BIST 9.076
DOLAR 32,32
EURO 35,11
ALTIN 2.299,84
HABER /  GÜNCEL

Ev işçisi kadınlar: Taciz, tecavüz ve şiddete uğruyoruz

Evlerde temizlikçi, yardımcı, bakıcı olarak çalışan kadınlar Ev İşçileri Dayanışma Sendikası'nı kurdu: "Taciz, tecavüz, şiddet, alıkoyulma… Sorun çok ama dile getirilecek yer yoktu. Biz de sendikalaşalım dedik."

Abone ol

Evlerde gündelik temizlikçilik, hasta ve çocuk bakıcılığı yaparak yaşamlarını kazanan kadınlar "Ev İşçileri Dayanışma Sendikası" (Evid-Sen) adıyla sendika kurdu. 24 yıldır ev işçiliği yapan Evid-Sen Başkanı Gülhan Benli, "Ev işçiliği alanının boşlukları çok fazla. Kimsenin görmediği bir alan… Taciz, tecavüz, şiddet, alıkoyulma… Sorun çok ama dile getirilecek yer yoktu. Biz de sendikalaşalım dedik" diyor.

“İnsanca koşullarda çalışmak istiyoruz” diyen ev işçisi kadınlar, haklarını kurdukları sendikayla arıyor. 24 senedir ev işçiliği yapan 45 yaşındaki Benli'nin hayatının yarısı, çocuk ve hasta bakımı ve gündelik temizlik ile geçmiş. Amasya'da ailesiyle beraber yaşadığı evden çıkarak tek başına İstanbul'a geldiği ilk günden beri kendi ayakları üzerinde durmak için çabalıyor. Hayat, Gülhan Hanım için kolay olmamış.

TACİZ, TECAVÜZ VE ŞİDDETE UĞRUYORUZ

Bunca yıllık emeğinin karşılığında, örneğin, hâlâ sigortası olmayan Gülhan Benli, Deutsche Welle Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Ev işçiliği alanının boşlukları çok fazla. Kimsenin görmediği bir alan… Taciz, tecavüz, şiddet, alıkoyulma… Sorun çok ama dile getirilecek yer yoktu. Biz de sendikalaşalım dedik" ifadelerini kullandı. 

ONLAR ET SİZ MAKARNA YERSİNİZ!

Gülhan Benli'nin saçları kısacık çünkü kısa bir süre önce hem kendisi gibi ev işçisi olan kanser hastası arkadaşlarına moral vermek, hem de ev işçiliğinin çalışma koşullarına, evlerde maruz kaldıkları mobbinge ve meslek hastalıklarına dikkat çekmek için saçlarını kazıtmış. Benli, ev işçiliği yapan arkadaşlarının hastalıklarında çalışma koşullarının da etkili olduğunu düşündüğünü söylüyor:

Gülhan Benli, hem ev işçileri olarak seslerini duyurmak hem de kanser hastası arkadaşına destek vermek için saçlarını kestirdi.
"Arkadaşlarımıza destek için saçlarımızı kestik. Ev işçileri yeterli derecede beslenemiyor. Ev sahibi et, meyve yer; siz makarna yersiniz. Beş dakika oturup dinlenemiyorsunuz. Yemek molası yok. Psikolojik ve fiziksel olarak çok yıpranıyorlar. Stres bir taraftan… Bağışıklık sistemi çöküyor.”

YARDIM İSTEDİKLERİ DİSK ÇALIŞMAK İSTEMEDİ

Gülhan Benli'nin fikriyle çıkılan yolda, sendika kurmak da kolay olmamış. DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası ile yapılan görüşmelerden sonuç çıkmamış. "Erkek egemen” bir işleyiş olduğunu söylüyor. "Bizimle çalışma yapmak istemediler. Angarya iş olarak gördüler” diyor ve 2011 yılında nihayet kadınların kendi çabalarıyla Evid-Sen'i kurduklarını anlatıyor. Sendikanın sitesinde "ev işçileri” şu şekilde tanımlanıyor:

HANGİ İŞLERİ YAPIYORLAR

"Gündelikçi, aylıkçı olarak çocuk, hasta, yaşlı bakan, bahçıvan, merdiven silen, parça başı iş ütücü, aşçı olarak evlerde çalışan; evlerde servis yapan; evin içinde üreten, hayatı evin içinde kazanan ev işçileriyiz.”

EVLERDE NELER YAŞIYORLAR?

Aslında dernekleşmeyi de düşünmüşler ancak dernek yapısının bir "hak arama yeri” olamayacağı sonucuna vararak vazgeçmişler. Gülhan Benli, sendikaya neden ihtiyaç duyduklarını yaşadıkları sorunlardan örnek vererek aktarıyor:

"Çocuk bakan ve işten çıkarılan bir arkadaşımıza evden giderken parası ve eşyaları verilmedi. Ev sahibi emniyet amiriydi. ‘Seni bir gece ortadan kaldırırım, hiçbir şey yapamazsın' demiş. Suç duyurusunda bulunduk.”

Ana talepleri, "işçi” olarak görülmek. İş tanımının yapılmasını, yasal bir zemine sahip olmayı ve sendika olarak hazırladıkları yönetmelik taslağını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sunmak istiyorlar.

'SADECE BU İŞİ Mİ YAPIYORSUNUZ?'

Evlerde maruz kaldıkları taciz ve şiddet vakalarının gün yüzüne çıkmamasından da şikâyetçiler. Benli, İstanbul Kemerburgaz'da bir evde çocuk bakan arkadaşlarının alıkoyulduğunu, hakaretlere maruz kalan sendika yönetimindeki kadını kurtarmak için polisle eve gittiklerini anlattıktan sonra, "O kızın bana sarılıp bir ağlayışı vardı, anlatamam. ‘Gözyaşımın her bir damlasının hesabını verilmesini istiyorum' dedi ve dava açtık” diye ekliyor. Kendi başına gelen bir olaydan ise şu şekilde bahsediyor:

"Danışmanlık aracılığıyla bir eve gittim. Temizliğe başlayacağım. Ev sahibi adam, ‘Otur, bir konuşalım' dedi. Nereleri daha iyi temizlememi söyleyecek sanıyorum. ‘Siz sadece bu işi mi yapıyorsunuz' dedi. Bu şekilde konuşabiliyorlar mesela. Sen kimsin? Bana böyle bir teklifte bulunamazsın.”