BIST 10.173
DOLAR 32,30
EURO 34,98
ALTIN 2.446,90
HABER /  POLİTİKA

ERDOĞANIN ÇANKAYA HESAPLARI

İnternethaber Başkent'in nabzını tuttu. Ankara kulisleri Cumhurbaşkanlığı seçimi ile kaynıyor.

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 6 ay kala, Ankara'da henüz isim telaffuzu
için acele edilmemekle birlikte, 'robot resimler' yavaş yavaş
çizilmeye başlandı. 11. Cumhurbaşkanı'nın 'hangi özellikleri taşıması
gerektiği' önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Haziran
ayında açıklandı. Hırvatistan-Makedonya yolunda yeni Cumhurbaşkanı'nın
özelliklerini, "Barışa, sevgiye, birliğe zemin hazırlayacak, lider
özellikli biri
" şeklinde dile getiren Erdoğan'a kendi bakanları dahil
pek çok kişiden değişik eleştiri ve yorumlar geldi.

Erdoğan'ın başlattığı 'özellik bildirme' yarışına en son, İslami kesimin önde
gelen yazarlarından Mehmet Şevket Eygi katıldı. Cumhurbaşkanı'nın
kesinlikle 'dindar müslüman ve İslamcı olmaması, eşinin başı açık
olması gerektiğini
' savunan Eygi'nin görüşleri çok tartışıldı..

ERDOĞAN ADAY OLACAK MI?

Ankara kulislerinde, kendine özgü bir döneme damgasını vurmuş olan Ahmet Necdet Sezer'den sonra Çankaya'ya kimin oturacağı konusu heyecan dozu
her gün biraz daha artarak tartışılıyor.. Yanıtı en fazla merak edilen
soru ise, Başbakan Erdoğan'ın kafasından nelerin geçtiği. Erdoğan,
Cumhurbaşkanı olacak mı? Olmayacaksa adayı kim? Bu aday, AK Parti
içinden mi belirlenecek, yoksa ortak bir isim üzerinde 'konsensus' mu
sağlanacak ?

Bu sorulara şimdilik ağırlıklı olarak parti genel merkezlerinde, TBMM
kulislerinde ve medya çevrelerinde yanıt aranıyor. Erdoğan'ın 'aday
profilinden'
başka henüz kamuoyununun önüne konulmuş somut bir
strateji yok. Herkes önce karşı tarafın 'elini' bir ölçüde olsun
görmek istiyor.Cumhurbaşkanlığı kulislerinin daha uzun bir süre  bu
dozda gitmesi, 'kampanya zilinin' mayıs ayından hemen önce çalması
bekleniyor..

Ankara'da Erdoğan'ın 'niyetleri' ve bu niyetlerin sonuçlarına ilişkin
belli başlı senaryolar ve değerlendirmeler dolaşıyor. İşte bunlardan
bazıları:

ADAY OLURSA: AK Parti çoğunluğu ve 'yakın çalışma ekibi'
cumhurbaşkanlığının Erdoğan'ın 'hakkı olduğu' ve bu adaylığın
açıklanması gerektiğini düşünüyor. Hatta bu konuda 'tatlı bir telaş'
bile var. Erdoğan'ın Köşk'e giderken 'yanında kimleri götüreceği'
konusunda alttan alta bir rekabet yaşanıyor..Bu kesime göre Başbakan,
"Cumhurbaşkanı'nı bu Meclis seçecek" derken, tercihini de ortaya
koymuş oldu. Bu sözlerin açılımı, "Yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
kendisi, en kötü ihtimalle başka bir AK Parti'li olacak" şeklinde
yorumlanıyor. Erdoğan'ın aday olması halinde, AK Parti'nin geride
Özal'ın Akbulut'a emanet ettiği gibi bir parti bırakmayacağına,
Abdullah Gül'ün liderliğinde partinin bütünlüğünü koruyacağına,
kopmaların çok sınırlı kalacağına inanılıyor. Erdoğan'ın 'Köşk'e
çıkması gerektiğini' savunanları endişelendiren tek konu,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 5 ay sonra yapılacak olan genel
seçimlerden nasıl bir tablonun çıkacağı. AK Parti ve CHP dışında 2
partinin daha barajı aşması, seçimden birinci parti olarak çıkacağı
varsayılan AK Parti'nin, Meclis çoğunluğunu kaybetmesi anlamına
geliyor. Bu durumda bir koalisyon hükümeti kaçınılmaz olacak. Bazı
yasalarda Meclis kilitlenecek, AK Parti devletin temel yapısında
'Başkanlık sistemine cevaz veren bir değişiklik yapma şansını da artık
kaybetmiş olacağı için Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde 'yapayalnız' ve
krizlerle boğuşan bir Cumhurbaşkanı konumunda kalacak. Böyle bir
tablo, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 'Seni Köşk'ten indirmezsem adam
değilim!" şeklindeki meydan okuyuşuna da siyasi 'olabilirlik' zemini
kazandıracak.

ADAY OLMAZSA:Erdoğan'ın 'ülkede gerilim olmaması' için aday
olmaması,siyasi tansiyonu düşürür. "Kamuoyunun sesine kulak veren ve
reel politik'in gereğini yapan bir başbakan' olarak puan kazanır.
Ancak, yasama gücünü tek başına elinde bulunduran bir siyasi iktidarın
'Cumhurbaşkanını belirleme' hakkından feragat etmesi, 'siyasi
basiretsizlik ve cesaretsizlik' olarak algılanır. Bu durum parti
tabanına güvensizlik, Erdoğan'a karşı olanlarda 'cesaret' duygusu
yaratır. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmak istemesindeki en temel
etkenlerden birisi olan 'reform yasaları' rafa kalkmış olur. İktidar
gücü elindeyken kendi ideallerini ötelemiş bir AK Parti, seçmeninin
kafasını karıştırır. Ortaya izah edilemez bir durum çıkar. Adayın
Erdoğan değil de, bir başka AK Parti'li olması 'Ne farkederdi?"
sorusunu gündeme getirir. Erdoğan'a itiraz edenler, diğer adaya da
eder. Adayın AK Partili olmaması ise 'basiretsizlik-korkaklık'
eleştirisinin dozunu artırır..

MUHALEFETİN VE 'DEVLETİN' DURUMU: Muhalefet beklemede. Erdoğan'a karşı çıkış gerekçesi 'eşinin türbanından' çok, devletin temel niteliklerine yönelik tartışmalara, Başbakan'ın belirli toplumsal kesimlerle
yaşadığı gerilimlere ve 'liyakata' dayandırılıyor. Başbakan'ın ABD'den
dönerken yaptığı 'barış çağrısı' inandırıcı bulunmadı.Basının büyük
desteğine rağmen, muhalefetten karşılık görmedi.Erdoğan'ın adaylıkta
ısrarcı olması durumunda, yüksek gerilime hazırlıklı olunacak, ancak
şimdilik 'zorlayıcı önlemlere' prim vermekten çok, Erdoğan'ın
'gerçekleri görmesi' arzu ediliyor. Muhalefet, mevcut şartların
Erdoğan'ın adaylığına engel teşkil etmediğinin, iradesini ortaya
koyması halinde Cumhurbaşkanı olabileceğinin farkında.Bu durumda,
Meclis'teki etkinliği arttırıp, yeni Cumhurbaşkanı'nın 'elini kolunu
bağlama' politikası devreye sokulacak.Meclis'e girecek MHP dışındaki
partilerin AK Parti'ye karşı tutumlarını ne yönde belirleyecekleri de
önemli bir etken olarak değerlendiriliyor. Erdoğan'ın
cumhurbaşkanlığına, muhalefet kadar idare ve bürokrasinin, yani
'devletin' de direnci var. Siyasi üst yapı kurumlarını seçim yoluyla
ele geçiren AK Parti, aynı gücü bürokraside gösteremedi. Dört yıl
boyunca kilit noktalara atamalar yapılamadı, devletin yapısı
değiştirecek tasarılar yasalaşamadı.. AK Parti'nin egemen olamadığı
bürokrasi,yürütme çarkını yavaşlatma işlevine hala sahip. Böyle bir
bürokrasi, yeni 'parçalı Meclis' yapısı ile birleşirse, Erdoğan'ın işi
daha da zorlaşır...

İşte Ankara şimdilik bu 'denklem ve olasılıklara' kafa yoruyor...