür etti. Çıkardım belgelerini koydum, 'o gayri resmi ziyaretti' dedi. Düğün davetiyesini bari resmi ziyaretle götürseydin. Ondan sonra bir daha Hz. Ömer'in ismini ağzına alamıyor. Bir daha ağzına alsın daha neler söyleyeceğim görecek.''