BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Erdoğan'dan büyük ödülü alan sanatçılar kimler?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuştu.

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sahiplerini buldu. Ödüller Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildi. Ödül alan sanatçılar arasında Orhan Gencebay'dan Münir Özkul'a kadar çok önemli isimler var. 

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuştu. Ödül alan kişilerin yarışmayla belirlenmediğini ifade eden Erdoğan, eserleri, emekleri ve ürünleriyle başlı başına birer kıymet olan bu kişilere, millet ve devlet adına haklarını teslim ettiklerini söyledi.

KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLÜ ALAN İSİMLER

Sinema : Münir Özkul (ödülü onun adına kızı Güner Özkul aldı)
Edebiyat : Rasim Özdenören
Müzik : Orhan Gencebay
Sosyal bilimler ve tarih : Mehmet Genç
Geleneksel sanatlar  : Hüseyin Kutlu

Kültür-sanat vefa ödülü kapsamında da Cemil Meriç adına kızı Ümit Meriç'e ödül verilecek.

"MARUZ KALDIĞIMIZ ONCA SALDIRIYA RAĞMEN..."

Yunus Emre'nin "Her dem yeni doğarız. Bizden kim usanası" sözlerinin coğrafya ve milleti çok güzel anlattığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2015 yılı da bitmek üzere. Milletimiz yine dimdik ayakta. Yine kendisiyle birlikte tüm kardeşlerinin, dostlarının ümidi olan vasfını devam ettiriyor. 

Dünya, özellikle İslam dünyası yine Türkiye'ye bakıyor. Dünyadaki güç dengelerinin, bilim, teknoloji, sanat alanlarını da kapsayacak şekilde Batı'ya kaydığı bir dönemde biz hala kendimiz olmayı, müktesebatımızı korumayı hamdolsun başardık. Yeterli mi? Değil. Bunu artırmaya devam edeceğiz."

"EKONOMİK KRİZLER YIKICI BİR TEHDİTTİR"

"Bu süreçte çok yara aldık, çok kayıplar verdik, çok mevzi kaybettik. Buna rağmen bulunduğumuz yer çok önemlidir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülke ve millet olarak bizim için ne siyasi ne ekonomik krizler yıkıcı bir tehdittir. Bizim için asıl tehlike coğrafyamızla ve milletimizle ilgili bu vizyonu kaybetmemizdir. Bizi biz yapan, diğer toplumlardan farklı kılan ve yaşadığımız bunca badireye rağmen ayakta tutan gücü çok iyi anlamalı çok iyi kavramalıyız. Kültür ve sanat alanı işte bu bakımdan çok önemlidir."

"MÜNİR ÖZKUL'A ALLAH'TAN ŞİFA DİLİYORUM"

Sinema alanında ödüle layık görülen, 90 yaşını geride bırakan Münir Özkul'un, tiyatro ile başlayan, sinemayı da ekleyerek devam ettirdiği 75 yılı bulan sanat hayatıyla adeta bir "sanat çınarı" olduğunu ifade eden Erdoğan, Özkul'un tiyatro, sinema ve günlük hayatın estetik bir yorumu olan geleneksel temaşa sanatlarını başarıyla temsil ettiğini söyledi.

Mizahı ve sevgiyi en samimi, en yalın haliyle sanatına yansıtmayı başaran Münir Özkul'un yeni nesiller tarafından da bilindiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Münir Özkul, kimi zaman fakir ama gururlu böyle bir aile babası, kızları burada bunu çok daha iyi yaşadılar, biliyorlar, kimi zaman vefakar, cefakar öğretmen olarak hafızalarımızdaki mümtaz yerini daima muhafaza edecektir. Bizleri zaman oldu çok güldürdü, zaman oldu ağlattı. Ben kendisine Allah'tan şifalar diliyorum" dedi.

"7 GÜZEL ADAM'DAN BİRİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, edebiyat alanında ödül alan Rasim Özdenören'in de Türkiye'nin en önemli edebiyatçılarından biri olduğuna işaret ederek, "Aynı zamanda kendisi 7 Güzel Adam'dan biridir. Bir neslin değil adeta nesillerin ağabeyidir, benim de ağabeyimdir. Bir dava ve mücadele adamıdır" ifadesini kullandı. 

Özdenören'in Mavera dergisinin çıkış gerekçesini "Tarihte hiçbir uygarlık ilkin bir edebiyat hazırlığı geçirmeden, kelam eğitimini tamamlamadan yani düşünce söze, söz de eyleme dönüşmeden varolma ortamına kavuşamamıştır" diyerek anlattığını hatırlatan Erdoğan, "Tek başına bu cümlenin dahi onun edebiyatla birlikte bir bütün olarak hayata bakışını da yansıtmaya yettiğine inanıyorum. Kendisi 75 yıllık hayatına başarılı bir bürokrasi kariyeri ki Devlet Planlama Teşkilatımızda uzun yıllar aldığı görevlerin hakkını verme dönemi oldu, onlarca hikaye ve deneme kitabı, çeviriler, binlerce gazete yazısı, her biri hala birer efsane olarak anılan edebiyat dergileri sığdırmayı başarmış bir abide isimdir. Sayın Özdenören'in eserlerinin yeni kuşakları da doyuracağına, aydınlatacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"KENDİSİNE GEÇMİŞTE YAPILAN HAKSIZLIKLARIN DA TELAFİSİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzik alanındaki ödülün sahibi Orhan Gencebay'ın bir dönem çok avami olarak telakki edilen, bu şekilde gösterilen, itilen, kakılan, adeta boğulmaya, yok edilmeye çalışılan bir müzik türünün en özgün, en verimli ve en kıymetli temsilcisi olduğunu söyledi.  

Gencebay'ın müziğinin köklerini, tınısını, ritmini, bu coğrafyadan aldığını, günlük hayattaki sevdaları, isyanları, üzüntüleri, beklentileri, hatta ümitleri konu edindiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onun sevdasını da isyanını da doğru anlamayanlara inat milletimiz kendisine sahip çıkmış, sanatını bağrına basmıştır. 1970'lerin, 1980'lerin o sıkıntılı dönemlerinde takside, dolmuşta, kahvehanede, evde, günlük hayatımızın her safhasında Orhan Gencebay müziğiyle karşılaşmamız olağan bir durumdu. Geçmişte başkalarının yanında Orhan Gencebay'ı ve müziği eleştiren ama muhtemelen yalnız kaldığında yine onu dinleyenlerin olduğunu da biliyorum. 1990'lardan sonra biz bunu çok daha farklı yaşadık, hatta bazı özel yaşadıklarım var ki burada bunu söylemem yanlış olur, insanı hakikaten şaşırtıyordu. Çünkü bunlar sanata ve sanatçıya da değer vermeyi anlayamamış kadar ne yazık ki bir yanlışın içindeydiler. Bugün Sayın Gencebay'a verdiğimiz bu ödülün, kendisine geçmişte yapılan haksızlıkların da telafisi manasına geldiğine inanıyorum."

"TERCİHİNİ GÜNCELDEN DEĞİL KALICI OLANDAN YANA KULLANDI"

Sosyal bilimler ve tarih alanında ödüle layık görünen Mehmet Genç'in de Osmanlı'ya, Osmanlı iktisat tarihine en vakıf tarihçilerden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, Genç'in sohbetlerinden, derslerinden her yaştan insanın istifade ettiğini, tevazu ve zarafetiyle dikkat çeken bir "tarih pınarı" olduğunu söyledi. 

Erdoğan, "Hocamızın her kelimesi aslında yılların imbiğinden geçirilerek yazılmış eserleri Osmanlı'ya, Osmanlı tarihine, iktisadına, bürokrasine, daha da önemlisi yaygın Osmanlı algısına yönelik bakış açısını kökten değiştirmiştir. İlmi ciddiye alan, tercihini güncelden değil kalıcı olandan yana kullanan ve bu duruşunu yarım asırdır devam ettiren Mehmet Genç hocamızı, ülkemizin sahip olduğu en önemli değerlerden bir olarak görüyorum. Bugün burada kendisine takdim edeceğimiz ödül, milletimizin ve devletimizin bu kıymetli ilim adamımızın emeğine olan saygısının ifadesi olarak kabul edilmelidir" diye konuştu.

"NE KADAR ÇOK İHTİYACIMIZ VAR DEĞİL Mİ?

Erdoğan, "Kur'an Mekke'de nazil oldu, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı" sözünü hatırlatarak, bu sözün bugün hala geçerliliğini korumasında geleneksel sanatlar alanında ödül alan Hattat Hüseyin Kutlu'nun büyük katkısı bulunduğunu vurguladı.

Hat sanatı tarihinde ve Türk-İslam medeniyetinde çok büyük öneme sahip Bursa Ulucami, Selimiye, Süleymaniye, Sultanahmet ve diğer şehirlerdeki abide camilerin, büyük bir ruh inceliğiyle yazılmış hat ve tezhip sanatının en güzel örnekleriyle dolu olduğuna dikkati çeken Erdoğan,  şöyle konuştu:

"Allah lafzı ve Peygamber'imizle birlikte Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali, elbette Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin isimlerini hat sanatının en güzel örnekleriyle camilerimizin duvarlarına bezeyen anlayıştaki inceliğe bugün ne kadar çok ihtiyacımız var değil mi? Hattat Hüseyin Kutlu Hocamız, lafzıyla, manasıyla bir ruh hendesesi olan hat sanatını ilim, irfan ve hikmetin diviti ve mürekkebinden damıtarak bugüne ve gelecek nesillere taşıyan bir sanatkarımızdır" dedi. 

"BİLGİ SONU GELMEYEN BİR FETİHTİR"

Kültür ve Sanat Vefa Ödülü'ne layık görülen merhum Cemil Meriç'in "Bilgi sonu gelmeyen bir fetihtir" sözünü anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Merhum Cemil Meriç üstadımızı anlatmaya ne sözümüz ne zamanımız ne de gücümüz yeter. Az önce muhterem kızları, hocamızı dinlerken doğrusu gözlerimiz yaşardı. Çünkü Kubbealtı sohbetleri aklıma geldi, Milli Türk Talebe Birliği'ndeki hafta sonu sohbetleri aklıma geldi ve bizi ümrandan uygarlığa taşıdığı o sohbetler aklımıza geldi. Güneşin ülkeleri aydınlattığı gibi sözlerin de milletleri aydınlattığına inanan rahmetli Cemil Meriç, tüm ömrünü bu yolda harcamış, geride nesiller boyunca okunsa, tartışılsa, üzerinde düşünülse bitmeyecek bir hazine bırakmıştır. Üstadımız insandan başlayarak aydın, din, sağ, sol, tarih, irfan, ümran gibi pek çok kavramı yorumlayışıyla, bu yorumlar üzerinden hayata bakışıyla fikir hayatımızda nevi şahsına münhasır bir yer edinmiştir. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanat, kültür ve fikir insanlarına, onların temsilcilerine ödüllerin verildiğini ifade ederek, ödül alanları kutladı, değerlendirme yapan heyete de teşekkürlerini sundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül töreninin ardından davetlilere resepsiyon verdi. Erdoğan, resepsiyonda ödüle layık görülen kültür adamları, sanatçılar ve yakınlarıyla sohbet etti.