BIST 10.173
DOLAR 32,27
EURO 34,94
ALTIN 2.448,30
HABER /  POLİTİKA  /  BBP

Evren'in kafasına sıkması için evet

BBP eski lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun cezaevi arkadaşlarından Lokman Abbasoğlu

Abone ol

Büyük Birlik Partisi (BBP) eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun cezaevi arkadaşlarından Lokman Abbasoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinin sorumlusu Kenan Evren'in darbecilerin yargılanmasını öngören değişikliğin geçmesi halinde 'Kafama bir kurşun sıkarım' şeklindeki açıklamasını değerlendirdi. Abbasoğlu, referandumda Kenan Paşanın tabancasındaki son mermiyi kullanması için 'evet' oyu vereceğini söyledi.

Cihan Muhabiri'ne konuşan Abbasoğlu, Allah'ın emanet etmiş olduğu canı, Allah'tan başka kimsenin alamayacağını hatırlattı. Abbasoğlu, "Eğer bir kul intihar ederse Allah ile davalı olur ki; 5 bin 500 tane bu memleketin yiğit evlatlarını, hem de 'bir sağdan, bir soldan astık' demek edepsizliğini, terbiyesizliğini, adaletsizliğini göstererek konuşan bu adamın hukukun hiçbir kanunun verdiği ceza beni tatmin etmez. Kendi tabancasında çıkacak kurşunu biran önce görmek için 'evet' vereceğim. Türkiye'de gece ikide erken uyanıp, Türk milletinin silahlarıyla sabah 5.30'da mehter marşıyla, aşık olduğumuz milli marşlarla uyandırarak darbe yapılmasını engellemek için, herkes vazifesini yapsın diye 'evet' oyu vereceğim. Cezalandırılır veya cezalandırılmaz, darbecilerin cezalandırılması için 'evet' oyu kullanacağım." dedi.

Hiçbir proje ve alternatif sunulmadan Anayasa değişikliğine karşı çıkanları da eleştiren Abbasoğlu, ordudaki terfilere müdahaleyi de desteklediğini belirterek "Asker bizim çocuğumuz, asker, askerliğini yapmalı. Harp Okulunun birinci sınıfındayken kendisini istikbalin cumhurbaşkanı görmemeli. Bu milletin yiğit bir paşası, komutanı olarak proje üretmeli, ürettiği projeyi biz alkışlamalıyız." diye konuştu.

KENAN EVREN KAFASINDAKİNİ SÖYLEDİ: DARBE Mİ YAPALIM?

12 Eylül'ü 'Kenan tufanı' olarak nitelendiren Abbasoğlu, 1976 yılından itibaren Türkiye'de bir darbe yapma düşünce ve planının kuvveden fiile çıkartıldığını söyledi. Darbenin şartlarının olgunlaşması için daha önceden de varolan fikir ve inanç farklılıkları arasındaki sürtüşmeler daha çok hızlandırılmak suretiyle, özellikle karşılıklı insanların katledilmesinin de planlandığını anlatan Abbasoğlu, şöyle devam etti: "12 Eylül darbesinden önce ülkücü şehitlerin temsilcisi olarak 5 tane ülkücü şehit ailesi ve ben, Ocak veya Şubat 1980 tarihinde Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'i ziyaret etmiştik. Heyet olarak Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ü şikayet etmiştik. Ülkücü hareketten o gün 87 kişi şehit olmuştu. Çok ciddi sıkıntı içerisindeydik. Niçin bazı arkadaşlarımızın öldürüldüğünü anlayamıyorduk. Olaylarla hiç alakası olmayan adamlar öldürülüyordu. Ciddi bir dosya hazırlığıyla Kenan Evren'e gittik. Belki de ihtilali biz tahrik ettik de diyebilirim. Türkiye'nin meselesini anlattık. Özellikle Alevi-Sünni çatışmasını anlattık, o zaman Maraş olayları olmuştu. o olayları delilleriyle birlikte anlattık. Kenan Evren bize şunu söyledi: 'Ne diyorsunuz, ihtilal mi yapalım?' 'Paşam böyle birşey yapmayı ne fikren inanırız ne de inanırız. Ama Türkiye'de sıkıyönetim var. Ankara'da sıkıyönetim var, mesela o gün belkide 10-12 kişi bütün Türkiye'de şehit edilmişti. bu sıkıyönetim komutanları ne iş yaparlar? Eğer birşey yapmıyorlarsa sıkıyönetimden vazgeçin, normal başka bir tedbir bulalım anlamında söylemiştik' dedim. Ama tabi kafalarında ve gönüllerinde, plan noktasında darbe ihtilal yapmak vardı. Bunlarınkine ihtilal değil darbe demek gerekir. Planlı bir şekilde milletin geleceğine hakim olmaktı."

CHP seçim bürosunun yaptığı tahmine göre o dönem yapılacak ilk seçimde MHP'nin 75-80 milletvekili çıkaracağını dile getiren Abbasoğlu, bir başka açıdan bakıldığında 12 Eylül darbesinin MHP'nin önünü kesmek için yapıldığını savundu.

ŞEHİT HABERLERİYLE 12 EYLÜL ARASINDA FARK YOK

5 bin 500 solcu, ülkücü ve vatandaşın katline göz yumulduğunun altını çizen Abbasoğlu, Anavatan Partisi'nden milletvekili seçilen Bedrettin Demirel'in "Biz ihtilalin olgunlaşmasını bekledik, olgunlaşınca ihtilal yaptık." sözünü hatırlattı. Birilerinin parmağını içine sokmak suretiyle olgunlaşmayı temin ettiğini ifade eden Abbasoğlu, "Şunun izahını kimse bana yapamaz: 10-11 Eylül günü toplam 45 kişi Türkiye'de öldürülmüştü. Ama 12 Eylül sabahı güneş doğduğundan itibaren birbirini öldürenlerin sayısı sıfıra düştü. Ama şuan Türkiye'de bir PKK meselesi var. Zaman zaman öldürme, suikast işlemleri sıfıra düşüyor. Ama şuan önemli bir gündem olduğu için hergün şehit haberleri, mayın haberleri, tuzak haberleri alınıyor. Bununla 12 Eylül arasında hiçbir fark olduğuna inanmıyorum. Buda aynı şekilde bir yerler tarafından gaza basılmak suretiyle yapılan bir iştir diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

ELEŞTİRENLERİ İNSAF VE MERHAMETE ÇAĞIRIYORUM

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile 80 darbesi öncesi tanıştıklarını ve 12 Mart muhtırasını canlı yaşadıklarını anlatan Abbasoğlu, "36 ay 3 gün Mamak cezaevinde tutuklu kaldım. Bunun 25 ayı, Muhsin Yazıcıoğlu ile cezaevinden mahkemeye gidip gelirken kelepçe cürümü şeklinde geçti. 10 dakika süren bir yolculuktu. Kısa öz sohbetler yapıyorduk. Yazıcıoğlu, Allah rahmet eylesin dava adamıydı." dedi.

MHP'nin evet diyen ülkücülere yönelik ağır eleştirilerine de tepki gösteren Abbasoğlu, o eleştirileri yapanların hiçbirisinin Mamak Cezaevini ve kaçaklık hayatını yaşamadığını söyledi. Kendisinin 36 ay üç gün kaçtığını anlatan Abbasoğlu, şöyle devam etti: "Birilerinin karısına, kızına baktığım için kaçmadım. MHP ve ülkücü kuruluşlar davasının sanığı olduğum için. Kenan Evren, ülkücülere işkenceci kominist polisleri görevlendirdi, solculara da bir başka milliyetçi grubu görevlendirdi. Bu devletin bir zaafıydı. Açıklamalar, edebe, ahlaka, dostluğu, arkadaşlığa, hiçbir şeye sığmayan üslupsuz beyanatlardır. Onu söyleyenleri, insaf ve merhamete çağırıyorum."