BIST 10.725
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.505,01
HABER /  GÜNCEL

Evren'e verilen unvanın gerekçesi inanılmaz

İzmirli avukatlar, İÜ Hukuk Fakültesi'nin Kenan Evren'e 1982'de verdiği fahri doktor ünvanının alınması için dava açtı.

Abone ol

İzmirli avukatlar, İÜ Hukuk Fakültesi'nin Kenan Evren'e 1982'de verdiği fahri doktor ünvanının alınması için dava açtı.

İzmir Barosu avukatları, İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurarak, başta darbe mağdurları olmak üzere tüm Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarından özür dilenerek bu unvanın derhal geri alınmasını talep etti.

Radikal gazetesinin manşetten verdiği habere göre, İzmir Barosu avukatlarından Senih Özay, Murat Alpaslan ve Baha Coşkun, üniversite senatosuna, 6 Haziran 2011 tarihinde Evren’e verilen unvanın geri alınması için başvuruda bulundu. Üniversite yasal süre olan 60 gün içinde bu talebe yanıt vermeyince avukatlar bu kez konuyu yargıya taşıdı.

KISA SÜREDE KARAR VERİLİR
Radikal’e açıklama yapan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Semih Gemalmaz ise, Kenan Evren’e verilen unvanını geri alınması konusunun zaten gündemlerinde olduğunu ancak dava açıldığından haberi olmadığını ifade etti.

UNVANIN GEREKÇESİ: AHLAKİ FAZİLET
Üniversite senatosunun 2 Aralık 1982’de aldığı karar şöyle: “Haiz olduğu ahlaki faziletler ve meziyetler yanında vatana hizmet ve yurtta ilmin yayılmasında büyük hizmetler ifasıyla temayüz etmiş olan Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren’e ilmi kıymet ve meziyetlerinin tescili için ‘fahri profesörlük’ payesinin tevcihine karar verilmiştir.”

ALKIŞLAMALARI HALA GÖZÜMÜN ÖNÜNDE
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Evren’e fahri doktora ünvanı verilmesini şöyle değerlendirdi: “Darbe yapan generale fahri profesörlük verip alkışlamaları hala gözümün önünde. Oysa aynı dönemde Pakistan Darbesi’ni yapan askerlere karşı oranın hukukçuları cübbelerini çıkararak hakim ve savcılık görevlerini bırakmışlardı. Kenan Evren’den ünvanın alınması ile ilgili girişimi olumlu bulsam da buradan bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Çünkü çoğu hukukçularımız hala darbeyi meşru sayan bir zihniyete sahip. Bunun 30 yıl sonra konuşuluyor olması benim için çok bir şey de ifade etmiyor aslında. Çünkü 12 Eylül 2010’da yapılan referandumda 12 Eylül darbesini yapan darbecilere yargı yolunun Meclis’in ve milletin açmasına rağmen savcının lütfedip sadece Evren’in ifadesini almakla yetinmesi ve arkasından hiçbir işlem yapmaması umutlarımı söndürüyor. Darbeyi düşündüğü ve planladığı için bugün generallerin bile tutuklandığını düşünürsek darbeyi yapan emekli generallerle ilgili soruşturma yapıyormuş gibi davranmak beni üzüyor.”