BIST 10.199
DOLAR 32,36
EURO 34,66
ALTIN 2.394,78
HABER /  GÜNCEL

Feminizmin yeni adresi Gürcistan

Rusya ve Ukrayna'dan sonra Gürcistan'daki feministler de cinsiyetçi yaklaşıma karşı öfkelerini gösterilerle dile getiriyor.

Abone ol

Gürcistan'daki 'makyaj yaparken kaza yapan' kadın şoförün kullanıldığı reklama feministler tepkili.

Rusya'da feminist punk grubu 'Pussy Riot' kaçak girdikleri Moskova Katedrali'nde konser verip Rus yetkililerin tepkisini çekmişti.

Ukrayna'da genç feministler, dikkatleri kadın haklarına çekmek için üstsüz protesto gösterileri düzenlemişti.

Şimdi ise, cinsiyet rolü üzerinden yürütülen bu ateşli tartışma, kadınlara yönelik geleneksel tutumun hala yaygın olduğu ve 'maçoluk' namının sürdüğü bir diğer eski Sovyetler Birliği ülkesi Gürcistan'a sıçrıyor.

Kısacık elbiseler için pembe bir televizyon stüdyosunda oturan bir grup gösterişli genç kız, kendilerine yöneltilen en basit sorulara bile yanlış cevaplar veriyor.

"Dünya, Ay'ın etrafında mı döner?"

"Evet..."

"Salvador Dali bir ressam mı, nüdist mi, kuaför müydü?"

"Hmm... Kuaför!"

Kadınlar soruları yanıtlarken, televizyon şovunun asıl yarışmacıları olan rakip erkek takımı da -pek de kısa olmayan kıyafetler içinde - kadınların hangi sorulara yanlış yanıt vereceklerini tahmin etmeye çalışıyor.

Sınavın adı "Kadınların Mantığı", amaç ise erkeklerin 'kadınların mantığını' anlamaya çalışması.

'Tehlikeli ön yargılar yaratıyor'

Tartışmalı televizyon şovu, stüdyonun bulunduğu bina dışında gösterilerin patlak vermesine neden oluyor.

Göstericilerden Ninia Kakabadze, programın kadınları aptal bireyler gibi gösterdiğini ve kadınların hali hazırda 'entellektüel anlamda daha düşük bir seviyede görüldüğü bir ülkede' tehlikeli ön yargılar doğurduğunu söylüyor.

Kakabadze, öfkesini "Şov, kadınların mantığının erkeklerin mantığından daha farklı olduğunu ifade ediyor. Peki ama mantığın ne zamandan beri cinsiyeti var? Mantık, kadın ve erkek arasında bir fark değildir" sözleriyle dile getiriyor.

Kakabadze ekliyor: "Şov, kendine bakan ve hoş saçları olan güzel kadınların aptal olduğu ve aynı anda hem güzel hem de akıllı olmanın imkânsız olduğu gibi zararlı bir klişe yerleştiriyor."

Ancak şovun yapımcısı Dato İmedaşvili programın cinsiyetçi olduğu iddiasını reddediyor.

İmedaşvili, "Şovun ana amacı eğlence, hepsi bu. Ne fazlası, ne eksiği. Beğenmeyenler varsa, uzaktan kumandalarını kullanabilirler" diye programı savunuyor.

"Bu, erkekler için bir şov, bir oyun. Kendi aralarında yarışıyorlar" diye konuşan İmedaşvili şovun bir parça da protestolar sayesinde çok başarılı olduğunu, yeni bölümlerin de çekileceğini dile getiriyor.

Kilise de müdahil oldu

Araba sigortası için yayınlanan bir reklam da cinsiyet tartışmasını alevlendirdi. Tüm yüzüne yayılmış ruju ile trafik kazası yapan bir kadının betimlendiği reklamda, kaza sebebi olarak 'araba kullanırken makyaj yapıyor olması' gösteriliyor.

Reklamın, Gürcü erkeklerin 'kadınların araba kullanamayağı' yönündeki ön yargısını güçlendirdiğini savunan kadın şoförler, 'kazaların çoğunun erkekler tarafından yapıldığı' göz önüne alınınca reklamın çok onur kırıcı olduğunu ve hakaret içerdiğini ifade ediyor.

Cinsiyet eşitliğini savunan Gürcistan Kadın Vakfı üyesi Mariam Gagoşaşvili ise alevli tartışmalar doğmasından memnun.

Tartışmaları, feminizmin artık tabu olmadığına dair bir işaret olarak değerlendiren Gagoşaşvili, medyadaki cinsiyetçi yaklaşımın yeni olmadığını ancak buna tepki gösterilmesinin yeni bir akım olduğunu ifade edip ekliyor:

"Gürcistan'da her ay televizyonlarda gösterilen benzer reklamlar oluyor. Neredeyse tüm şirketler ürünlerinin reklamını yapmak için cinsiyetçi ön yargılara başvuruyor."

"Ancak kadınların kendilerine gülünmesinden, hakaret edilmesinden ve kendileri ile dalga geçilmesinden hoşlanmadığını halkın da görmesi lazım. Kadınlar buna katlanmayacak. İnternet teknolojisinin gelişmesi de çok yardımcı oldu. Sosyal iletişim ağları halkın örgütlenmesini sağlıyor. Gösterileri artık çok kısa bir sürede organize edebiliyoruz."

Ancak geleneksel tutumlar toplumdaki egemenliğini hala koruyor.

Başkent Tiflis'teki bir şantiyede çalışan işçiler, Gürcistan'da kadının rolünün ne olması gerektiği ile ilgili fikirlerini şu sözlerle ifade ediyor:

"İdeal bir ailede, erkek ailenin reisi, eve ekmek getiren kişi olmalı. Karısı da aileyi çekip çevirmeli. Ev ancak bu şekilde uyum için de idare edilir."

Ülkenin güçlü Ortodoks Kilisesi de bu görüşte. Nisan ayı sonunda Tiflis'in ana katedralindeki pazar ayini sırasında Gürcü Ortodoks Kilisesi Psikoposu da tartışmaya girdi.

Psikopos, 'erkeklerin aileden sorumlu olduğunu, kadınların da eşleri eve geldiğinde ayaklarını yıkamak için hazır beklemesi gerektiğini' dile getirdi.

En yüksek maaşı kim alıyor?

Sözü politikacılardan daha çok dinlenen Psikopos'un ifadesi toplum için önem taşıyor.

Ancak hayatın gerçekleri biraz daha farklı.

Yeni yayımlanan bir ankete göre Gürcü ailelerinde kadınlar, erkeklere göre daha yüksek maaş alıyor.

Bunun sebeplerinden biri 'erkek işi' olarak bilinen tarım ve sanayi alanlarındaki faaliyetlerin zamanla yok olması.

Feministler sigorta reklamına karşı 'ruju dağılmayan bir kadının' resminin olduğu pankart hazırladı.

Kafkasya Araştırma Kaynakları Merkezi'ne göre 'aileye kimin ekmek getirmesi gerektiği' sorusuna Gürcü ailelelerin yüzde 83'ü 'erkek getirmeli' yanıtını verdi.

'Kimin temel maaşı kazandığı' sorusuna da ailelerin yüzde 40'ı 'kadın', yüzde 36'sı da 'erkek' cevabını verdi.

Mariam Gagoşaşvili de "Gürcistan'ı 1990larda kadınlar kurtardı" sözleriyle kadının önemini vurguluyor.

Bağımsızlığın ilan edildiği 1991 yılı sonrası çıkan iç savaşların ardından ekonominin çökmesiyle kadınlar ailelerine destek vermek için çalışmaya zorlanmıştı.

Gagoşaşvili, hiç kimsenin işinin olmadığı dönemde ev işleri yapmaya alışık kadınların, ailelerini geçindirmek için ofisleri temizleyip, çocuk bakıcılığı yapmaya başladığını aktarıyor.

Şimdi de hizmet sektöründeki mevcut iş imkânlarının daha çok, mağaza, restoran ve bankalar gibi 'kadın işi' olarak adlandırılan işler olduğu görülüyor.

Ekonomik gerçeklerin değiştiği Gürcisan'ta cinsiyet rolleri de değişiyor. Ancak artık, algıların da bu değişime ayak uydurması lazım.v