BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan lanet olsun dedi

Hisse sahibi olduğu için kendisini eleştirenlere karşı Başbakan Erdoğan'ın tepkisi farklı oldu.

Abone ol

Başbakan Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu. Malvarlığı tartışmalarına değinen Erdoğan, er meydanından kaçmadıklarını belirtti. Erdoğan konuşmasının büyük bölümünü karikatür krizine ayırdı.

Erdoğan, ''Hissedarı olduğum şirketin hisseleriyle ilgili
bastırdılar. Adeta 'lanet olsun' dedik ve oradaki hisselerimizi devrettik'' dedi.
   
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugüne kadar gazetelere yansımayan, kamuoyuna aksetmeyen gizli saklı bir malvarlığının kalmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
   
''Bunu ayrıca açıklama ihtiyacı duyuyorum. Şahsımla ilgili haftalardır konuşuyorlar. Milletvekili adayı olduğumuz anda... Orada bir defa 'dur' dendi. 'Yargı süreci' dendi ve orada zaten bunlarla ilgili yargılandık ve beraat ettik. Oradaki mahkeme dosyasında bütün mal varlığı vardı ve o da açıklandı. Geçenlerde bir gazetede bunlar sayfa sayfa yayınlandı.
   
Hissedarı olduğum şirketin hisselerini de yine... Yasal olarak, 'Efendim böyle bir hakkınız var, yasal olarak bir şirketin hissedarı olabilirsiniz ama bir başbakanın etik açıdan bir şirkete ortak olması doğru değildir.' Biliyorsunuz bunlarla ilgili de bastırdılar. Günlerce
bunları yazdılar. Adeta 'lanet olsun' dedik ve oradaki hisselerimizi devrettik.''
   
''MAAŞLI DURUMDAYIM''
   
Şu anda ''maaşlı durumda olduğunu'' ifade eden Başbakan Erdoğan, ancak siyasetçiye yönelik bu tür saldırıların durmayacağını kaydetti. Erdoğan, ''Neden? Çünkü kendi bazı olumsuzluklarını, başarısızlıklarını, 'acaba bu tür bazı başlıklar üzerinden rant elde edebilir miyiz' diye kendilerine göre bir menfaat zeminine kaydıracaklardır'' diye konuştu.

Mal varlığıyla ilgili bilgilere, Başbakanlık Basın Merkezi'nin internet sitesinden ulaşılabileceğini bildiren Erdoğan, ''Bugün itibariyle, neyimiz varsa, ticaretimizden maaşımızdan son kuruşuna kadar oradadır'' dedi.
   
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik'in Bursa'da uğradığı silahlı saldırıda yaralanmasından duyduğu üzüntüyü de dile getirdi. Erdoğan, Nilüfer İlçe Teşkilatı'nın 
kongresine giderken silahlı saldırı sonucu yaralanan Çelik'e, AK Parti Grubu ve AK Parti'liler olarak ''acil şifalar'' diledi.
   
    -TRABZON'DAKİ OLAY-
   
Rahip Andrea Santoro'nun öldürülmesi olayına da değinen Başbakan Erdoğan, ''Trabzon'da Hıristiyan bir din adamına mabedinde yapılan silahlı saldırıyı şiddetle kınıyorum'' dedi. Santoro'nun ailesine ve cemaatine başsağlığı dileğinde bulunan Erdoğan, güvenlik güçlerinin, bu cinayetin aydınlanması ve katilin adalete teslimi için titizlikle çalışmasını sürdürdüğünü kaydetti. Erdoğan, zanlının yakalandığını ve olayın aydınlatılmasına yönelik çalışmaların sürdürüldüğünü bildirdi.

Erdoğan, İtalya'ya giden bir turist otobüsünde 12 Türk
vatandaşının öldüğünü, 4 vatandaşın da ağır yaralandığını anımsatarak, ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi.

DERİNDEN YARALADI

Başbakan  Erdoğan, İslam dünyasını rahatsız eden karikatürleri değerlendirirken, ''Hakkaniyetten ve insani incelikten uzak bu davranış, en hafif tabiriyle bizi derinden yaraladı, Müslümanları rencide etti. Kutsalımıza saldıran, çatışma kültürüne hizmet eden, medeniyetlerarası ittifak çabalarımıza zarar veren bu anlayışı bir kez daha reddettiğimizi ilan ediyorum'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarihi birikimiyle, kimliğiyle temsil ettiği değerler ve demokrasi tecrübesiyle insanlığın ortak geleceğine ne kadar değerli katkılarda bulunduğunun bir kere daha kavranmasına yardımcı olacak
kritik günlerden geçildiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, 3 ay kadar önce bir Danimarka gazetesinde, Hazreti Muhammed'i hedef alan bazı karikatürler yayınlandığını hatırlatarak şunları söyledi:

''Bu karikatürler, Yüce Peygamberimizin şahsında İslam dinine,  onun mensuplarına ve bütün Müslümanlara hakaret içeriyordu. Ne yazık ki aynı karikatürler, daha sonra anlaşılmayan veya anlaşılmaz bir şekilde diğer bazı Avrupa ülkelerinin medyasında yeniden yayınlandı.
   
Hakkaniyetten ve insani incelikten uzak bu davranış, en hafif tabiriyle bizi derinden yaraladı, Müslümanları rencide etti. Kutsalımıza saldıran, çatışma kültürüne hizmet eden, medeniyetlerarası ittifak çabalarımıza zarar veren bu anlayışı bir kaz daha burada reddettiğimizi ilan ediyorum. Hiçbir gerekçe, hiçbir hak ve özgürlük, hiçbir değer sistemi, bu davranışı mazur gösteremez.
   
Akıl ve sağduyu sahibi herkes bilir ki bu zihniyetin, ne basın özgürlüğüyle ne düşünce özgürlüğüyle ne de demokrasi idealleriyle bir ilgisi vardı, olamaz. Bu karikatürlere geçici bir gaflet halinin eğer tezahürü olarak bakacaksak, -ki böyle bakmayı da arzu ederdik- ancak geçen bu süreçte bu vahim hatadan dönüldüğüne dair somut bir yaklaşım gösterilmemiştir.''