BIST 9.975
DOLAR 32,39
EURO 34,74
ALTIN 2.435,97
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan Cüneyt Özdemir'e çok kızdı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, valiler toplantısında konuştu.

Abone ol

Gazeteci Cüneyt Özdemir'in tinerci bir çocuğu canlı yayına çıkarmasını Başbakan Erdoğan, "Şu gazeteciye bak. Gazetecilik bu mu ya" sözeriyle eleştirdi.

Dindar ve tinerci nesil tartışması tam gaz sürüyor. Erdoğan'ın 'Tinerci gençlik mi yetiştirelim?' sözlerine gösterilen tepkiler Erdoğan'ı çok kızdırdı.

Özdemir'den cevap
Başbakan'ın konuşmasından sonra Twitter'da "Hani biraz önce 'şaşırma eşiğim' dibe vurdu bu ülkede yazmıştım ya... İşte o sözü geri alıyorum." yazan Özdemir şöyle devam etti:

"Şaşırmak yok, yola devam"

Erdoğan, JW Mariott Otel'de düzenlenen Valiler Toplantısı'nda gündeme ilişkin konulara değindi. 'Konuşmasında 'Bu nasıl gazetecilik?'' diye Özdemir'e tepki gösteren Erdoğan, eleştirilere işte bu sözlerle meydan okudu:

BÖYLE Mİ GAZETECİLİK YAPILIR

"İşte "tinerci bir nesil mi yetiştireceğiz" dediğimde bakıyorsunuz bir televizyon kanalında bir tanesi çıkmış bir tinerci çocukla söyleşi yapıyor. "Başbakanın tinerci bir nesil mi yetiştireceğiz ifadesinden rahatsız oldun mu?" diyor. Şu gazeteciye bak. Gazetecilik bu mu ya. Görsel medya bu mu yazılı medya bu mu? Sen bir tinerci çocuğu oraya çıkarmakla ona bu soruyu sormakla bir defa tiner kullanmaya meşruiyet kazandırıyorsun ya. Böyle bir anlayış olabilir mi? Ondan sonra gazeteci patronları bizim bu ifadelerinden rahatsız oluyorlar. Bunlar neye meşruiyet kazandırdıklarının farkında bile değiller. Dert başka. Ama biz inandıklarımızı doğrularımızı anlatmaya devam edeceğiz."

BDP'LİLER PKK İNFAZLARINI SORGULASINLAR

Erdoğan eleştiri oklarını BDP'ye de yöneltti. PKK'nın infazlarını hatırlatan Erdoğan, Hikmet Fidan'ın öldürülmesine ses çıkarmayan bu partiye işte bu sözlerle yüklendi:

"Sadece çocuk teröristler değil işkence ve infazı da görmezler. Örgütün uzantısı gibi hareket eden parti faili meçhuller konusunda da yeterince konunun üzerine gitmediğini göreceksiniz. Çünkü kemikler çıktıkça Ergenekoncular açığa çıkacaktır. Bir siyasi partinin temelleri bunlar üzerine kurulamaz. Mahsum Korkmaz adlı teröristin nasıl öldüğünü sorgulasınlar. Dağda 5 terörist kızın nasıl öldüğünü sorgulasınlar. BDP'liler örgütün kanlı infazlarının hesabını sorsunlar. Hikmet Fidan'ın öldürülmesinin hesabını sorsunlar..

Eğer bunları sorgularlarsa karşılarına çıkacak tablodan korkuyorlar. Dürüst değiller samimi değiller.. Belli devletlerle PKK'nın taşeronluk ilişkileri onların suratına tokat gibi çarpacağı için hesap soramayacaklar. "

USLANMAZ YÜZÜ KIZARMAZ ZİHNİYET

Yeni Türkiye için verilen mücadeleyi anlatan Erdoğan, karşılaştıkları direncin zihin yapısını kelimelere döktü:

Osmanlı Devleti'ni çok hızlı bir şekilde çöküşe götüren, devlete ve millete çok ama çok ağır bedeller ödeten İttihat ve Terakki zihniyeti, maalesef Cumhuriyete de musallat olmuştur. Bugün, Türkiye'yi, sadece İttihat ve Terakki'nin o dönemde yaptığı hatalar takip etmiyor. Maalesef, 1900'lü yıllardaki büyük hataların, büyük ihmallerin bedelini bugün dahi öderken, aynı zamanda, uslanmaz, yüzü kızarmaz, ders almaz bir zihniyetle de bugün hala mücadele ediyoruz. Bu zihniyet, 150 yıldır olduğu gibi, bugün de değişime, dönüşüme direniyor. Bu zihniyet, 150 yıl boyunca yaptığı gibi, bugün de halkı, milleti küçümsüyor. Bu zihniyet, bu anlayış, mafyavari, çetevari örgütlenmelerle, derin yapılarla, sinsi senaryolarla, bugün dahi ülkeye karanlık bir istikamet çizmek istiyor. Oysa biz, bu zihniyetin, bu anlayışın Türkiye'ye yüklediği ağır faturayı çok acı şekilde ödedik, ödemek zorunda kaldık.''

İLK ŞART DEMOKRASİ

Kalkınmanın ve ve istikrarın da mutlak şartının demokratik gelişim olduğunu belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokratik gelişim, ekonomik gelişimin de, kalkınmanın da, güven ve istikrarın da mutlak şartıdır. Bunların atbaşı yürümesi lazım. İşte biz, Türkiye'nin son 9 yılda yaşadığı değişimin, kalıcı hale gelmesi, eksilterek değil, üzerine ekleyerek geleceğe ilerlemesi için çaba harcıyoruz. Demokrasinin zayıf olduğu bir ülkede istikrar kalıcı olamaz. Hukuk dışı örgütlenmelerin pusuda beklediği bir ülkede, istikrar da, demokrasi de güvence altında olamaz. Terörün, bir tehdit, bir istikrarsızlık aracı olarak kullanıldığı bir ülkede, aydınlık bir gelecek, umut, heyecan olamaz. Biz, yere sağlam basmak durumundayız. Reformları gerçekleştirdiğimiz kadar, onları sağlam zeminlere de kavuşturmak zorundayız.''

İLGİ VE ŞEFKATİ EKSİK ETMEYİN

Erdoğan ayrıca valilelere önemli tavsiyelerde bulundu:

"Paltosu, kalemi, kitabı olmayan, evine geldiğinde küçücük ellerini ısıtamayacak sobası olmayanları bulacağız. Bulamadımızı her yavrunun vebalı önce sizin sonra bizim üzerimizdedir. Onun için kapı kapı dolaşacağız. İlgi ve şefkati asla elden bırakmayacağız.

Vali kardeşlerimiz her türlü olağanüstü duruma hazır olmalı. Tecrübeyle bilgiyle en önemlisi ilgiyle işe koyularlar büyük mesafe alırlar. Şunu biliniz ki sizler her ilin sorumlusu olduğunuz kadar, her ili yarınlara hazırlayacak Ankara'nın gözü kulağı ayağısınız. "

İŞTE ERDOĞAN'I KIZDIRAN O PROGRAM

ERDOĞAN'IN ÖZDEMİR'E CEVABI