BIST 9.717
DOLAR 32,49
EURO 34,96
ALTIN 2.435,14
HABER /  GÜNCEL

FETÖ'cü hainlerin infazında kahreden detay! Meğer eşiymiş

FETÖ’cü hainlerin katlettiği Yusuf Çelik’in eşi Hülya Çelik, ''Görüntüleri izleyince çok üzüldüm ve ağladım. 15 Temmuz’da yaşadığım his gibiydi. İzlediğim adam meğer eşimmiş. Eşim 28 Şubat’ta da namaz kılıyor diye işten atıldı.'' dedi.

Abone ol

Çatı davasında Genelkurmay Karargahı'nın güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerde hunharca katledilen şehidin üç kız babası Yusuf Çelik (46) olduğu ortaya çıktı. 15 Temmuz şehidi Çelik'in eşi Hülya Çelik (43) SABAH'a konuştu. Acılı eş şunları söyledi:

O görüntüleri gördüğüm ilk andan bu yana "Allah'ım bu nasıl vahşet, yazık adama nasıl işkence yapıyorlar. Bu kadar da olmaz, bunlar insanlıktan hiç mi nasibini almamış?" dedim. En az 100 kez izledim, çok etkilendim ama üzüntüm daha fazlaydı. Neden bilmem izlemeye başladığım anda göğsüme bir boğa oturdu. 15 Temmuz'da yaşadığım his gibiydi.

'MEĞER EŞİMMİŞ'
Yazık dediğim, harap olduğum adam eşimmiş. Yıkıldım adeta. Hayatımız çok zor geçti ama aile bağımız ve vatan sevgimiz hiç değişmedi. O gece bana "Şimdi gitmeyeceksek ne zaman gideceğiz" dedi. Bu kadar vatan sevdalısı, kalbi güzellikle dolu bir adama bu yapılmaz. Onun eşim olduğuna inanmak istemiyorum. Bu neyin kini, neyin intikamı. Yusuf onların düşmanı değil. Öldürdün neden işkence ediyorsun, onurunu neden kırıyorsun? Bu görüntüler bu katillerin asıl yüzünü ortaya koydu. Bu vahşiler en ağır cezayı alsın. Ben kısas istiyorum, bu hakkım.'EŞİMİ İKİ GÜN BOYUNCA ARADIM'
Eşimi iki gün boyunca aradım. Her yere baktım, yaşadığına dair bir umut vardı. Çünkü eşimin bacakları rahatsızdı ve kalbinde küçük sorunlar vardı. Bayılıyordu. Dedim bu bir yerde bayılıp kaldı. En son Adli Tıp'tan aradılar.

28 ŞUBAT MAĞDURU
Biz kıt kanaat geçinen, hiçbir zaman hakkından fazlasını almayan, onuruyla yaşayan bir aileydik. Eşim işçiydi. Yıllarca iş aradı, buldu, ayrıldı, işe girdi. Zor yaşadık ama hep güldük. 90'ların sonunda Tekirdağ'da bir fabrikada iş buldu, çocukları alıp gittik. Düzen kurduk, bir iki ay sonra eşimi "Namaz kılıyor, sakalı var, iltica ile mücadele" deyip işten attılar. Tası tarağı toplayıp tekrar geldik. Eşim uzun süre iş bulamadı, zor güler geçirdik. 28 Şubat'ta bizi vuranlar o gece yeniden yüreğimizi kanattı.

'DUASI KABUL OLDU'
Onu tanıdığım günden bu yana "Askerlikte olmadı ama şehitlik istiyorum. Allah bana nasip etse" derdi. Duası kabul oldu. Vatana siper olan bir kahraman ve şehit oldu. O gece son kaz gülümseyip gitti. Bana "Sen de gel" dedi. "Çocuklar uyusunlar geleyim" dedim. Keşke ben de gitseydim, birlikte yan yana mücadele etseydik. Şimdi Yusuf'un emanetleri, evlatlarımı büyütüp, vatanım için iyi birer insan yapmaya uğraşacağım. Biz evlerinin direğini kaybetmiş, birbirine sımsıkı sarılmış dört kadınız.

'TEK HAYALİMİZ YAN YANA ÖLMEKTİ'
Birbirine aşık bir aileydik, yuvamız mutluluk doluydu. Naif, kibar, sevgi dolu, ülkesini ve insanın seven biriydi. Bizden uzağa çalışmaya gittiğinde kızlarımın cebine, çantasına notlar yazardık ki bizden uzakta okuduğunda bizi özlemesin, yanında olalım diye. Tek hayalimiz çocuklarımızı büyütüp, yan yana ölmekti.

ANBEAN VAHŞET
Yusuf Çelik'in katledilmesine dair yeni görüntüler de ortaya çıktı. Sincan'dan kalabalık bir grupla Genelkurmay'a gelen Yusuf Çelik darbecileri durdurmak için tankın önüne yattı. Müdahale sonucu oradan kalkan Çelik, gözünü kırpmadan tankların üzerine yürüdü, hainler tanktan ateş açtı ve onu göğsünden yaraladı. Yusuf Çelik'i önce tank ateşiyle yaralayan, ardından kaldırıma sürükleyen, daha sonra gelip Çelik'i tekrar sürükleyerek zırhlı araca alan hainler, burada Çelik'i darp edip, araçtan attı. Adli Tıp raporlarında şehidin bir kulağında kurşun izi olduğu, bacak, sırt ve vücudunun büyük kısmında sürükleme nedeniyle tahribat oluştuğu öğrenildi.

İŞTE O HAİNLER
Türkiye'yi ayağa kaldıran ve şehidin ailesinden büyük tepki alan görüntülerdeki darbeci hainlerin ise binbaşı Ahmet İlhan Ayşan (1) ile üsteğmen Ertan Özmen (2) oldukları belirlendi. Darbeci Ayşan ve Özmen'in sivil kıyafetlerle geldikleri Genelkurmay önünde gece boyunca faaliyet gösterdikleri ve darbenin başarısız olacağını anlayınca da sivil halkın arasına karışarak Genelkurmay'dan kaçmaya çalıştıkları tespit edildi.