BIST 10.046
DOLAR 32,29
EURO 34,68
ALTIN 2.411,45
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan rest çekmeye hazır

Müzakere Çerçeve Belgesi'ne imtiyazlı ortaklığın sokulmak istenmesine Başbakan Erdoğan tepki gösterdi. Erdoğan bu takdirde verilecek cevabı imalı bir şekilde açıkladı.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin, 17 Aralık’ta verilen karar ile ilgili olarak dürüst davrandığını, Müzakere Çerçeve Belgesi ile ilgili dürüst davranılmasını beklediğini belirterek, "Eğer burada o beklenen dürüstlüğü görmezsek şüphesiz ki Türkiye’den bekleyecekleri cevap da bugüne kadar olduğunun çok çok dışında olacaktır" dedi. Erdoğan, Hürriyet Meydanı’ndaki saat kulesi önünde Çorum’a doğalgaz gelmesi nedeniyle düzenlenen törende konuştu. 3 Ekim AB müzakere sürecinin konuşmasında değerlendiren Erdoğan, Türkiye’nin AB hedefinde son merhaleye gelindiğini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu: "AK Parti olarak halkımızın hissiyatını dünyaya taşıyoruz. AB adına karar verecek olanlara sesleniyorum: Türkiye, 17 Aralık’ta verilen karar ile ilgili olarak nasıl dürüst davrandıysa Müzakere Çerçeve Belgesi ile ilgili olarak inanıyorum ki dürüst davranacaklardır. Eğer burada o beklenen dürüstlüğü görmezsek şüphesiz ki Türkiye’den bekleyecekleri cevap da bugüne kadar olduğunun çok çok dışında olacaktır. AB içerisinde de fanatizmin kurbanı olanlar var. Önyargılardan kurtulamayanlar var. Türkiye’ye şaşı bakanlar var. Bunu da böyle bilin. Onları da Türkiye’ye doğru bakmaya davet ediyorum." Erdoğan, Türkiye’nin AB’nin idealleri için bir anahtar olduğunu belirterek, "Bu anahtar bu kapıyı açacaktır" dedi. Erdoğan, Hürriyet Meydanı’ndaki Saat Kulesi önünde Çorum’a doğalgaz gelmesi dolayısıyla yaptığı konuşmada, AB’nin geleceğinin, demokrasi, insan hakları ve evrensel değerlere ne kadar bağlı kalacağına göre oluşacağını ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu değerler öncelikle demokrasidir, insan haklarıdır, hürriyetlerdir, adalettir, birey ve toplumun hakkını korumaktır. Burada Türkiye, büyük devlet ve medeniyettir. Dinamik toplumsal yapısıyla, modern birikimiyle, insan kaynaklarıyla, açık ve şeffaf demokrasisiyle, insan haklarına verdiği önemle, piyasa ekonomisiyle muazzam bir enerji kaynağıdır. Türkiye, kimliğiyle birlikte, değerleriyle, insanları ve potansiyeliyle birlikte bir Avrupa ülkesidir. Türkiye AB’nin idealleri için bir anahtardır. Bu anahtar bu kapıyı açacaktır. Farklılıkların yok edildiği çağlarda biz farklılıkları zenginlik kabul eden bir arada yaşama ve uygarlık teknolojisine sahibiz. Devletimizin bütün kurumları, milletimizin bütün unsurları bu özgüvenle yeryüzüne bakar ve değerlendirmelerini ona göre yapar. Bu güven dünyada çok az medeniyete nasip olan bir duygudur. Türkiye’nin gücünü görmeyenlerin, demokrasinin, çoğulculuğun, farklılıkların bir arada yaşama saadetini hazmedemeyenlerin, önyargılarla dünyaya şaşı bakanların hevesleri kesinlikle kursaklarında kalacaktır. Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler, medeniyet yarışındaki yolunu durdurmak isteyenler, İkinci Dünya Savaşı öncesi dünyadaki tablonun özlemini çekenler şunu bilmelidir ki, kör ideolojilerin gözlükleriyle dünyaya bakabilirler ve bakmaya devam edebilirler. Ne var ki dünya artık o dünya değildir." Dünyanın artık değiştiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, geçen hafta Hatay’da düzenlenen "Medeniyetler Buluşması" toplantısını anımsattı. Hatay’da üç dinin temsilcilerinin barışı ortak mesaj olarak verdiklerini kaydeden Erdoğan, terörün önünde İslam ve İslamcı ifadelerinin kullanılmasının yanlış olduğunu söyledi. Erdoğan, kim olursa olsun İslam ve İslamcı ifadesini terörün önüne koyamayacağını ifade ederek, bu yıl içinde yapılan üçüncü Avrupa Konseyi Toplantısı’nda antisemitizmin insanlık suçu olarak kabul edildiğini, Türkiye’nin girişimleri ile de sonuç bildirisine "İslam Erdoğan, "Bununla ne anlatmak istiyorum? İslam özgürlük dinidir. Bizim dinimiz insanın öldürülmesini emretmez. Biz ’yaradılanı yaradandan ötürü’ anlayışından geliyoruz. Biz insanlara merhametle yaklaşan bir medeniyetin mensuplarıyız. Sevdamız budur" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "3 Ekim bizim için tarihi bir gündür, AB’nin geleceği için de tarihi bir gün olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti evrensel barışa katkıda bulunmak için milleti ve devletiyle bir yürek haline gelmiştir. AK Parti hükümeti olarak halkımızla açık açık konuşuyoruz. Halkımızın hissiyatını dünyaya taşıyoruz. AB adına karar verecek olanlar da aynı derecede bana göre dürüst davranmak zorundadırlar. Biz şartlar ne olursa olsun yolumuza devam edeceğiz. Cesaretle kararlılıkla devam edeceğiz. Kopenhag’da bir şey söylemiştik: Eğer 17 Aralık’ta Türkiye ile ilgili olumlu kararı vermezse liderler o zaman biz Kopenhag siyasi kriterlerinin adını Ankara siyasi kriterleri koyar yolumuza devam ederiz. Değişen hiçbir şey yok, biz yine aynıyız. Bu yolda yolumuza devam ediyoruz ve devam edeceğiz."