BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Mortgage'ın can alıcı ayrıntıları

Mortage sistemi 2006'da hayata geçiyor. Kimler bu hizmetten yararlanabilecek?Tüketicilere kaç ay taksit ödememe süresi verildi? Peki ya ödenemezse ne olacak?

Abone ol

2006 yılının ilk yarısında başlayacak olan mortgage sisteminde taksitlerini aksatanlara üç ay süre verilecek. Tüketicinin üçüncü ay sonunda da taksitini ödememesi halinde banka, ipotek ettiği evi satma hakkına sahip olacak. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, CNN TÜRK'te ekonomi muhabiri Didem Tümer'in sorularını yanıtladı ve mortgage sistemi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Şener açıklamalarından satırbaşları şöyle: Sistem 2006 yılının ilk yarısında uygulamaya girecek Vade ve faizler piyasada belirlenecek Sabit faiz ve değişken faizli kredi imkanları sunulacak Sistemden imarlı binalar yararlanacak Proje ve inşaat safhasındaki konutlar da mortgage'e dahil olacak Sistemde, gayrimenkulle ilgili yaş, semt, kredi vadesi gibi sınırlamalar olmayacak Sisteme belli bir peşin para ile girilebilecek Üç ay kredi taksitini ödeyemeyenin evini banka satma hakkına sahip olacak Bankalar sözleşme yapmadan önce müşteriye bilgi formu verecek Borcunun kalanını kapatmak isteyenler anapara artı yüzde 2 faiz ödeyecek 2006'nın ilk yarısında hazır Mortgage ile ilgili uzun süredir çalıştıklarını anlatan Bakan Şener, diğer ülkelerdeki deneyimleri de incelediklerini ve sonunda orta yasal bir düzenleme metninin çıktığını söyledi. Bu tasarının Kabine'de imzaya açıldığını ve imzaların tamamlanmak üzere olduğunu ifade eden Şener, şöyle devam etti: "Bir-iki imza kaldı. Bunun arkasından Meclis'e gelecek. Sistem 2006 yılında uygulamaya girebilecektir. Tüketiciler kredileri 2006 yılının ilk yarısında kullanmaya başlayacaklar." Faiz seçenekleri Hazırlanan tasarıya göre tüketicilere sabit faiz ve değişken faiz olmak üzere iki seçenek sunuluyor. Sabit faizi seçen tüketiciler ilk taksitte ne ödüyorsa, vade sonunda da aynı taksiti ödeyecek. Dolayısıyla aradaki dalgalanmalardan etkilenmeyecek. Değişken faizde ise kredi faiz oranlarının dalgalanması belli aralıkları geçerse, banka da faizini buna göre ayarlayacak. Bu seçenek kredi verenin risk yönetimini kolaylaştıracağı için daha uzun vade ve daha düşük faiz oranı seçenekleri sunabilecekler. Sistem nasıl işleyecek Sistemin işleyişi ile ilgili de bilgi veren Şener, süreci şöyle anlattı: "Vatandaş önce evi bulacak. Ama beğendiği evin imara uygun bir bina olması gerekiyor. Ardından pazarlığını yapacak satıcı ile. Sonra da bankaya gidip evi satın almak için kendisine gereken parayı bankadan talep edecek. Banka da gerekli araştırmayı yapacak ve bunun karşılığında uygun bulursa tüketiciye krediyi verecek." Mortgage'de vadenin uzun olacağını ancak kendilerinin bunu kanuna yazmayacaklarının altını çizen Şener, faiz oranlarının yanında vade sürelerinin de piyasa tarafından belirleneceğini kaydetti. Şener, mortgage sisteminden düzenli gelir sahibi olan herkesin yararlanabileceğini belirtti. Peşinatı olmayana kredi yok Mortgage'e dahil olmak için bir miktar peşinat gerektiğini de vurgulayan Şener, hiç peşinatı olmayanların sistemden yararlanamayacağını dile getirdi. Şener, peşinat tutarının da piyasada oluşacağını ve mevzuatta belirlenmeyeceğini bildirdi. Şener, sistemin hiç parası olmayanlara bir yararı olmayacağı şeklindeki eleştirileri de şöyle yanıtladı: "Sistem biraz parası olan ama bu parası ev almaya yetmeyenlere uygun olacak. Hiç birikimi olmayan birisi sistemden yararlanamayacak. Ancak Türkiye'de genelde ailelerin küçük tasarrufları vardır ama bunlar yetmez ev almaya. Parası almayanların da borç alabilecekleri yakınları vardır. Dolayısıyla ev almak isteyenlerin peşinatla ilgili gereksinimleri de karşılayacağını düşünüyorum." Üç ay sonra banka evi satacak Mortgage'de bankanın teminatının tüketicinin aldığı evin kendisi olduğunu aktaran Şener, ödemelerini aksatanlar ile ilgili ne tür yaptırımlar olacağı sorunu şöyle yanıtladı: "Diyelim ki 20 yıl vadeli kredi aldınız ama 10'uncu yılda bir taksit ödeyemediniz. Birşey olmaz bundan. İkinciyi de ödeyemediniz. Banka bir ay süre verir bu durumda, ödeyemediklerinizi ödeyin diye. Dolayısıyla tolerans üç aydır. Eğer üçüncü ay sonunda da ödeyemezseniz, banka üzerinde ipotek bulunan evi satarak alacağı tahsil eder." Şener satıştan gelen paradan bankanın alacağını mahsup edeceğini, gerisini de krediyi ödeyemeyen müşteriye vereceğini ifade etti. Menkul kıymetler borsada işlem görecek Kredi verecek kuruluşların kendi finansmanları ile ilgili de bilgi veren Şener, mortgage'e dayalı menkul kıymet çıkartılacağını ve bunların borsada işlem göreceğini kaydetti. Şener, şöyle devam etti: "Böylece banka finansmanını da sağlayacak. Verilen kredi borsaya arzediliyor ve geri dönüş sağlıyor. Yoksa üç ay mevduatla 20 yıllık krediyi veremez. Şu anki sistem ise, yurtdışından bulunan kredilerinin konut kredisine dönüştürülmesidir." Şener, verilen üç aylık sürenin yeterli olup olmadığı yönündeki soruyu da "Artık herkes ekonomik rasyonaliteye uygun hareket etmeyi öğrenecek. Herkes bütçesine göre hesabını yapacak." diye cevapladı. Müşteriye yazılı bilgi verme zorunluluğu Yanlış anlaşılmaların önüne geçmek ve müşterilerin ekonomik rasyonaliteye uygun davranmalarını sağlamak için hazırlanan taslağa 'bilgi formu zorunluluğu' maddesini eklediklerini anlatan Şener, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "Bankalar sözleşme yapmadan önce müşteriye bilgi formu verecek. Bu formda faiz oranları ve ödeme tabloları ile ilgili ayrıntılı bilgiler olacak. Böylece yanlış anlama söylemlerinin önüne geçilecek, ayrıca tüketicilerin ekonomik rasyonaliteye uygun davranmasını sağlamak için yol gösterilecek." Peşin ödeyene yüzde 2 komisyon Bankalara olan taksitlerini bir süre ödedikten sonra geri kalanı peşin olarak kapatmak isteyenlerin de bu imkandan yararalanabileceklerini kaydeden Şener, konu hakkında şunları söyledi: "20 yıl vadeli kredide 10'uncu yılda tüketicinin eline toplu para geçti diyelim.O zaman tüketici kalan anaparası ile birlikte bu paranın bir de yüzde 2'sini komisyon olarak ödeyerek sistemden çıkabiliyor." Tasarıda hayat sigortası zorunluluğunun olmadığını belirten Şener, ancak uygulama sırasında öngörülebileceğini belirtti.