BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

Eroğan'dan CHP'ye Derviş tokadı

Erdoğan, 57. Hükümet döneminde CHP'nin Derviş için yaptığı açıklamaları okuması CHP'yi şoka soktu.

Abone ol

TBMM'nde yapılan bütçe görüşmeleri sırasında CHP'den gelen eleştirileri kendi ifadeleri ile cevapladı. Bütçe'ye red oyu vereceklerini açıklayan CHP'nin yeni hükümetin eski hiçbirşeyi eleştiremeyeceğini anlatan Tayyip Erdoğan, bu ifadenin kendilerini sıkıntıya sokacağının bir ifadesi olduğunu anlattı. Erdoğan'ın konuşması Yapılan kamuoyu yoklamalarında halk nezdinde itibarı en düşük kurum Siyaset kurumuydu. Halkımızın siyasetçiye güveni kalmamıştı. 3 Kasım seçimleri ile beraber Güven kaybına uğramış tüm siyaset tarzları tasviye olmuştur. Sade vatandaşlar gerçekleştirdi bu olguyu. Siyasilerimiz yıllardan beri Türkiye'nin değişime ihtiyacı olduğunu söylediler. Ancak fiili durumu ortaya koyamadılar. Sadece konuştular. Buyurun meydan dediğimizde çıkamadılar. Değişim adeta bir kızıl elma gibi efsaneleştirdi. Yıllar içinde değişimi talep etmekle değişimi gerçekleştirmek arasındaki tarz görülmezden gelindi. Kuşkusuz demokratik rejimlerde bunu değiştirmek siyaset kurumlarınındır. Fakat bu kurumlar bizzat kendi içindeki değişimi gerçekleştiremededi. Siyaset kurumu değişimin önüne en büyük engeldi. Siyaset sadece siyasetçilerin özel gündemleri ile yapılmaz. Siyasetin esası millettir, toplumdur. Siyaset kurumunun öncelikli görevi toplumun talebini görmektir. Topluma sırtını dönmek olmaz. Fildişi kuleden milleti seyretmek olmaz. Talepleri algılama yeteneğinden yoksun olanlar siyaset yapamazlar. Bunun sonu hüsrandır. Bunun örneklerini net olarak gördük. Bu nedenle biz taleplerinizi temsil edeceğiz. Topluma ideoloji empoze etme, rant dağıtma gibi gayri ahlaki ve antidemokratik alandan kurtarmak için kararlı adım atmak AKP önemli adımlar atacaktır. Bu partiyi milletin talep ve özlemleri kurdu. Bizler tabelasını astık. Bizim hakkımızdaki yorumların içinde katıldıklarımız var katılmadıklarımız var. Biz herhangi bir saf belirlemek yerine kendi cümlelerimizi söylüyoruz. AKP ortak vijdanı yakaladığı için bu başarıyı yakaladı. Biz siyasilerin başaramadığı değişimi vatandaşlar 3 kasımda değişitirdi. Milletimiz AKP'nin siyasi çizgisinin vatandaşın özlemini birebir karşıladığını görmüştür. İşte milletin ortak aklının ve vicdanının taşıyısıcı olarak Türk siyasetinde katılımın ve demokratik rejimin özlendiğini görüyoruz ve inanıyoruz. Şu andaki meclis bunun en güzel örneğini temsil ediyor. Uzun yıllar boyunca iktidar serhoşluğuna kapılara milletten kopan gurupların ülkemize ne kadar çok zarar verdiği bilinmektedir. Ülke yönetmeyi bir katılım ve işbirliği sanatı olarak kabul eden parti anlayışı bizimle başladı. AKP aldığı her kararla herkezin görüşlerini alma kararını ayrılmaz bir düstur olarak görmektedir. İktidarımız katılıma işbirliğine ve diyaloğa dayalı siyaset anlayışının kararlı bir temsilcisi iken bunu geleceğe taşıma anlayışı içinde iken ben bazı açıklamalara değinmek istiyorum. Fakat bir çatışmanın altyapısı olarak değerlendirmeyin Özellikle Sayın Baykal'ın mali bütçe üzerine yaptığı konuşma benim dikkatimi çekti. Bugünkü iktidarın geçmiş döneme sataşma olanağı kalmadı. Şimdi bu ifade ile Baykal iki önemli şey söyledi. 1 geçmişi kurcalamayın diyor. iki fazla bir şey sormayın verecek cevabımız yok diyor. Malum cümlede ifade bulan yaklaşım tarzı CHP'nin telaşını gösteriyor. kötü yönetimin sorumlullarını içinde barındırdığını telaşı içindedir. Hükümetimizin göreve başlarken yaptığı tespitten ve yaşanan sıkıntıların siyasal sorumlularının daha iyi bilinmesi için yaptığı açıklamaların neden rahatsızlık oluşturduğunu şimdi daha iyi anladım. 3 kasın önce hükümetin 4. ortağı olan derviş bugün CHP saflarında oturmaktadır. üstelik 3 kasım öncesi sorumlularından olan Derviş önemli bir transfer olarak sunuldu. Şimdi sayın Baykal ben görüşmede şahsımla ilgili eleştirileri gayet sükünetle dinledim ve buna dikkat ediyorum. Ama ben istiyorum ki bu çatı altında gayet elit bir şekilde yapalım ve çekinmeyelim. Bakınız ben şu anda burada haber bültenlerinden bazı başlıkları vermek isterim Sayın derviş 57. hükümetin içinde ve Derviş yaptığı açıklamada 2001 yılında tarıma 200 trilyon destek vereceğini açıkladı. Daha meclis kararını vermeden IMF'nin teklifini söyledi. Batılı kendi çiftçisini koruyor biz IMF'nin insafına bırakıyoruz. Yine kendi haber bülteninde haftanın dayatması IMF'ye söz verdim. yüzde 0 zam. O zaman sayın Meral benim yanıma gelerek belli sözler söyledi ben onları kullanmıyorum. Haftanın gözdağı olmayan parayı veremeyiz zorlarsanız baskıcı zemin gelir diyor sayın Derviş UyYulanmakta olan IMF hükümet tutarsızlıkları CHP'nin daha önce ki uyarmaları gözardı edilerek dalgalı kur sistemlerini boşa çıkardı. yine aynı bültenden... Hükümetin son umudumuz budur bu da tıkanırsa yapacak şeyimiz yok diyerek IMF rumuzu ile programı sonması herşeyi sildi süpürdü. Ve mutlu son...Sayın Baykal yeni bir sentez oluşturuyoruiz. Dervişin katılımı büyük bir çıkış olarak Özel bir noktadadır. Bu deneyimleri bugün niçin unutuyorsunuz bunu hatırlatmak istedim. Şumdu birde ki o günde bu söylendi. Seçimlerden çıkan demokratik sonucu farklı bir zemine çekmeye çalışıyor Sayın Baykal bu benim üzüntüme neden oluyor. Seçim sonucunu saygı ile karşılamak yerine şüpheli bir hale sokmaya çalışıyor. Baykal "Sizin yüzde otuzbeş oyla parlementoda 3 te ikilip bir çoğunluk sağlamanız seçim kanununun bir rastlantısıdır" biz sadece vatandaşın yüzde 35.ini temsil ediyoruz. diyor. Bakın bu doğru dedikleriniz sizin için bumerang olmasın. Sayın Baykal'ın Türkiye'nin başına ciddi sıkıntılar açılabileceği tehditlerini siyasi mantıkla bağdaştıramıyorum. Bu bağı adeta tek partili siyasi dönemi hatırlatıyor. Ama çok gerilerde kaldı. Ve şunu özellikle hatırlatmak isterim artık bu siyaset başlayalı 57 yıl geçti. Türkiye'nin sahibinin şu veya bu parti değil 70 milyonluk milletimiz olduğun hatırlatmak isterim. Şunu hatırlatmak istiyorum. CHP'nin almış olduğu yüzrde 19.4 oyla 177 milletvekili ile sahip olmanız aynı kanunun sonucu değilimi? TBMM'ye yansımayan oyların CHP'nin oyları diye sunulması çelişkidir. Bu arada Siirt'te millet bizi test etti ardından Çorum'da test etti. Bence bunun da üzerinde iyi düşünmek gerekiyor. Biz iktidar partisi olarak şu anda milletimizin arzu ve taleplerine uygun olara kgörevimizi yapıyoruz. ve Şunu da yine açık ve net söylüyorum. AKP'nin aldığı yüzde 35'lik oy sayısaldır ama siyasi niteliği daha önemlidir. Şimdi bakın dikkat edin ifademi iyi izlemiyorsunuz. Şu anda toplam borç stoku 2003 itibarı ile 153.2 milyar dolar. İç piyasa burada 45 milyar, Kamu 43 milyar dış piyasa 33 milyar yabancı kuruluşlar 13.5 miluyar IMF 20 milyar dolar. Devraldığımız tablo bu sorunlarla kalmadı. O günkü hükümet yapması gerekenleri yapmadı. Sigorta primleri toplanamadı. Kurumların sağlık harcamaları yükseldi. Bu gelişmelerden sonra hedeflenen faiz dışı yüzde 6.5 gerçekleştirilemedi. Türkiye ekonomisinin mevcut durumu adeta hem şeker hem de sarılık hastalığına yakalanan hastanın durumuna benzedi. Hassas ve kırılgan bir ortamda politikaların objektif kurgulanması özel bir önem kazanıyor. Dostlar 2003 yılında 354 katirilyon GSMH üretmeyi 146 milyon bütçe gideri yapmayı planlıyoruz. 2003 yılında 77.3 milyor dolar ödeme yapılacak. Bunun yaklaşık 20 milyarını ödemiş bulunuyoruz. bunun 65 milyar doları iç borçtur. Bu borçların 57.3 milyarı iç borçlanma ile sağlanacaktır. Hükümetimiz halkımıza önemli destekler sunmayı planlıyor. biz sözlerimizi 5 yıl için verdik. 3. yılın sonunda neticeleri almaya başladığımızı göreceksiniz. Bu duruma hakim olduğumuzu gösteriyor. Bu iş teoriyle olmuyor. Hayatında iki koyun gütmeyenlerin konuşması ile olmaz bu yaşamakla olur. Huzurlarınıza bu işi yaşayan biri olarak geliyorum. İstanbul'u da çökmüşken almıştım. Belediyelerde siyasetin mihenk taşlarıdır. Meclise sunmayı hazırlandığımız reel sektöre önemli vergi düzenlemeleri ile katkı sağlayacak düzenlemeler var. Hükümetimizin orman olmaktan çıkmış ve şu anda işgal altında olan yerler var yaklaşık 5 milyar mk. bu alanın şu anda hepsinin üzerinde evler var. Ve bu şu anda devlete hiç bir faydası yok. Biz bunu da yine hazinemize bir gelir kaynağı olara kgörüyoruz. Değerli dastlarım ifadeleri kullanırken çok daha iyi seçerseniz daha iyi olacak. Özellikle kadrolaşma konusu ile alakalı sık sık eleştiri alıyoruz. Şunu açık söylüyorum. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Eğer biz beyin kadro dediğimiz ekiplerde değişiklik yapmazsak tablo aynen devam eder. biz bu tabloyla devam edemeyiz. Biz burada netice alacağız. Hesap vereceğiz. Boşalan kadrolarak 35 bin den fazla personel alımı yapılmayacak. 2003 yılında hedefimiz 86 katrilyon vergi toplamayı hedefliyoruz. son olarak dış politikamızdan behsetmek istiyorum. Irak gibi tüm dünyayı sarsan bir kriz var gündemimizde., Öte yandan Kıbrıs gibi milli dava var. Bu nedenle dış politikamızın milli mutabakat anlayışı ile sürdürülmesi için olabilecek en katılımcı anlayışı yürüteceğiz. Akp hükümetleri devletimizin müttefiklik ilişkilerimizin gözetilmesi barış ve istikrar için, denge kurarak yönetme anlayışı içinde olmuştur. Başından beri bu sorunu BM elişle çözülmesi için çaba gösterdik. ABD yetkililerine BM tarafından çözülmesi için çaba sarfedilmesi gerektiğini söyledik. Fakat çabalarımıza rağmen savaş başladı ve devam ediyor. Ülkemizin güvenliği çerçevesinde gerekli kararları aldık. Ancak muhalefetten gerekli desteği göremedik. Sayın Baykal bizim Bush'la görüşmemizde sözler verdiğimizi söyledi. Bunları yalanlamamıza rağmen Baykal ısrar etti. Böyle bir söz yok bunu zaman gösterdi.