BIST 9.722
DOLAR 32,56
EURO 34,85
ALTIN 2.428,90
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'ın zihnini kemiren soru

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hasta yatağında MİT'le ilgili bakın hangi soruya yanıt arıyor...

Abone ol

MİT'te yaşanan ifade krizinin hemen ardından operasyon geçiren ve evinde dinlenmeyi tercih eden Başbakan Erdoğan'ın kafası rahat mı?

Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'ya göre, bu sorunun yanıt kocaman bir HAYIR!

Çünkü, sokaklara çıkmasa da Erdoğan'ın hasta yatağındaki tek gündemi MİT...

Küçükkaya, "Başbakan MİT'i neden koruyor?" başlıklı yazısında çarpıcı bir noktaya dikkat çekerek, Erdoğan'ın kafasındaki soruyu köşesine taşıdı ve ekledi:

"Erdoğan'ın bir süredir şu soruyla meşgul olduğu biliniyor:

Uludere kazasından hemen sonra MİT'in istihbarat verdiği bilgisi nereden çıktı? Tıpkı Susurluk'ta olduğu gibi o araçta ölenin Abdullah Çatlı olduğunu duyuran 'derin ses' kime aitti... 'MİT' diyen ses kimin?"

İşte İsmail Küçükkaya'nın o yazısı..

BAŞBAKAN MİT'İ NEDEN KORUYOR?

...Genelde hükümetin, özelde Erdoğan'ın politikalarını yürütürken en fazla işbirliği yaptığı kurum kim?

Eskiden farklıydı ama şimdi MİT. Memleketin en can alıcı sorunu Kürt dosyasında da en sıcak dış politika konularında da MİT Müsteşarı Hakan Fidan... Brifingde bizlere ne diyordu:

'Artık istihbarat örgütleri birer dış politika aracıdır.'

Peki Oslo'da PKK yöneticilerine kendisini nasıl tanıtıyordu:

'Son zamanlarda Türkiye adına Ortadoğu'da herhangi bir arabuluculuk faaliyeti varsa, ben orada görev aldım. Sayın Başbakanımızın özel temsilcisi olarak.'

O halde Erdoğan 'MİT'i etkisizleştirmek olarak' gördüğü her hamlenin karşısında durarak önce kendi politikalarının önemli bir uygulayıcısını korumuş olur.

Başbakanlık-MİT bağı kesilirse 'güvenlik' ve 'dış politika' enstrümanı açısından bunun kayda değer sonuçları olur.

BÜYÜK KURGUYU ÇÖPE ATMAK DEMEK

Artık sır değildi. Erdoğan, Hakan Fidan'ın atanmasından sonra devletin bütün istihbarat birimlerini MİT koordinasyonunda sinerji yaratarak yürütmekten yanaydı. Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı'nı (GES) MİT'e devrettirmişti. Böylece dinleme-takip bakımından en önemli teknik donanım MİT'e geçmişti. Hakan Fidan'ı feda etmek demek bu büyük kurguyu da çöpe atmak anlamına gelecekti.

Elbette Erdoğan modelindeki bir lider, iktidarını sorgulatmak istemez. Bu başlı başına ayrı bir parantez.

İlker Başbuğ'la ilgili açıklamasından sonra hiçbir şey söylenmemiş gibi davranılmasına tepki gösterdiği de sır değil.

'ULUDERE'DE İSTİHBARATI MİT VERDİ' DİYEN SES KİMİN?

Erdoğan, bağımsız yargıyla defalarca karşı karşıya gelmiş birisi. Referandum sonrasında da bunlar yaşandı. Ama belli usullere özellikle dikkat ettiği, hamlelerin ne anlama geldiğini 'iktidar ve güç ilişkileri bağlamında yorumladığı' da ortada. Nüanslar MİT krizinde bize çok şey söylüyordu.

Erdoğan'ın sessiz ve tepkisiz kalması bu noktada hiç beklenmeyecek tek şeydi.

Erdoğan'ın bir süredir şu soruyla meşgul olduğu biliniyor: Uludere kazasından hemen sonra MİT'in istihbarat verdiği bilgisi nereden çıktı? Tıpkı Susurluk'ta olduğu gibi o araçta ölenin Abdullah Çatlı olduğunu duyuran 'derin ses' kime aitti... 'MİT' diyen ses kimin?

Türkiye gibi bir ülkede başbakan olmak demek, riskli görevleri tevdi etmek anlamına gelir. Hakan Fidan'ı feda etmek ise Oslo süreci kapsamında bürokratların güvenini kıracak yolu açmak demektir. Erdoğan yasal düzenlemeyle üst düzey bürokratlara koruyucu zırh vermeyi başarırsa gücüne güç katacaktır. Ben bunu riskli görsem de siyaset ve iktidar ilişkileri açısından önemini kabul etmek zorundayız. O yasa yürürlüğe girdikten sonra asker-sivil bürokrasi Erdoğan'ın vereceği görevleri kararlılıkla ve tereddütsüz yerine getirir. Erdoğan açısından düşünebiliyor musunuz?